Affet translate French
3,236 parallel translation
Affet beni.
Pardon.
Affet beni, peder, çünkü günah işlemek üzereyim.
Bénissez-moi, mon Père, parce que je vais pêcher.
Bize rızkımızı ver ve bize karşı günah işleyenleri bizim affettiğimiz gibi, sen de bizim günahlarımızı affet.
Donne-nous aujourd'hui notre pain quotidien, Pardonne-nous nos offenses, comme nous pardonnons à ceux qui nous ont offensés.
Christopher, sana olduğunu sandığın muazzam yıldız gibi davranmadığım için beni affet.
Excuse-moi de ne pas t'avoir traité comme l'incroyable star que tu crois être.
Lütfen, affet beni.
Je t'en prie, pardonne-moi.
Günahlarımızı affet...
Pardonnez nos péchés...
"Affet beni, yalvarırım, kocam bir aptal."
"Pardonne-moi. Mon mari, c'est un vaurien."
Beni affet Ju-yeon.
Excuse-moi, Jooyeon.
Beni affet.
- Excuse-moi.
Affet beni, ama... Param için geldim.
- Pardonne-moi, mais je viens récupérer mon argent.
Affet beni
Tu me pardonne.
Affet beni!
Tu doit me pardonner!
Biliyorum ahbap, her Yahudi "Beni Affet Günü" nde kafayı bulup, anlatıyorsun zaten.
Ouais, tu me le dis tous les ans quand t'es bourré pour le Jour du grand Pardon juif.
Şükranlarımı sunmadığım için affet.
Pardonne-moi de pas te remercier.
Yallah! " Tanrım, lütfen şu park cezalarını affet :
" Seigneur, je vous en prie, annulez les PV suivants :
"Joan, affet beni. Lane."
C'était : " Joan, pardon.
Affet beni, anne.
Pardonne moi, Maman.
Affet beni, Ed.
Je suis tellement désolée, Ed.
Şimdi yalnızım Papa, lütfen affet beni, anlamaya çalış Papa, başka çarem olmadığını bilmiyor musun?
Now that l'm alone try to understand me don t you know I had no choice?
Beni affet.
Pardonne-moi.
Yaşayanlara merhamet ve inayet et, ölüleri affet ve huzur ver.
Donne-nous ta miséricorde, ta grâce, ta vie, le pardon et le repos pour les morts.
Bazen anlamsız davranıyorsam beni affet.
Pardon, mais parfois je suis un peu intimidée.
Yüzünü yemediğim için beni affet. Pardon.
Pardonne-moi si je ne te roule pas une grosse pelle.
- Lütfen onu affet.
- Pardonnez-lui.
Beni affet lütfen.
Pardonne-moi.
Lütfen beni affet.
Je te demande pardon.
- Lütfen beni affet.
- Pardonne-moi.
Lütfen beni affet.
Pardonne-moi, s'il te plaît.
Affet, üzgünüm Babi.
Babi.
Goran, beni affet.
Goran, je suis désolé.
Kulunun günahlarını affet çünkü hiçbir canlı senden daha adil değildir.
N'emmene pas ton serviteur vers son jugement, car nul être vivant n'est aussi juste que Toi.
Affet onu.
Hein? Tu sais...
Ve Ronald'ı affet.
Et pardonne à Ronald. Il a fait son devoir.
"Tanrıçanın güzel vücudunu 6 parçaya bölen bu kıymet bilmezlerin barbarlığını affet."
"Ô Vénus, " les misérables humains ont déchiré " ton corps sublime en six morceaux.
Sana bu sıkıcı taslakları sunan, sıkılmış adamı affet.
Mettez ça sur le compte de quelqu'un qui s'ennuie et qui vous confie une tâche ennuyante.
Lütfen beni affet!
Ayez pitié, je vous en supplie!
Hacı, beni affet. Senin gibi iyi bir insan tanımadım hiç.
Hadji, pardonnez-moi, vous êtes la meilleur personne que j'aie jamais connue.
Beni affet.
Pardon.
Affet beni! Hayır! Hayır!
Je veux pas mourir!
Lütfen... Yaptıklarımı affet! Lütfen!
S'il te plaît... je les ai punis pour toi, alors épargne-moi!
Maggie'yie gizli gizli plan kurmakla suçladığım için affet beni.
Désolé de t'avoir accusé d'avoir un plan secret avec Maggie.
Tamam o zaman onu affet sonra da kendisini asana kadar ona bok gibi davran ama git!
Alors, vas-y, traite-la comme une merde jusqu'à ce qu'elle se pende!
Affet.
- Je ne voulais pas faire ça.
Affet beni, Shel.
Excuse-moi, Shel.
Lütfen affet.
Pardonnez, s'il vous plaît.
Affet beni, Xander.
Excuse-moi, Xander.
Bizi affet!
Mon fils!
Affet beni!
Merde!
Affet beni! Affet beni! Affet beni!
Pardonne-moi!
Affet beni! Affet beni!
Pardonne-moi!
Affet beni!
Pardonne-moi!