English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ 2 ] / 20 dakika

20 dakika translate French

4,083 parallel translation
Şuna da bakın, 20 dakika önce bana mail atmış.
Il m'a écrit il y a 20 min.
20 dakika içinde görüşürüz.
Rendez-vous dans 20 min.
20 dakika falan.
À 20 minutes, je dirais.
Bize 20 dakika kaybettirdin.
On aurait pu gagner 20 minutes.
Bir bez parçası. Keza konukları yemek odasına toplayın, 20 dakika içinde.
Rassemblez les clients dans la salle à manger dans... 20 minutes.
Bak, DeBrie ancak metadonun etkisi başladıktan sonraki ilk 20 dakika içinde bir şeyler yiyebiliyor. O yüzden bir şeyler atıştırmak için bize katılmayı düşünür müsün?
Le seul temps où DeBrie ne vomit pas tout, c'est quand elle finit son trip de méthadone, alors tu veux te joindre à nous pour se mettre quelque chose sous la dent?
İstersen 20 dakika daha konuşalım ama ben ne dediğimi biliyorum.
On peut continuer encore 20 minutes, si vous voulez, mais je sais de quoi je parle.
Tren 20 dakika içinde kalkıyor.
Le train part dans 20 minutes.
- Hayır, son sınıfız. Hatta 20 dakika önce son sınıf olduk.
En dernière année, depuis environ 20 minutes.
Ne tesadüf ki, perde kalkmadan 20 dakika önce eşyalarını almaya geldin, öyle mi?
Tu arrives juste comme ça, 20 minutes avant l'ouverture du rideau? pour récupérer tes affaires?
20 dakika içinde burada olmazsan eğlenmeye başlarım.
Si t'es pas là dans 20 min, je commence à m'amuser avec elle.
En fazla 20 dakika.
20 minutes, Max.
Saat 22 : 35'de, başkanı vurduktan 20 dakika sonra Booth, Maryland'e kaçış rotası olan Navy Yard köprüsüne ulaşır.
À 22 h 35, 20 minutes après avoir tiré sur le Président, Booth arrive au pont Navy Yard, sa route de fuite vers le Maryland.
Vernazza'ya 20 dakika.
C'est à vingt minutes de Vernazza.
Buraya 20 dakika içinde bir eyalet polisi yolla.
Je veux qu'un policier soit ici dans 20 minutes.
20 dakika içinde Marcus ve torunuyla buluşacağız.
Nous rencontrons Marcus et son petit-fils dans 20 minutes.
Gina'nın dairesini su basmış, benim 20 dakika içinde ifade vermem gerek.
L'appartement de Gina est inondé, et je dois être à la déposition dans 20 minutes.
Fıskiyeleri 20 dakika filan sonra çalılıkların yanına oraya çekebilir misin?
Tu pourras mettre l'arrosage dans les buissons dans 20 min? D'accord.
'Sadece 20 dakika önce, onlar 11 kemiğimi kırdı...''... ve kafatasım kırıldı.'
Il y a 20 min, on m'a brisé les os.. ... et fracturé le crâne.
Tamam, 20 dakika.
O.K. 20 minutes.
20 dakika sonra, Russo sokakta ona silah doğrultturdu.
20 minutes plus tard, Russo l'a descendu en pleine rue.
20 dakika, Mouse.
20 minutes, Mouse.
Tuvalet için 20 dakika!
Argh! 20 minutes pour les toilettes!
Evet, yaptığım şey, Bayan Henry White'in portresine 20 dakika boyunca bakmaktı ta ki sen çağırana dek fakat...
Oui, j'ai seulement dû regarder le portrait de Mrs. Henry White pendant 20 minutes, avant que vous appeliez, mais...
Bir çizime 20 dakika mı baktın?
Vous avez regardé une peinture pendant 20 minutes?
Sizi 20 dakika önce aradım!
Je vous ai appelés il y a 20 minutes!
20 dakika sonra gideceğim.
On vient me chercher dans 20 minutes.
Ben ve Chloe ilk 20 dakika içinde yanınıza geliriz.
- Chlo et moi entrerons pour les 20 premières minutes
Posta arabası 20 dakika içinde kalkacaktır.
Le véhicule de transport partira dans 20 minutes.
20 dakika.
Dans 20 minutes.
Yaklaşık 20 dakika.
Environ 20 minutes.
Gecenin o saatinde Haney meyhanesinden kurban'nın ofisine en az 20 dakika da arabayı sürebilir.
À cette heure de la nuit, on peut aller de la Haney Public House au bureau de la victime en moins de 20 minutes.
Soyun ve 20 dakika boyunca kaynar suda kalsın.
Déshabillez-la et faites la bouillir pendant 20 minutes.
- 20 dakika çok az.
20 minutes, c'est peu.
20 dakika içinde mahkemeye geri dönmem gerek.
Je, uh, je dois retourné à un procès dans 20 minutes. Et... C'est sur quoi?
Hayatım, eczacı uyku ilacımın 20 dakika sonra hazır olacağını söyledi.
Chéri, la pharmacie a dit que mes somnifères ne serait pas prêt avant 20 minutes.
Tekne, 20 dakika sonra New York'a yelken açacak.
Le bateau part pour New York dans 20 minutes.
20 dakika uzunluğunda.
Ça dure seulement 20 minutes.
Banyoya gidin ve götünüzü kaydedin. 20 dakika boyunca, yanakları açıp kapayın.
Va dans la salle de bain, et filme ton anus s'ouvrant et se refermant pendant 20 minutes.
20 dakika kadar evvel kredi kartım çalındı.
On m'a volé ma carte bleue il y a vingt minutes.
Chase'nin kredi kartı 20 dakika kadar evvel, şehirde bir restoranda kullanılmış.
La carte de Chase a été utilisée il y a 20 minutes dans un restaurant du centre.
Ben kontrol olacak onun okumalar her 20 dakika.
Je contrôlerai ses tracés toutes les 20 minutes.
Bu 20 dakika olabilir Monitörleranormallik kaydetmeden önce.
Il peut se passer 20 minutes avant que les moniteurs n'enregistrent l'anomalie.
Travma odasındaydık çok fazla kan kaybetmişti ve acilen endoskopiye sokmamız gerekti ve o 20 dakika boyunca seni ve düğünü unuttum.
On était en salle de trauma, et elle avait perdu tellement de sang, on devait faire une endoscopie, et pendant ces 20 minutes, j'ai oublié... Toi et le mariage.
Bu şehirde yirmi dakika içinde istediğin yerde olabilirsin.
Tu aurais pu être n'importe où ou tu voulais aller dans cette ville en 20 minutes.
Yirmi dakika uyuduğun içindir.
C'est parce que tu as dormi 20 minutes.
Yirmi dakika gecikti.
Il a 20 minutes de retard.
Tamam, yirmi dakika içinde benim mekânda buluşalım.
Retrouve moi chez moi dans 20 minutes.
Bir tanık varışa yirmi dakika kala onları görmüş.
Un témoin les a vus sortir 20 min avant l'arrivée.
" Yirmi dakika mı?
" 20 minutes?
Çocuğunuzu bir dahaki videoya alışınızda onu sadece bir saniye çekin ve devamında da yirmi dakika götünüzü.
La prochaine fois que tu filmes ton gosse en train de danser, enregistre juste une seconde, puis ajoute 20 minutes de ton propre trou de balle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]