Ahem translate French
183 parallel translation
Zavallı babanız öldüğünde... bizi soymak için planlar yapan! Ahem.
Il complote pour tout nous prendre à la mort de votre père.
Ahem.
A - hum...
Oh. Jumbo junior, ha? Ahem.
Jumbo Junior?
Oh, öyle mi? Evet. Ahem.
Ah oui?
Gördüğünüz gibi, ben bir cadıyım.
Ahem... Je suis Kiki, une sorcière.
öhö öhö.
Ahem.
- Ahem.. "wot"?
Qu'est-il arrivé à votre pantalon?
Şimdi oldu! Ahem, "Öyleyse, favori sözlerin neler?"
Bravo! "Quels sont tes mots favoris?"
Bu, kocam Dermot.
- Ahem. - Voici mon mari, Dermot.
- Ahem. Tamam.
Bon, merci, Jackie.
- A-Ahem.
- Ho ho.
- Dur, önce şu adamı öldüreyim. - Ahem!
Juste le temps de tuer ce type.
- Pardon.
- Ahem! pardon.
Ahem, senin yaşında biri için çok zor olabilir özel sektörde yeni bir hayata geçmek.
Ça va sûrement être dur... à votre âge, de vous adapter au secteur privé.
Ahem. Beni göremedi inanabiliyor musun?
Il n'a pas pu me recevoir.
Ahem, günün özel yemeğinden 2 tane alacağız.
Que désirez-vous? On prendra deux plats du jour.
Ahem! Onu yapmadan önce bir sorum var.
Avant ça, j'aurais une question à poser.
Ahem, uzaylı 101 geri kalanımız için bilinmiyor.
Vous pourriez expliquer pour les humains?
Ve bazı zamanlar. - Ahem, ahem... en kötü tarafı bazı zamanlar... bu beni rahatsız etmiyor.
Et parfois... le pire, c'est que parfois... je ne le regrette pas du tout.
Ahem. - Merhaba.
Ça va?
Ahem. Seninle bu oyunu daha fazla oynamayacağım.
Je refuse de jouer à ce petit jeu avec vous.
Uh... bugün araman inanılmazdı... çünkü ben... ahem...
C'est étonnant que vous m'ayez appelé aujourd'hui, car, j'ai... j'avais besoin de vous voir.
Ahem. Sana bir sorum var... ve cevabı benim için oldukça önemli.
J'ai une question et je ne vous cache pas qu'il m'importe d'avoir votre réponse.
Ah ~ Ahem! Antivirüs korumamızı güçlendirmek için Ishikawa-san'dan bizim için bir eğitim yazılımı hazırlamasını istedim.
J'ai donc demandé à Ishikawa de nous faire un programme pour renforcer nos procédures antivirales.
- Memnun oldum. - Ahem!
- Enchantée.
Ahem, Bu senin hatan, kaba olma.
Hum... C'est de ta faute, alors ne sois pas brutal.
Ahem... Groucho Marx bir defasında demiş ki : Kendinizle ilgili bir kitap yazmanın tek kötü yanı şudur :
Groucho Marx a dit un jour que le grand problème, quand on écrit un livre sur soi, c'est qu'on ne peut pas s'amuser avec les faits.
Bay Sloane.
Euh, Mr. Sloane. Ahem.
Öhöm...
Ahem.
Um... ahem!
Um... ahem!
- Şu bene bir göz atabilir miyim?
Je peux voir votre grain de beauté? Non. Ahem.
Ama aynı zamanda komşularınız ve Ned'in arkadaşları arasında Ned'in dayısı, yani kardeşiniz kötü bir şekilde tanınıyor ve Şair Simon Grim tartışmalara yol açıyor.
Mais n'oubliez pas que tous vos voisins, ainsi que les camarades de Ned, savent également... que son oncle - votre frère - est le notoire et... controversé... ahem... poète Simon Grim. - Oui.
Bu sensin. Ahem.
- C'est vous.
- Ahem. - Hata yok.
Excuse-moi.
Baban geldi.
- Ahem. Ton père est rentré.
Gelip taziyede bulunmanız çok büyük bir incelik, bayan Potter.
- Ahem. Ce fut très aimable à vous d'être venue nous présenter vos respects, Miss Potter.
Ahem.
Ahem.
ahem.
Ahem.
- Evet, farkındayım.
- Ahem. Oui je sais.
Şimdi olmaz.
- Ahem! Ouais. D'accord.
Evet, sonradan boyattık.
Ahem. Ouais, on l'a faite repeindre.
Ahem.
Psst... psitt...
Tekrar!
Ahem.
- Affedersin.
Ahem. Désolé.
- Kafanızla ilgili bir sorun mu var?
Ahem. - Quelque chose ne va pas avec votre tête?
Ahem. - İşte.
- Tenez.
- Ahem.
- Qui?
- Ahem...
Merde.
Bunu deneyebiliriz.
- Ahem!
Buyurun?
- Ahem! Oui?
Ihh, benim adım, aa, Dr. Spencer Reid. Merhaba, çocuklar.
Ahem.