30 dakika translate French
1,665 parallel translation
O çiftlikleri verirsek, 30 dakika içinde işgal ederler.
En faisant cela, New Bern occupera les fermes dans 30 minutes.
HK'ne en son güvendiğimizde 30 dakika geç kalmışlar ve hedefi 50 km. farkla ıskalamışlardı. Ve inandırıcı bir mazeret bulamamışlardı.
Et bien, la dernière fois qu'on a fait confiance à l'aviation, ils ont eu 30 minutes de retard, ils étaient à 30 bornes de la cible et n'avaient même pas une bonne excuse.
- 30 dakika var.
- Tu as 30 minutes.
30 dakika içinde bu satışı tamamlamazsam, sayılmayacak.
Je n'ai que 30 minutes pour compléter cette vente ou elle ne compte pas.
Albay Bazemore, 30 dakika sonra sizinle ofisinizde görüşeceğim.
Colonel Bazemore, 30 minutes, je vous retrouve à votre bureau.
30 dakika oldu baba.
Ça fait 30 minutes, papa.
Bana 30 dakika verin.
Donnez-moi 30 minutes.
yaklaşık 30 dakika sonra iki kişi bir bombalı paket nedeniyle ölecek.
Deux personnes vont mourir à cause d'un colis piégé, dans 30 minutes.
- Bebeğim 19 yaşında bir boğa güreşçisiyle 30 dakika sonra işi pişireceksin ve ben hergün üzerime atlayan muhteşem popolara hayır diyorum, ve üstelik kıçlarını elime kadar sokmuşlarken.
- Chérie, t'es à 30 minutes de prendre ton pied avec un latino de 19 ans. Et je ne te parle pas des canons qui se jettent sur moi toute la journée avec leur tout petit cul.
Tamam, Eğer 30 dakika kadar... beklersek ve gerçekten yavaş yürürsek, odam hazırlanmış olur.
Si on attend environ... 30 minutes, et qu'on marche très lentement, ma chambre devrait être prête.
New York'a gitmek için 30 dakika sonra ayrılıyor.
Il part à New York dans 30 minutes.
Harikayım, gerçi bu adamla 30 dakika boyunca yalnız kalmak oldukça acı vericiydi..
Super, bien que passer 30 minutes seul avec ce type, c'est douloureux.
30 dakika önce teyit ettirdim, kimse bana tek kelime bile etmedi..
J'ai confirmé il y a 30 minutes et personne n'a rien dit.
Bilim fuarı değerlendirmesi 30 dakika içinde başlayacak.
Les évaluations commenceront dans 30 min.
Bıçaklandıktan 30 dakika sonra öldü, sen de oradaydın.
Il est mort plus de 30 minutes après avoir été poignardé, et vous étiez sur place.
tamam, cilaya 20 dakika, 30 dakika kurumaya... ve bir saatte parlatmaya....
20 minutes pour la cirer, 30 minutes pour qu'elle sèche, et encore une heure pour la laver. On n'y arrivera pas!
Kuzeniyle birlikte 30 dakika önce buraya gelmiş... ve bir daha görülmemiş mi?
Elle est venue là avec son cousin il y a une trentaine de minutes et on ne l'a plus vue depuis?
30 dakika içinde Avrupa hava sahasından çıkacağız.
30 min avant la sortie de l'espace européen.
Davie King 30 dakika önce batı binasına girmiş.
Il y a 30 min, King est entré dans le bâtiment ouest.
Yaklaşık 30 dakika önce, bir çift terörist... otelin çatı katında, çalışanları ve müşterileri öldürmeye başladı.
Il y a 30 minutes, deux terroristes armés y ont tué plusieurs personnes.
Kurtarmak için 30 dakika çalıştılar.
Pendant une demi-heure, ils ont essayé de la réanimer.
30 dakika sonra öğretmeninizle burada buluşacaksınız.
Vous retrouverez votre professeur dans trente minutes.
20 ya da 30 dakika, şifreleme seviyesine bağlı.
dépendant du niveau de cryptage.
Ayıracağını varsayarsak, 20 ya da 30 dakika.
de vingt à trente minutes.
GEÇMEK YASAK 30 dakika önce, polis şu manzarayla karşılaştı :
Il y a tout juste 30 minutes la police est tombée sur cette vision à couper le souffle :
- Neye 30 dakika var?
Y a quoi dans 30 min?
Enlem : 51 º, 30 dakika, Kuzey.
Latitude, 51 degrés, 20 minutes, nord.
Umarım, en geç 30 dakika içinde elinde olur, keriz.
Trouve les en 30 minutes ou moins, trou du cul.
30 dakika içinde Gilliam Circle'a kurtarma uçağı gelecek.
Il y aura une evacuation aerienne dans 30 minutes. au Gilliam Circle. Bien compris.
30 dakika böyle kalmam gerekiyor.
Je suis censé rester comme ceci 30 minutes.
Geri dönüp rotamızdan saparsak, en az 30 dakika kaybederiz.
Sinon, on peut toujours faire demi-tour, mais on perd au moins 30 minutes.
30 dakika sonra bir şeyler oluyor gibi hissetmiştim. Ama sadece istek dolu psikomatik bir yanlış alarmmış.
Après 30 minutes, j'ai vraiment cru qu'un truc allait se produire, mais c'était des faux espoirs et une fausse alerte psychosomatique.
Ve eğer.. Ve "eğer" dediğim zaman. Eğer 30 dakika içinde dönmezsem, gelin ve beni alın.
Ceci dit si - et j'insiste sur le si - je suis pas de retour dans trente minutes,
- 30 dakika içinde.
- Dans 30 minutes.
Değil mi? 4 gün tatil, 30 dakika ders çalışma...
Souvenez-vous, c'était très prenant.
Temmuz'da Noel 30 dakika içinde başlayacak.
Christmas in July commence dans 30 mn.
Erkek arkadaşımdan ayrıldıktan tam olarak 20 dakika sonra alkolün de etkisiyle bir gece kulübünde striptiz yaptım.
Après avoir rompu avec mon petit ami, après exactement 20 minutes, j'ai... { \ pos ( 192,220 ) } succombé à l'ivresse, je me suis exhibé dans un club des années 30,
SFO'ya 30 dakika kadar. Çok fazla kanama var.
- Ça saigne beaucoup.
30, 40 dakika.
30, 40 minutes.
Bir dakika, olmaz ki. Burada, Henry Milligan 30'larının sonunda diyor.
Tu ne peux avoir ce rôle, il doit avoir 39 ans!
Bu restoran senin iş yerinden 20 dakika mesafede. Bana yarım saat uzaklıkta.
Ce restaurant est un détour de 20 min pour vous et 30 pour moi.
Sonrasında nasıl olduysa dakika başı seni arar olmuş.
et, tout d'un coup, il vous appelle toutes les 30 secondes.
90 dakika yayın yapıyoruz ve kapanışta da herkese üç dakika vererek bitiriyoruz.
1 h 30 de débat. Puis ils auront 3 min pour conclure à tour de rôle.
- Bir dakika? Tabi yasaya göre 3 dakika ama 50 saniye kadar uzun yada kısa olabiliyor.
La loi dit 3 minutes, elle s'est déclenchée il y a 30 secondes...
1 dakika 30 saniye.
Une minute trente.
Otuz dakika canlı kayıt olacak. Durmak yok.
- On fait 30 minutes live.
En son arama, üç dakika 46 saniye sürmüş. 12 : 26'dan 12 : 30'a kadar. 917-157-1431 numarasından cep telefonuna.
Appel d'une durée de 3 minutes 46 secondes, de minuit 26 à minuit 30, en provenance du 9171571431 vers ton portable.
2 Dakika 30 saniye Yeni bir rekor.
- Deux minutes trente! Record battu!
4 dakika 30 saniye maçta kart görmedin, bu senin rekorun.
4 minutes 30 sans carton! - C'est ton record! - Mais j'ai rien fait!
- İki buçuk dakika oldu.
- Oui. - Ah ouais, t'es sûre? - 2,30.
Otuz dakika içinde asansör teknisyeni gelecektir.
Dans la plupart des cas, le dépanneur arrive au bout de 30 minutes.