5 dolar mı translate French
667 parallel translation
- Sadece 5 dolar mı?
- Cinq seulement?
Günde 5 dolar ve masraflarınız, ne dersiniz? 5 Dolar mı?
- 5 dollars par jour.
- 5 dolar mı?
- Cinq dollars?
5 dolar mı?
5 dollars pour moi?
- Aspirin için 5 dolar mı? Gerek yok.
- Payer 5 S pour de l'aspirine?
Onun için savaştım. açlık çektim, her gün onun için ölüyorum... 5 bin dolar, hepsi parlak ve ağır.
Je me suis battu pour lui, ai été affamé pour lui, et je meurs pour lui chaque jour. Cinq mille dollars, toutes brillantes, et lourdes pièces.
Bu arada, Bay Bane'e, Bayan Allenbury'nin... 5 milyon dolar talep ettiğini de söyleyebilirsiniz.
A propos, informez votre M. Bane que Mlle Allenbury réclame 5 millions de dollars.
Yayımcımdan geldi... ikinci kitap için bana 5000 dolar avans veriyor.
Mon éditeur m'offre une autre avance de 5 000 $ sur mon prochain livre.
5 milyon dolarım olsaydı, bu işin kapanmasına harcardım.
Si j'avais 5 millions, je réglerais cette affaire.
5 milyon doların tamamının... onlar için açılacak bir vakıf fonuna gitmesini sağlayacağım.
Je veillerai personnellement à ce que les 5 millions leur reviennent.
- 5 dolar aldım Gabby.
- J'ai pris 5 dollars, Gabby.
On dolarım var - bire beş - Frank, Bay Mccoy'un bacağını ısıracak.
J'ai dix dollars à 5 contre 1 que Frank James mordra M. McCoy à lajambe.
İstatistiklere göre bir çocuğun haftalık bakım masrafı beş dolar.
La statistique dit qu'un enfant coûte 5 $ par semaine.
Eğer onu tanımıyorsanız 5 dolarına bahse girerim yaşamıyorsunuz.
Vous devinez, C'est Monsieur Kane!
- Siyah kusu bulmam için 5.000 dolar teklif etti.
Il m'a offert 5 000 $ pour l'oiseau noir.
5.000 dolarını bulacağım.
Je trouverai ces 5 000 $.
Bu işi halledebilirsen sana 5000 dolar vermeye hazırım.
Je suis prêt à payer 5 000 $, si le boulot est bien fait.
5000 dolarımız varken de çamaşırcılık yapman gerekir mi?
Vous auriez à travailler, avec 5 000 dollars?
Şey, bana zam mı vereceksin, yoksa ben sadece Wiecek'in annesinden 5,000 doları mı alıyorum?
Allez-vous me donner une augmentation... ou dois-je aller chercher les $ 5000 de la mère Wiecek?
Sanırım 5.000 Dolar eder.
Pour environ 5 000 dollars.
Beş bin doların tamamını bu gece alacağım.
J'emporterai 5 000 $ cette nuit.
Sen olmasan kasa başına 6,5 dolar alamazdım.
J'aurais pas eu 6,50 $ le cageot de pommes sans toi.
Bana kasa başına 6,5 dolar ödedi.
- Il m'a payé six et demi.
Benimle gelmeyeceksen, bana para verebilir misin? 4 ya da 5 dolarım var sadece.
Même si vous ne venez pas, pouvez-vous m'aider?
Umarım benden daha şanslısındır. Kızımın düğününe 5 bin dolar harcamıştım.
Deux whiskies à l'eau.
Bir takım elbise, bir çift ayakkabı, bir şapka bir takım iç çamaşırına karşılık ortağım üstünde kalırsa 15 dolar alırım.
Un costume, une paire de chaussures, un chapeau. Un ensemble de sous-vêtements contre 1 5 $ que mon partenaire reste en selle.
Bana bir zilyon dolar ve beş sent söz verdin.
Vous m'avez promis un zillion de dollars. Et 5 cents.
Neyse, 5 dolarına bahse varım ki, sen yanlış yoldasın.
Bref, je suis prêt à parier 5 $ que tu as tort, ce coup-ci.
- 1000 Dolarını unut. Gelin son iki rakamda anlaşalım : 65.
Occupons-nous seulement des deux derniers chiffres : 6 et 5.
5 Dolar veren var mı?
Qui dit 5 dollars?
Beş dolar borç alan...
Tu sais, le grand qui m'avait emprunté 5 dollars.
Bay Brewster hep korkunç ailesinden konuşuyor. Ama 5 doların altında hiçbir şey sipariş etmedik.
M. Brewster ne parle que de sa famille... mais il n'a rien commandé en dessous de 5 $.
Dawson'da sığırın yarım kilosu 5 Dolar.
Le bœuf se vend cinq dollars la livre à Dawson.
5000 Dolar istiyor ama sanırım 4000'e düşürebilirim.
Il en veut 5 000 $, mais je crois qu'il descendra à 4 000.
Jack'i bulabilmem için 5 dolar lazım.
J'ai besoin de 5 $ pour aller retrouver Jack.
- Bunun için 5000 dolar mı?
- J'ai 5 000 dollars pour ça?
Rica ederim. - Ödünç aldığım 5 dolar.
Je paie mes dettes.
Dur, bekle biraz. Gıcır gıcır bir 5 doların var mı?
Avez-vous un beau billet de $ 5 tout neuf?
Geçen sene, gazetelerde geçen ismiyle, Bay Mükemmel 5 milyon dolar vergi ödedi.
L'an dernier, M. Fabuleux, comme dit la presse, a payé 5 millions d'impôts.
eğer senin dediğini yapsaydım 5.000 doları harcamaktan zevk almayacaktım.
Je n'aurais pas apprécié ces 5 000 $ s'ils avaient été acquis comme ça.
Zeki ve zengin bir adam için, 5.000 dolar tasarruf ederken... her şeyi kaybetmek, nasıl diyorsunuz, kötü bir yatırım olmaz mı?
Pour un homme riche et intelligent, économiser 5000 $ pour tout perdre... Ce sont de fausses économies, non?
5.000 dolar mı buldun?
Tu avais 5000 $?
Bir avukat elbise almam için bana beş dolar vermişti.
Un jour, un avocat m'a filé 5 dollars pour m'acheter une robe. 5 dollars?
- Uh, 5.00 dolar, lütfen. - Meteliksiz misiniz, bayım?
- 5 dollars!
Dün, en iyi adamlarımdan olan Ben, ki kendisi iyi bir çocuktur. İşten çıktı ve günde 5 dolar için senin işçilerinin arasına katıldı.
Hier, un de mes meilleurs ouvriers, Ben, un bon gars, m'a plaqué pour votre équipe payée 5 $ la journée.
Gördüğünüz gibi, Bay Glover, günde 5 dolar ödeyerek en iyi adamlarımızı çalmaya devam ederseniz, dostlarımla da uğraşmak zorunda kalacaksınız.
Vous comprenez, M. Glover, si vous débauchez nos meilleurs travailleurs en les payant 5 $ par jour, vous aurez affaire à mes amis.
Kafeteryada kazandığımla da size haftada beş dolar öderim. - Kafeterya mı?
Avec mon salaire de la cafétéria, je pourrais donner 5 S par semaine.
- Dolmakalem hala beş dolar mı?
- Ils sont toujours à 5 $ tes stylos?
- İkiye katlayalım. Her puan beş dolar.
- Doublons la mise. 5 $ le point?
Hayır, daha cömert olalım. 1 5.000 dolar yapalım.
Au diable l'avarice : 1 5 000.
1 milyon dolarımız vardı ama herif 5 kuruş için bok yoluna gitti.
Il est mort parce qu'il voulait bouffer.