Acilen translate French
2,282 parallel translation
- Her iyi hekimin yapacağı gibi.. ... Dr. Phelps acilen MR istemiş.
Et comme tout bon médecin, le Dr Phelps a demandé une IRM.
Bunlar olup bittikten sonra Derek partnerini bankadan para çekerken gördü... ve başı motorcularla belada olduğu için acilen nakite ihtiyacı vardı...
Et il voyait son complice déposer l'argent à la banque... Après ses ennuis avec les motards, il a eu besoin de liquide...
Ne olduğunu öğrenmeye çalıştım, ama acilen bir yere gitmesi gerektiğini söyledi, ben de oradan ayrıldım.
Je voulais en connaître la raison, mais elle était pressée, alors je suis parti.
Acilen hava takibine ihtiyacımız var. Beyaz ve gri renkli bir kamyon.
Demande appui aérien sur une camionnette blanche et grise.
İçeriye girelim. Ve devre arasına 17-7'lik bir skorla giriyoruz. Artık hakemlerin bu maçta kontrolü ele alması gerek, hem de acilen.
Et voilà, 17 à 7 pour Kingdom à la mi-temps, dans ce match dont les arbitres ont intérêt à reprendre le contrôle et vite.
Ve kendisiyle gerçekten acilen konuşmam gerekiyor.
Et il est important que...
Acilen işten çıkarılmalara ihtiyacım var, geç bile kaldık.
Il faut licencier de suite.
Sonuçta, bizim Birliği çok sağlam geçerli mali zemin, değil acilen bağış ihtiyacı var
Après tout, notre Association est financières au sol très saine, et n'est pas un besoin urgent de dons
Nene'nin acilen tedavi edilmesi gerek.
Nene a besoin d'un traitement le plus vite possible.
Ve böyle olursa acilen benimle aynı sayfada olman gerekiyor.
Si ça arrive, vous et moi devrons nous préparer vite.
... acilen gereken parayı sağlamak... 4 Ekim 2008'de Başkan Bush 700 milyar dolarlık kurtarma paketini imzalar.
Aide financière d'urgence. Le 4 octobre 2008, le Pdt Bush signe un plan de renflouement de 700 milliards de $.
Acilen bir ambulansa ihtiyacım var.
Il me faut une ambulance.
- Blake, konjestif kalp yetmezliğin var ki bu durumda da acilen bir hastaneye yatman gerekiyor.
220 ) } Vous avez une insuffisance cardiaque qui doit être soignée à l'hôpital.
Yaptığın şeyin cezasının okuldan acilen atılmak olduğunu biliyor musun?
Vous savez qu'une absente injustifiée est un motif de renvoi immédiat?
Çok acilen buraya gelmeli.
Il est très attendu.
Buraya acilen gelmeme neden olan şey nedir?
Pour quelle raison impérative m'as-tu fait venir?
Torres, 2 dakika içinde ofisime gelmeni ve bana acilen ihtiyaç duyulduğunu söylüyorsun.
Torres, dans deux minutes, vous viendrez me dire qu'il y a une urgence.
Dr. Lightman, acilen laboratuardan bekleniyorsunuz.
Dr Lightman, il y a une urgence au labo.
Şey... Acilen gitmem gerek.
Je dois... bah... courir.
Acilen ilgilenmek gerek.
Elles nécessitent des soins constants.
Çocuklar, çok acilen gitmemiz gerek.
Les gars, il faut qu'on fiche le camp d'ici!
O dosyalara acilen ihtiyacım var.
Il me faut ces fichiers tout de suite.
Acilen ameliyat edilmesi gerek.
Une opération s'impose, et vite.
Güvenliğiniz için acilen Askeri bir hastaneye sevk edileceksiniz.
Pour votre sécurité, vous allez être transféré dans un hôpital militaire.
Şu an acilen başka bir yerde olmamız gerekiyor.
Nous devons y aller, c'est important.
Harika,'Benim acilen tuvalete gitmem gerek'yarın görüşürüz.
Tant mieux, il faut que j'aille aux toilettes! A demain les garçons!
Henry, bu ayın sonuna kadar okul acilen ödenek bulamazsa, Dekan Bartlet'in kontratını yenilemeyecekler.
Sans une grosse rentrée d'argent d'ici la fin du mois, ils ne renouvelleront pas le contrat de Bartlett.
{ \ cH4833c3 \ 2cH868986 \ 3cH000004 \ 4cH000004 \ fnComic Sans MS \ fs22 } Alanı acilen terk edin.
Quittez les lieux immédiatement.
Avery, o dokuya acilen ihtiyacım var.
Tu peux te lever? Avery, il me faut ce tissu tout de suite!
Acilen bir elektrik arkı yaratmamız gerekiyor.
Je vous demande de créer un arc électrique immédiatement.
Acilen Orlando'da bir elektrik arkı oluşturmanızı istiyorum.
L'arc électrique doit atteindre Orlando, immédiatement.
Bunun için seninle acilen konuşmak istedim.
C'est pour ça qu'il fallait que je te parle d'urgence.
Coruscant'taki Şansölye Palpatine ile acilen barış müzakerelerini başlatmayı teklif ediyorum.
Je propose d'ouvrir immédiatement des négociations de paix avec le Chancelier Palpatine sur Coruscant.
Acilen bankacılık denetiminin kaldırılmasını teklif ediyorum.
Je propose d'immédiatement déréglementer les banques.
Acilen bize ikmal gerekiyor.
Nous devons être ravitaillés immédiatement.
Acilen onunla konuşmak istiyorum.
Je souhaite lui parler immédiatement.
Ne yazık ki, Alderaan ile acilen haberleşmemi gerektiren ciddi meseleler var.
Je crains qu'une affaire urgente ne m'oblige à contacter Alderaan immédiatement.
Ne yazık ki, kaynaklarımız sınırlı olduğundan acilen savaşa geri dönmeliyim.
Je crains qu'en raison de nos ressources limitées, je doive immédiatement retourner sur les lignes de front.
Acilen oyuna dönmek istiyorum.
Il me la faut maintenant.
Acilen taktik değiştiriyoruz. Kapıyı patlatıyoruz, içeri gireceğiz!
Faites exploser la porte, on entre.
Acilen küresel alarm vermemiz lazım.
Nous avons, rapidement, besoin de lancer une alerte mondiale.
Onu acilen kliniğe götürün.
Emmenez-le tout de suite à l'infirmerie.
Acilen.
Et très vite.
Acilen atış alanınından çıkman gerekiyor.
Vous devez évacuer la zone de tir immédiatement.
Onunla acilen konuşmamız gerekiyor. Neler olup bittiğini öğrenmemiz lazım.
Il faut qu'on lui parle, qu'on ait des détails.
Şef, acilen içeri girmemiz lazım.
Il faut qu'on rentre.
Tüm mevcut birimler acilen ana caddedeki BMM bankasına intikal etsin.
À toutes les unités disponibles, rendez-vous à la banque BMM.
Meredith'e acilen ihtiyaç var.
On a besoin de Meredith ailleurs.
Evet, dişin ağrıyor ve acilen dişçiye gitmen lazım.
Oui, tu as mal aux dents, il faut aller au dentiste.
Bu ortaya çıkarsa, bizden biri acilen başka yere atanır.
- Je n'ai rien dit à personne.
- Acilen işe koyulmamız lazım.
Il faut trouver.