English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Aage

Aage translate French

69 parallel translation
Çok az boş vaktim var, Aage.
J'ai très peu de temps libre.
Ne kadar zeki bir adam, Aage.
Quel homme d'esprit, Aage.
Fena değil, Aage.
Pas mal, Aage.
Herkes kahraman olamaz, Aage.
Tout le monde ne peut être un héros.
- Aage.
- Aage.
Aage, ipi al ve tekerin altından geçir.
Va mettre ça sous la roue.
Aage, atları tut.
Aage, tiens les chevaux.
10 ver, Aage.
Donne-lui dix thalers.
İyi geceler, Aage.
Bonne nuit, Aage.
Aage.
Aage.
Aage, araba nerede?
Où est la voiture?
Evet, Aage, gideceğiz.
Oui, partons.
"Profesör Aage Krger altı yaşındaki Mary Jensen'e..."
" La semaine passée, le Pr Aage Krüger est rentré
İşlediğin suç asla unutulmayacak, Aage Krger.
Ton crime ne sera jamais pardonné, Aage Krüger.
Aage Krger bebeğimi aldı. Küçük kızına vermek için.
Aage Krüger a pris ma poupée pour la donner à sa petite fille.
Akşamları tek başına dolaşmak zorundasın. Çünkü kimse Aage Krger'in işlediği suça tanıklık yapmıyor.
Tu dois errer seule, nuit après nuit, car personne n'a témoigné du crime d'Aage Krüger.
Aage Krger'i tanıyor musun, anne?
Connais-tu Aage Krüger, maman?
Hastahaneye babası Dr. Aage Krger tarafından kabul edilmiş. Yasak bir ilişkiden doğduğu için onu öldürmek istiyormuş.
Elle a été internée par le Dr Krüger, son père, qui voulait la tuer pour ne pas qu'on sache qu'il avait eu un enfant adultérin.
Ancak Aage Krger ambulansla peşine düşüp onu yakalamış. Hastahanenin arkasına sürüklemiş ve orada ölümcül son dozu vermiş.
Aage Krüger l'a rattrapée avec la voiture-brancard, l'a traînée jusqu'à l'hôpital et lui a administré une dose fatale de chlore.
- Aage.
Aage.
- Evet, Aage.
- Oui, Aage.
Aage'nin fotoğrafları için teşekkür ederim.
Merci de m'avoir laissé la photo d'Aage.
Ben, Bulder Hardy Drusse, Aage Krger'in Mary Jensen'i öldürdüğüne Tanrı'nın huzurunda tanıklık ederim.
Moi, Bulder Hardy Drusse, certifie devant Dieu qu'Aage Krüger a tué Mary Jensen.
Ben, Jørgen Hook, Aage Krger'in Mary Jensen'i öldürdüğüne Tanrı'nın huzurunda tanıklık ederim.
Moi, Jorgen Hook, certifie devant Dieu qu'Aage Krüger a tué Mary Jensen.
Ben, Sigrid Drusse, Aage Krger'in Mary Jensen'i öldürdüğüne Tanrı'nın huzurunda tanıklık ederim.
Moi, Sigrid Drusse, certifie devant Dieu qu'Aage Krüger a tué Mary Jensen.
Aage denen herif bile seni kandırdı.
Aage, il s'est foutu de toi aussi.
Aage Krger!
Aage Krüger!
Rahibi öldüren Aage Krger'di.
Aage Krüger a tué le pasteur.
Aage Krger buraya geldi mi?
Est-ce qu'Aage Krüger est venu ici?
Aage Krger ne istiyormuş?
Que voulait Aage Krüger?
Sen bilmiyorsun ama Aage Krger'in bir iblis olduğuna dair elimizde kanıtlar var.
Vous ne le savez pas, mais on a la preuve qu'Aage Krüger est un démon.
Aage onu kurtarabileceğini söylemişti.
Aage prétend pouvoir le sauver.
Aage bir iblis.
Aage est un démon.
Aage seni kurtarmayı teklif etti ama sen hayır dedin.
Aage a proposé de te sauver et tu as refusé.
Bir saat öncesine kadar Aage ile anlaşmaya hazırdım.
Il y a 1 h, j'étais sûre que j'allais m'arranger avec Aage.
Aage dışarıda dolaşıyor, anneciğim.
Aage rôde dans les parages, maman
Svend Age, Birgitte Nyborg'un açıklamalarına ne diyorsunuz?
Svend Aage, votre réaction? - Il dit quoi?
Svend Age Saltum'un yorumunu dinledik.
C'était la réaction de Svend Aage Saltum.
Hükümet, Svend Age Saltum'la bir anlaşma yaptı ve bu değiştirilemez.
Le gouvernement a marchandé avec Svend Aage Saltum et il estime que tout est réglé.
Hayvanların hissiz makineler olmadığını aksine, kanlı canlı yaratıklar olduklarını bilen Svend Age Saltum gibi bir domuz yetiştiricisinin bile bu tür uygulamaları benimsemiş olması çirkin bir şey olmanın da ötesinde, rezalettir.
Qu'un éleveur comme Svend Aage Saltum, qui sait mieux que quiconque que les animaux ne sont pas des machines, mais des êtres vivants, puisse soutenir de telles pratiques n'est pas seulement écœurant... c'est du travail de cochon.
Parti üyeleri olarak Svend Age'nin kendisine karşı sürdürülen cadı avı yüzünden baskı altında olduğunu biliyoruz.
Au sein du parti, nous savons que Svend Aage a été sous pression à cause des attaques qui le visent.
En azından Svend Age Saltum'u harekete geçirebildik.
On a juste ébranlé Svend Aage Saltum.
Svend Age has ortalığı ne kadar karıştırdığının farkında değil.
Svend Aage ne sait pas à quel point il a attisé le feu.
Svend Age kurallara harfiyen uyuyormuş.
Svend Aage suit la réglementation!
N'aber Svend Age?
Svend Aage?
Ve Svend Age Saltum.
Svend Aage Saltum,
Pirzolaya 18 krondan fazlasını ödemek istemediğimiz sürece Svend Age Saltum'u ve diğer domuz yetiştiricilerini kendi kendine ölen, veya çok zayıf oldukları için uyutulması gereken domuzlar üretmeye zorlamış oluyoruz.
Tant qu'on ne voudra pas payer le porc à son juste prix, on forcera Svend Aage Saltum et ses collègues éleveurs à produire des porcs qui mourront de maladie ou qui seront supprimés.
Son sözü, cebinden cüzdanı çıkaran tüketici söyler.
C'est aberrant, Svend Aage. Les consommateurs décident avec leur porte-monnaie.
- Aage...
Aage...
- Aage mi?
- Aage?
Bu Aage.
Lui, c'est Aage.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]