English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Adèle

Adèle translate French

481 parallel translation
- Hay Allah, hayır.
- Oh non! Adèle est française.
Adèle Fransız. Benim ailem yok. Kimsem yok.
Je n'ai aucune famille, aucune.
Adın Adèle, değil mi?
Vous êtes Adèle, n'est-ce pas?
Ne düşünüyordum biliyor musun Adèle?
Savez-vous ce que je pensais, Adèle?
- Hem de çok, Adèle.
- Beaucoup, Adèle.
- Güzel değil mi matmazel?
- N'est-ce pas superbe, Mademoiselle? - Superbe, Adèle.
- Adèle'nin ders saati geldi.
- Adèle attend son cours.
Zavallı küçük Adèle.
Pauvre petite Adèle.
- Adèle'ye öldüğünü söyledik.
- Adèle la croit morte.
Adèle çok az sevgiye sahip olmuş. Bu eksikliği kapatmaya çalışacağım.
Adèle a eu si peu d'amour, j'essayerai de compenser.
Kış yerini bahara bırakırken hala bir haber yoktu... ama Adele'nin mutluluğunu görerek bir nebze de olsa rahatlayabiliyordum.
Nous étions sans nouvelles, mais je trouvais une échappatoire dans le bonheur d'Adèle.
Niçin odanda değilsin Adèle?
Adèle, pourquoi n'êtes-vous pas à la nursery?
Bay Rochester akşam yemeğinden sonra Adèle'yi misafir odasına getirmeni istiyor.
M. Rochester veut vous voir au salon avec Adèle après le dîner. Dites à Adèle d'y aller seule.
Adèle.
Adèle.
- Her zamanki gibi Adèle'ye ders verdim.
- Donner des leçons à Adèle.
- Bu durumda Adèle okula gitmeli.
- Adèle devra aller à l'école.
Söylediğin gibi Adèle okula gitmeli sen de cehennem olmalısın.
Adèle doit aller à l'école, et vous, aller au diable, c'est cela?
Küçük budala Adèle ile şu ihtiyar ve saf Fairfax'e... çok bağlandın, değil mi?
Vous vous êtes attachée à cette petite folle d'Adèle, et à cette brave Mme Fairfax.
- Her zamanki gibi Adèle'ye ders veriyorum.
- J'instruis Adèle, comme toujours.
Yepyeni bir dünyaya adım attın ama sen her zamanki gibi Adèle'ye ders veriyorsun?
Il y a un nouveau paradis et vous instruisez Adèle? Quel mal y a-t-il?
Odasına koşup Adèle'yi bir battaniyeye sararak aşağıya indirdim.
J'ai couru chercher Adèle et l'ai descendue avec moi.
- Adèle akşam yemeğini bekliyor.
- Adèle attend son souper.
Efendim Adele.
Oui, Adèle...
Evet, Adele aldı.
On l'a donnée à Adèle.
Ama eğer ölü değilsen... O halde ben gerçekte Adele ile evli değilim, haklı mıyım?
Si vous n'êtes pas mort, je ne suis pas réellement marié à Adèle.
Evet, ama Adele'nin kocasıysan...
Si vous êtes le mari d'Adèle...
Dur bir dakika. Adele'ye ihtiyacın olduğunu görüyorum.
Vous avez besoin d'Adèle.
2000 dolar... Senin ölümün için. Adele biriktirdi.
Adèle a touché 2 000 $ sur votre assurance-vie.
Adele'yi bilirsin...
Vous connaissez Adèle.
Sana bir şey sormak istiyorum.
Salut, Adèle.
Gerçeği görmenin zamanı geldi Adele. Asla evlenmemeliydik.
Nous n'aurions pas dû nous marier, Adèle.
Adele'le randevum var.
Adèle était en retard.
Adele, burada ve Ocean'la birlikte, dedi. Kim bilir kaç asker arkadaşı daha var.
Adèle l'a aperçu avec Ocean... et leurs camarades de guerre.
- Hayır Adèle'nin yerine.
- Chez Adèle.
- Çok hoş bir kız verdi onu.
Une jolie fille me les a données. Adèle.
Adela evde mi?
Adèle est là?
"Bu filmde anlatılan, Adele'in gerçek öyküsüdür."
L'histoire d'Adèle H. est authentique.
Sizi anlıyorum, Bayan Adele.
Je vous comprends, Miss Adèle.
Yanıtını versene Bayan Adele'e.
Donne sa réponse à Miss Adèle!
Adele.
Adèle.
Adele, burada kalmaman gerek.
Adèle, vous ne devez pas rester ici.
Adele, evden kaçtığına eminim.
Adèle, je suis sûr que vous vous êtes sauvée.
Bayan Adèle demek istiyorsunuz.
Oh, vous voulez dire Miss Adèle.
Ben sadece evin kahyasıyım. Thornfield'in sahibi Bay Edward Rochester, küçük Adèle de onun koruması altında.
Thornfield appartient à M. Edward Rochester, et Adèle est sa pupille.
- Güzel Adèle. Dans ettikçe hep giyeceğim.
Je la mettrai pour danser...
Adèle için gitmiyorsunuz.
Vous ne partez pas pour Adèle.
Adèle!
Adèle!
Lütfen Adèle'yi tek başına gönder.
Il me demande par politesse.
Özür dilerim Adele.
Je suis désolé, Adèle.
bugün ne oldu, Adele?
Adèle, qu'as-tu à me dire?
Senin Adele'in.
Ton Adèle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]