60 translate French
8,806 parallel translation
yani adam 3. kata kadar kaçtı ve 60 metreden aşağı atladı.
Il s'est jeté par la fenêtre de presque 9 m.
- Kemikteki hasarlara bakacak olursak tampon yerden 22 ila 25 santim arası yüksekliğinde ve 2005 XJ sedan'ın yerden yüksekliği 23.6 santim.
Grâce à la fracture, encore une fois le pare-choc devait être situé entre 55 à 65 cm du sol et celui de la XJ Sedan est à 60 cm.
OlasıIıklar şöyle ; ya servetinin % 50, % 60'ını kurtarırız ya da sundukları teklifi kabul ederiz.
On peut récupérer 50 % à 60 % des actifs, ou vous pouvez accepter leur proposition.
60'lı yıllarda inanmayacaksınız ama ben blues'cuydum.
Vous savez, dans les années 60, j'étais un type blues.
Zaten toplasan 90 kişi vardı. Her gece 60'ını görürdünüz.
La scène devait compter 90 personnes et on en voyait 60 tous les soirs.
Şimdi, 60 dakika önce çok gizli bir radardan saklanma teknolojisi taşıyan bir F-120 Bosna'da düştü.
Il y a 60 minutes, un F-120 Hawkwing transportant une technologie de camouflage radar top secret, s'est écrasé en Bosnie.
ATV ile saatte 60 kilometre alsalar, 10 kilometre geriden...
Terrain à découvert, 65 km / h, 10 clics de retour...
Altmışlı yıllarda burası bir hippi şehriydi. Yetmiş sonları ve seksenlerde punk rock'çı oldu.
Tu vois, dans les années 60 c'était une ville bien hippie et puis dans les années 70 et 80, bien punk rock.
1950 ve 60'larda Houston tam bir müzik merkeziydi.
Dans les années 1950 et 1960, Houston était vraiment la Mecque de la musique.
O da öyle yaptı. Kardeşinin ve Roky'nin 60'lı yıllardaki etkisini hiç unutmayanların çok yardımı oldu.
Et heureusement il l'a fait, grâce à son frère et quelques sympathisants qui n'ont jamais oublié la place de Roky dans les années 60...
- Açıkçası,... 60 neden var... tecavüz duvarında bu isimlerin nasıl yer aldığı konusunda.
Il y 60 raisons... Le nombre de noms sur le mur des viols.
Vücut sıcaklığın neredeyse normal, 36.6 derece. Günlük kalp atışın 60'larda ve hedeflenen kilodan sadece yarım kilo uzaktasın.
Ta température corporelle est presque normale, à 36,7 ° C, ton rythme cardiaque en journée est autour de 60, et tu n'es qu'à 200g de ton objectif de poids.
Tıbben yaşama oranın tahminen % 60, % 80 diyebilirim.
Médicalement je met ton pronostic vital à environ 60 %, 80 % de taux de survie.
Evet. O 60'la 75 santim arasında.
Ça fait... entre 60 et 70 cm.
Daha yeni 60 gün kolyemi verdiler.
J'ai eu mon badge des 60 jours.
60 yaşlarında, erkek.
Environ 60 ans, masculin.
Ara sıra sihrine güveniyor olmalısın, yoksa Afrikalılar Kulübüne gelip bana 60.000 borçlanmazdın.
Tu as dû le penser à un moment donné ou tu ne serais pas au Club de l'amitié avec 60 000 dollars de dettes.
WILDCATS 60
WILDCATS 60
- Adam 60 yaşında!
- Il a 60 ans!
Haftanın 60 saati çalışıp da çocuklarımı görmemek pek de hoşuma gitmiyor.
Je n'aime pas travailler 60h par semaine et ne jamais voir mes enfants.
- Neyse 2014 ucuza yapılan en düşük paraya en yüksek patlamayı aldığınız küçük silindirli V8'lerin 60. yılı oldu.
- Bref! 2014 est le 60è anniversaire du pas cher à construire, très cher à la vente petit bloc V8
Ben şahsen, sattığım ilaçtan kazandığım 60 milyon doların, 18 milyonunu vergi olarak öderdim.
J'aurais personnellement dû payer 18 millions d'impôts, sur les presque 60 millions gagnés en ayant vendu de l'herbe.
İyi olduğumuzdan hala % 60 - 70 eminim.
Je suis toujours convaincu à 60-70 % que c'est nous.
Şunu yüzde atmış yapalım.
On va plutôt opter pour 60 %.
Yüzde atmış, onaylandı.
60 % confirmé.
60 km ve hızını artırıyor.
Vitesse de 33 nœuds. Et il accélère.
Ulaşabilirsem 60 saniyemi alır.
– 60 secondes si je peux y accéder.
EL YAZMASI NOTALARI 60 YIL BOYUNCA OKUNMADAN KALDI.
SON MANUSCRIT RESTA PRÈS DE 60 ANS DANS UNE VALISE SANS ÊTRE LU
"Bu insanlar" nüfusun % 60'ını oluşturuyor, o yüzden sorun olabilir.
"Ces gens" représentent 60 % de la population. Ça va poser problème.
Bana 60 saniye avans ver, en azından elimde bir fırsatım olsun.
Tu me laisses 60 secondes d'avance?
Sana 60 saniye avans vereceğim.
Je te laisse 60 secondes d'avance.
Her uyduyu, her takımyıldızını 60'larda NASA tarafından uzaya gönderilen bütün eşyaları, astronotları, roketleri, her şeyi.
Les satellites, les constellations, les expéditions, les astronautes et chaque lancement de fusée de la NASA.
4 nişancı istiyorum, 3'ü aşağıda biri yukarda. 60 saniye kaldı.
Trois tireurs en bas, un en haut! Métro dans 60 secondes.
Kaç cinayet işlendi, 60-70 mi?
Il y a eu quoi? 60, 70 morts?
- 60 kulaç halat kaldı, efendim.
On est à 60 brasses, Monsieur.
- Harry, bizi 18 kilometreye çıkarmışsın!
On est montés à 60 000 pieds!
60 gün gecikmiş...
60 jours de retard.
Altmış gün gecikme mi?
60 jours de retard!
60 civarı.
Environ 60.
Bu şehir inşa edilirken işçiler toplu bir mezar keşfetti. Yerin 20 metre altında. Binlerce unutulmuş köleyle dolu.
Quand ils ont commencer la construction de cette ville, les équipes de construction ont découvert un charnier, 60 pieds sous terre, rempli de milliers d'esclaves oubliés.
Şimdiden 60 kilometre çapında bir alana yayıldılar.
Dispersés dans un rayon de 60 km, à cette heure.
8 : 55'te aracına yıldırım düştü ve yarım milyar voltluk elektrik boşaltıp 60.000 amperlik akım üretti.
A 20h55, la foudre tomba sur le véhicule, déchargeant 500 milliars de volts, et produisant un courant électrique de 60,000 ampères.
7 hafta içerisinde Jennifer Larson sonsuza dek kaybolup Susan Flietcher Ashton, Oregon'da uzak bir çiftlik evi için oturma izni aldığında Adalien Bowman, bir anlık zayıflığı dışında yaşadığı 60 yıl süresince ettiği yeminini tutmuş olacaktı.
Dans 7 semaines quand Jenifer Larson, disparaitra à jamais... et que Susan Flietcher se sera installée dans une petite ferme isolée à Ashton dans l'Oregon... Cela fera 60 ans qu'Adaline Bowman à l'exception d'un seul moment de faiblesse, aura tenu sa promesse.
Altına hücumun ilk yılında yaklaşık 60.000 kişi gemiyle San Fransisco'ya geldi.
Au cours des premières années de la ruée vers l'or... environ 60,000 personnes sont arrivées à San Fransisco par bateau.
- Evet, 60'lı yıllarda orada yaşamış.
Oui, elle y vivait dans les années 60.
Beyler, 35 yaşına gelmiş adamlarız. Drama da neredeyse 60 yaşında.
Jesus, les mecs vous savez, on a presque 35 ans.
- Size hesap vermeme gerek yok.
Et lui 60. J'ai pas a répondre à vos conneries.
60 saniye dayanırsan beni sikmene bile izin veririm.
Dure 60 secondes, et je te laisse me baiser.
60 yıllık biramız var.
Un gars de 60 ans a acheté la bière.
- 60 ilave gün.
- 60 jours de plus.
- 60 saniye başlıyor.
- 60 secondes!