Ahmed translate French
636 parallel translation
Adaların, denizlerin ve yedi sarayın prensi Ahmed.
Ahmed, princes des lles, des Mers et des Sept Palais!
Adaların, denizlerin ve yedi sarayın prensi Ahmed.
Ahmed, prince des lles, des Mers et des Sept Palais.
Bu Ahmed, sıradan bir hırsızdan başka bir şey değildir.
Cet Ahmed n'est qu'un vulgaire voleur.
Kendini prens olarak tanıtan Ahmed'i ele geçirene kadar arayın!
Cet Ahmed qui se prétend prince, trouvez-le!
Para hariç her şeyin var Ahmet.
Vous avez tout, Ahmed, sauf l'argent.
Hadi bakalım Ahmet, aklını işe ver.
Allons, Ahmed. Revenons aux affaires.
Ahmet ile konuşuyorduk ve...
J'ai parlé avec Ahmed et...
Tanca'lı Abdül Ahmet'in gemisi.
Celui d'Abdul Ahmed de Tanger.
- Smain.
- Sid Ahmed.
- Ahmed.
- Mohamed.
Seninle Ahmed'in dışında buluşacağım.
Je t'attends devant chez Ahmed.
Mehdi adlı Muhammed Ahmed'e haber yolla, ve ona söyle, Sudan genel valisi Gordon Paşa kampına geliyor.
Envoyez un messager à Muhammad Ahmad, le Mahdi. Dites-lui que Gordon Pacha, le gouverneur général du Soudan, est ici.
Şüpheliyim, Muhammed Ahmed, sen bir kafir değilsin, ama kötülük kokusu alıyorum.
J'en doute, car tu n'en es pas un mais je sens le mal.
Muhammed Ahmed, hatırlatmak isterim ki Sudan'a ilk geldiğimde, savaşlarla, açlık ve kötüye kullanımla darmadağın olmuştu.
Puis-je vous rappeler que, la première fois que je suis venu, le Soudan était malade, affamé et meurtri par la guerre.
Sevilen bir adam değilim, Muhammed Ahmed, ama bu ülke her zaman tutkuyla sevdiğim bir yer oldu.
Je ne suis pas porté sur l'amour, mais ce pays est la seule chose que j'aie jamais aimée.
Şehrin sakinlerinden ayrılmak isteyenler, Mehdi olarak tanınan Muhammed Ahmed'in, koruması altına girmekte serbest olacaklardır.
Tous les habitants de la ville désireux de partir et de demander la protection de Muhammad Ahmad, le Mahdi, seront libres de le faire.
bana söyle, Muhammed Ahmed, Hartum'da kim hatırlanacak? Senin Allah'ın mı yoksa benimki mi?
alors dites-moi tout bas, Muhammad Ahmad, qui restera dans la mémoire de Khartoum?
Hartum'dan gidemem, Muhammed Ahmed, ben de mucize yapacağım. ve buna tanıklık edeceksin.
Je ne peux pas quitter Khartoum, car moi aussi, je fais des miracles.
Kaminsky, Mcdonald, Ahmed ve iki maltalı'ya ne oldu?
Ou sont Kaminsky, McDonald, Akhmed, les deux Maltais?
- Bırak onu, Ahmed.
- Liberes-le, Akhmed.
Ahmed.
Ahmed.
Komiser, majesteleri Suari Kralı Ahmed Kemal.
Lieutenant, Sa Majesté le roi Ahmed Suari.
Yarın sabah saat 10 : 00'da, Kralımız Ahmed Kemal başkentimize doğru yola çıkıyor.
À 10h, demain matin, notre roi retourne dans la capitale du Suari.
Ağzın bu kadar laf yaparken, ne olur şu Ahmed'i de alıp bir konuşsan?
Quelle intarissable bavarde! Tu devrais parler à Ahmed.
Ahmed'in amcası Jabalpur'da bir sigara fabrikasında çalışıyor.
L'oncle maternel d'Ahmed travaille dans une fabrique de cigarettes.
Bana Ahmed'i göndermem için o kadar çok mektup yazdı ki.
Il me demande souvent de lui envoyer Ahmed.
Ama Ahmed, gitmek için hazır değilmiş.
Mais Ahmed refuse tout net.
"İyi haberlerim var, Ahmet'in işi halloldu."
" J'ai de bonnes nouvelles au sujet du travail d'Ahmed.
"Umarım bu mektubu bir telgraf gibi düşünürsün."
"L'affaire est urgente. " Envoyez-moi Ahmed
Artık Ahmet'in mazeretlerini dinlemeyeceğim.
Qu'Ahmed vienne. Je ne l'écouterai pas.
Ben Mulay Ahmed Muhammed el-Resuli Rif Berberilerinin şefi.
Je suis Mulay Achmed Mohammed el-Raisuli le Magnifique... chef suprême des Berbères du Rif.
Ben Mulay Ahmed Muhammed Resuli, Rif'in efendisi.
Je suis Mulay Achmed Mohammed Raisuli le Magnifique.
Mulay Ahmed Muhammed el-Resuli Rif hükümdarı, Berberi sultanı.
Mulay Achmed Mohammed el-Raisuli le Magnifique Seigneur du Rif, sultan des Berbères
- 50000'ne diyeceksin, Ahmed?
Ahmed, tu dis mieux?
- Tam size göre galiba?
- C'est ton choix, Ahmed?
Şeyh Ahmed'e 100000'sattım.
Vendue au Sheik Ahmed.
Bu da Büyük Ahmet Han, elebaşları.
Voici le grand Ahmed Kahn, leur chef.
Liderlerinin adı Büyük Ahmet Han ve bir süvari şapkası takıyor.
Il se fait appeler le grand Ahmed Kahn et porte un shako de hussard.
Bu öneriyi merkez komiteye sunmalıyım ayrıca Büyük Ahmet Han'la da konuşsam iyi olacak.
Il faut que j'en parle au comité central et au grand Ahmed Kahn.
Ahmet, buna inanamayacaksın.
Tu ne vas pas me croire, Ahmed.
Grubun elebaşı olan Büyük Ahmet Han, kaçtı.
Le leader du groupe, appelé le grand Ahmed Kahn, s'est enfui.
Ahmed'in çay partisine yetişsin.
Que ce soit prêt pour la fête d'Ahmed.
Adım Ahmet.
Je m'appelle Ahmed.
Donny, Bayan Summers'a söyle, Ahmed Farley diye biri...
Donny, cours dire à Mlle Summers qu'Ahmed Farley est là pour...
Ahmet...
Ahmed...
Hafız ben Ahmed, rapor ver!
Hafiz ben Achmed, A mon bureau.
Hafız ben Ahmed, Komutanın ofisine gel!
Hafiz ben Achmed, au bureau du commandant tout de suite.
Hayır Ahmet.
Non, Ahmed.
Anlamalısın, Muhammed Ahmed.
Vous devez comprendre, Muhammad Ahmad.
Patronunu, aynı fabrikada Ahmed'e iş vermeye ikna edecek.
Il propose de parler d'Ahmed à son patron.
- İyiyim, fena değil.
- Très bien, Ahmed.