English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Agda

Agda translate French

422 parallel translation
- Sen becerikli bir kadınsın, Agda. - Böyle düşünmene sevindim.
Tu es une femme épatante.
Şerefe, Agda. Yemek için teşekkürler.
À la tienne, et merci.
Agda.
Dis, Agda...
Zavallı Anne... Zavallı Agda... Zavallı çocuklarım.
Pauvre Anne, pauvre Agda... pauvres petits garçons!
Bayan Agda, lütfen kahvaltı hazırlayın. Arabayı alıyorum.
Servez-moi le petit-déjeuner, je prendrai la voiture.
Hiç kimse sizin gibi bavul hazırlayamaz, bayan Agda. Gerçekten mi?
Personne ne fait les bagages comme vous.
Kırgın insanlardan nefret ederim. Hayatımda bir sineği bile incitmedim, Bayan Agda'yı idare edeceğiz. Tost?
J'ai horreur des gens rancuniers et moi qui ne ferais pas de mal à une mouche et encore moins à Agda.
Siz Agda teyzeyle kavga ederken kim uyuyabilir ki?
Qui pourrait dormir au son de vos disputes?
Demek geldiniz bayan Agda.
Quand même venue, Mlle Agda?
Yorgun musunuz bayan Agda?
Etes-vous fatiguée, Mlle Agda?
Bayan Agda, bu sabah için üzgünüm.
Je regrette ce qui s'est passé ce matin.
Bayan Agda, birbirimizi bu kadar yıldan beri tanıdığımıza göre,... sizce de birbirimizi Agda ve Isak diye çağırmamalı mıyız?
Mademoiselle Agda... Que voulez-vous? Mlle Agda, nous nous connaissons et nous sommes amis depuis tant d'années.
Biz birden birbirimize Agda ve Isak demeye başlarsak insanlar ne düşünür?
Que penserait-on si subitement nous nous disions tu?
agda adım atamıyorum, ben dışarı geleyim
Je veux sortir.
Evet, ihtiyacımız olan bütün balıklar aynı ağda.
On a tout le poisson qu'on veut d'un coup de filet!
Kaş aldırmak? Hiç ağda yaptırdın mı?
Et tes sourcils, tu les fais épiler?
Sebastian yumuşadığında, ağda ortaya çıkmış olur.
Quand Sebastian se sera calmé, on lui retirera le filet aussi.
Vince ile iş konuştuklarında ben çıkıp ağda falan yaptırıyorum.
Quand Vince discute affaires, je me fais épiler les jambes.
Merhaba, Agda.
Bonjour, Agda.
- Ağda bir şey var.
- Dans le filet.
Dinleyin bayan Agda!
Oh, voyons, écoutez, Agda.
Biz evli değiliz, bayan Agda.
Mlle Agda, nous ne sommes pas mariés.
Merkez sol ağda trafik açık.
Dégagez le trafic dans l'échangeur gauche.
Evet, kumru ağda yakalandı.
Oui! On voit la colombe prise dans le filet.
Ve sonra o ağda sonsuza kadar yaşarız
Et quand elle est achevée, on s'y enferme pour la vie.
Ağda kapılar ve Bahçıvanlar?
Regarde, Étoile ou Jarretières?
Belki de ağda bir sorun vardır.
C'est peut-être la grille qui cloche.
Ağda mı yapıyorlar?
Elles s'épilent?
Ne zamandan beri ağda yapmıyorsun?
Tu as cessé de te raser les jambes?
Thelma Rice bacaklarına ağda yaptırmış.
Thelma Rice s'est fait épiler les jambes.
Ağda bir delik varmış.
- Il devait y avoir un trou dans le filet.
Bütün herifler hâlâ malt içip yarış arabası kullanıyor ve karı gibi ağda yapıyorlar.
Les gars boivent tous du whisky... conduisent des voitures trafiquées et se graissent les cheveux.
Bu masraf ne? $ 58 ağda masrafı mı?
Qu'est cette dépense... 58 $ pour épilation des jambes?
- Ağda bir boşluk oluştu.
- Il y a un trou dans le filet.
Çevrenizdeki ağda aksama okuyoruz.
Nous relevons une interruption dans votre secteur.
Bacaklarıma ağda yaptıracaktım.
J'allais me faire épiler les jambes.
Hatta istersen burada bacaklarına ağda da yaptırabilirsin.
Vous pouvez même vous faire épiler les jambes ici, si vous voulez.
- Aynı kablolu ağda.
- C'est sur la même chaîne, quand même.
Ağda yaptırmam!
- Je m'épile pas.
Umarım ağda yapmışsındır.
Et la noire est bien trop courte. J'espère que vous vous êtes épilée.
Bacaklarını tıraş mı ediyorsun yoksa ağda mı?
Tu les épiles à la cire, tes jambes?
Ağda bir delik oluşturmamız gerekiyor.
Il faut ouvrir une faille dans le réseau.
Kaşımı alıp ağda yapmadan.
Je m'épile partout.
Bay Veba, Ağda garip bir şey oluyor.
m. La Peste, quelque chose de bizarre se passe sur le Net.
Ağda yapardım, çok acırdı.
Avant, je m'épilais, mais ça fait trop mal.
- Bak ben diyorum, sen de ağda yaptır.
- Tu devrais t'épiler.
Seni, vücuduna ağda yapılıyormuş gibi bağırtabilir. O kadar sinir bozucudur. Ama özünde, Jack, çok duygusaldır.
Elle torture les gens tant elle est horripilante, mais à l'intérieur, c'est une crème!
Ağda.
De la cire.
50 verirsen, bir de jartiyer takıp bacaklarına ağda yaparım.
Pour $ 50, je lui mets une jarretière [br] et je l'épile.
Ağda randevum olmasa, ben de gelirdim.
Je viendrais aussi si je n'avais pas d'épilation.
Ama bir ağda reklamı vardı. Harika gözüküyordu.
Mais cette cire à épiler avait l'air super.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]