Afrika translate French
4,979 parallel translation
Afrika'da pek vahşi gergedan kalmadı.
Il reste peu de vrais rhinocéros sauvages en Afrique.
Şu anda bile, kaçak avcılar... Afrika'da günde ortalama bir gergedan öldürüyor.
Chaque jour, un rhinocéros est tué par des braconniers en Afrique.
Afrika gergedanlarını koruyanlar... bu muhteşem manzaraları 50 yıl sonra da... görebilmemiz için uğraşıyor.
Ceux qui protègent les rhinocéros en Afrique se battent pour qu'on puisse encore voir de merveilleuses scènes comme celle-ci dans 50 ans.
Afrika'daki tüm doğa koruyucuları, büyük hayvanları kurtarmak için... derhal harekete geçilmesi gerektiğinin farkında.
En Afrique, les écologistes ont compris que si on veut sauver nos gros animaux, il faut agir maintenant.
Afrika'da her yıl milyonlarca ton yeniyor.
On en mange des millions de tonnes en Afrique chaque année.
50 yıl önce... Afrika'da yarım milyon civarı aslan vardı.
Il y a 50 ans, un demi-million de lions se trouvaient en Afrique.
Fakat Afrika'nın bir yerinde... durum olağanüstü biçimde iyiye gidiyor.
Mais dans une partie de l'Afrique, les choses s'améliorent de façon assez extraordinaire.
Ve birikimlerini diğer topluluklarla... paylaşma istekleri, bu tip projelerin... Afrika'nın başka yerlerinde de tekrarlanabileceğini gösteriyor.
Leur volonté de partager leur savoir avec d'autres communautés signifie que des projets semblables pourraient être répétés ailleurs en Afrique.
Afrika'nın en yoğun ekilmiş alanlarından biri.
C'est une des régions les plus cultivées d'Afrique.
Korumalı bölgelerde yakından yönetim... bazı Afrika türlerinin tek geleceği olabilir.
La gestion intensive à l'intérieur d'une région protégée représente peut-être le seul avenir de bien des espèces africaines.
Ama Afrika'nın insan nüfusu dünyanın iki kat hızında artıyor.
Mais la population en Afrique croît deux fois plus vite qu'ailleurs.
Fırsat verilirse... Doğu Afrika'daki fil nüfusu toparlanacak.
Dans de bonnes conditions, le nombre d'éléphants en Afrique de l'Est augmentera.
Afrika'nın iklimi kesinlikle değişiyor.
Le climat de l'Afrique change certainement.
Afrika'nın en meşhur dağı Kilimanjaro'nun zirvesinde... kalıcı buzulların % 80'i kayboldu.
Au sommet de la montagne la plus célèbre d'Afrique, le Kilimandjaro, 80 % de la surface de glace permanente a fondu.
Afrika'daki dağlık bölgeler, genelde... iklim değişikliğinin ilk göstergeleri.
Partout en Afrique, les montagnes sont souvent les premières à révéler les changements climatiques.
Çoğu Afrika hayvanının aksine... geladalar soğuğa uyumludur.
Contrairement à la plupart des animaux africains, les singes-lions sont adaptés au froid.
Afrika'nın en başarılı primatlarından biriydiler. Tüm kıtaya yayılmışlardı.
Ils étaient autrefois les primates les plus communs, répandus dans tout le continent.
Afrika dünyanın en sıcak kıtası.
L'Afrique est le continent le plus chaud du monde.
Ama Afrika'nın her yerinde insanlar... çevrede ağaç olmasının önemini farkediyor.
Mais partout en Afrique, les gens reconnaissent l'importance d'avoir des arbres dans leur paysage local.
Afrika ormanlarının geleceği bugün hepimiz için çok hayati.
L'avenir des forêts d'Afrique n'a jamais été aussi critique pour nous tous.
Afrika neredeyse tamamen okyanuslarla çevrili.
L'Afrique est presque complètement entourée d'océans.
Ekosistemleri kurtarmak Afrika'nın vahşi geleceğinin anahtarı.
Sauver les écosystèmes est la clé de l'avenir de l'Afrique sauvage.
Fakat Gorongosa'nın, Afrika'nın ve belki de hepimizin... geleceği için mühim olmasının başka bir sebebi var.
Mais il y a une autre raison pour laquelle Gorongosa est important pour l'avenir de l'Afrique et peut-être pour nous tous.
Afrika'daki sorunun ölçeği muazzam.
L'ampleur du défi en Afrique est énorme.
Dünyada ekilmemiş toprakların % 45'i hâlâ Afrika'da.
L'Afrique comporte encore 45 % des terres non cultivées de la planète.
Veya Afrika'yı bekleyen kaçınılmaz değişimlerin... tüm dünyayı ve bu küçük hayvanı nasıl etkileyeceğini.
Ni comment les changements inévitables qui se produiront en Afrique affecteront le reste du monde et ce petit animal.
Afrika. Son çekim.
L'Afrique, le tournage final.
İlk ziyareti yapmaya gidiyoruz. Afrika dizisinin David'le açılışı.
On se rend filmer l'ouverture de la série Africa avec David.
Doğu Afrika'nın Büyük Yarık Vadisi üzerindeyim.
Je survole la Grande fosse orientale en Afrique de l'Est.
Beş büyük Afrika hayvanından en aksi ve tehlikeli olanı.
Le plus grognon et dangereux des cinq plus gros animaux africains.
Veya Afrika'yı bekleyen kaçınılmaz değişimlerin... tüm dünyayı ve bu küçük hayvanı nasıl etkileyeceğini.
Ni les changements qui se produiront dans le grand continent qu'il habite.
160,000 yıl önce Afrika'da Mitokondriyal Havva doğdu.
Puis, il y a 160 000 ans en Afrique, l'Ève mitochondriale est née.
O dediğiniz yalnızca bir tek araştırma ve Güney Afrika, Türkiye, ABD ve Zambiya'da yapılmış. Katılanların çoğu da evsiz, madde bağımlısı veya savaş kurbanıymış.
Cette étude concerne les prostituées de rue aux États-Unis et en Zambie où beaucoup de personnes sondées sont SDF, toxicos ou victimes de guerre.
- Tropikal bir hastalık, Güney Afrika ve altındaki ülkelerin çocuklarında görünür.
- C'est quoi? - Maladie tropicale, { \ pos ( 192,210 ) } commune chez les enfants d'Afrique subsaharienne.
Kurban kesinlikle Afrika'da yetişmiş olabilir.
{ \ pos ( 192,210 ) } La victime a pu grandir en Afrique.
Hiç Afrika şeyleri olmamasına dikkat ediyor musun?
{ \ pos ( 192,220 ) } T'as vu il n'y a rien d'africain?
Bir Afrika kabile maskesi.
Un masque tribal africain.
Bunlarla Afrika'nın sadece sesini duyurmakla kalmaz, sözünü de dinletiriz.
On peut amener l'Afrique à un niveau où l'on ne fait pas que l'entendre, on l'écoute.
Bu işin Afrika'yla ilgisi yok.
Ce n'est pas à propos de l'Afrique.
Rat Patrol, Kuzey Afrika'yı kasıp kavurdu.
Les Rats du désert ont ravagé l'Afrique du Nord en talonnant Rommel.
Eskiden burada sadece birkaç kişiydik ama Mama Kamala "Afrika'da imal edilmiştir" etiketlerini koymaya başladığında işler açıldı.
On n'était que deux avant, mais les affaires ont fleuri quand Mama Kamala a collé des étiquettes "fait en Afrique" dessus.
Afrika'da annelerin, bebeklerinin poposunu dizleriyle temizlediğini biliyor muydun?
Tu savais que les mères en Afrique essuient les fesses de leurs bébés sur leurs genoux?
Afrika rüya otu.
Racine de rêve Africain.
Uyan Afrika.
Afrique, réveille-toi.
Genel olarak bilinen adı, Gine tahılı- - Batı Afrika kıyıları boyunca doğal bataklık ortamlarında bulunur. Büyükannenin bunu nasıl elde ettiğine aklım ermiyor ama...
Elle est originaire des régions humides de la côte ouest africaine, donc je n'ai aucune idée de comment ta grand-mère les trouvait, mais...
Afrika'yı ziyaret etmeyi hiç düşündünüz mü?
Vous n'avez jamais pensé à visiter l'Afrique?
Neden Afrika'yı ziyaret edeyim Bay Carson?
Et pourquoi devrais-je aller en Afrique, Mr Carson?
Afrika köklerimi onurlandirmak için. Anliyor musun?
Afin d'honorer nos racines africaines.
Niagara Şelalesi. Afrika safarisi.
les chutes du niagara safari africain.
- Tüh ya, kıta Afrika'ymış.
Le continent, c'est l'Afrique.
Evet, Afrika'ya taşınma planlarınız gibi.
Ouais, comme tes projets de déménager en Afrique.