Aide translate French
77,967 parallel translation
- Yardım lazım mı?
- Besoin d'aide?
Onu durdurmama yardım et, yalvarırım.
Aide moi à le stopper, s'il te plaît.
- Ne olduğunu bulmana yardım edeyim mi?
Besoin d'aide pour trouver?
Yardım et bana peder.
Aide moi, Rev.
Yardım et bana.
Aide moi.
Benim... Yardıma ihtiyacım var.
J'ai besoin d'aide.
Kaldırmama yardım et.
Aide-moi à le lever.
Yardıma ihtiyacınız var mı?
Besoin d'aide?
- Yardımın için teşekkürler.
- Merci de ton aide.
Carter, bir denizci yardım etse iyi olurdu.
Carter, j'ai besoin d'aide.
Acil tıbbi yardım ve polis desteği istiyorum.
J'ai besoin d'aide et de renforts de police.
Doğru olanı yap.
Aide-moi.
Yardım gerekiyor mu?
Vous avez besoin d'aide?
Fred'in tekrar ihtiyacı vardı.
Fred avait besoin d'aide.
- Mümkün olan her yardıma ihtiyacınız var.
Tu as besoin de toute l'aide possible.
Senin de yardımına ihtiyacım var Kal.
Je pourrais utiliser ton aide, Kal.
Kaleyi lanetledin mi?
Il te faudrait peut-être de l'aide pour le principe liant.
Muhtemelen isyan bastırma teçhizatlı 20, 25 adam cezaevine girmiş, sis bombası, elektrikli kalkan ve gerektiğinde mermi kullanarak herkesi etkisiz hâle getirmeye çalışıyordur.
Je dirais que 20 à 25 hommes en tenue antiémeute explorent la prison à l'aide de bombes fumigènes, boucliers électrifiés et, si nécessaire, de balles pour descendre tout ce qui bouge.
Ya şu isyan bastırıcıları bulup, ellerimiz havada usluca yaklaşıp yardıma ihtiyacı var desek?
Et si on allait voir ces types les mains en l'air, toutes calmes, - pour demander de l'aide?
Uzaylılara yaptığımız operasyonu baltaladın ve grubu terkettin. Buna rağmen yardıma ihtiyacın olduğunda bu hiç olmamış gibi mi davranmamız gerekiyor?
Tu sabotes notre opération avec le RAP et tu quittes le groupe, puis quand t'as besoin d'aide, on est censés oublier le passé?
Çünkü dün gece yardım istemek için buraya geldi.
Parce qu'il est venu demander de l'aide ici la nuit dernière.
Yardım etmen için sana geldiklerinde onları kafese mi koyuyorsun?
S'ils ont besoin d'aide, vous les mettez en cage.
Sen yardım etsen de etmesen de.
Avec ou sans ton aide.
Pilav ve yanında barbunya mı yoksa pilav üstü barbunya mı?
Homer, aide-nous à trancher.
Yardıma ihtiyacım var.
J'ai besoin d'aide.
İhtiyaç duyduğu sırada.
Quand il avait besoin d'aide.
Yardımın için teşekkürler.
Merci pour ton aide.
Domuzun sana cidden yardımcı olduğunu düşünüyorum.
Je pense que c'est vraiment devenu un animal qui t'aide.
Yardımcı olabilir miyim?
.. soin d'aide?
Bu kadar alçalabileceğimi bilmezdim ama Tanrı'nın yardımı gerekiyor.
Ga-der! Je ne pensais pas tomber si bas, mais j'ai besoin d'aide de Dieu.
Karşı tedbirleri kaldırmak için işimize yarayabilirler.
Nous pourrions avoir besoin d'un peu d'aide pour enlever les contre-mesures.
- Yani Dawes'ın içeriden yardım aldığı belli.
Donc Dawes a forcément eu de l'aide venant de l'intérieur.
- Tamam dinle mülteciler için faaliyete geçirmem gereken bir sürü bozulmuş el terminali var ve gerçekten biraz yardım alabilirim.
Ok, écoute, j'ai obtenu un gros paquet de terminaux à main amochés que je dois rendre opérationnels pour les réfugiés et j'aurai vraiment besoin d'aide.
İyi gemi, Ganymede'ye yardım ediyor.
Un bon vaisseau, de l'aide pour Ganymède.
- Yardıma ihtiyacım var.
- J'ai besoin d'aide.
Bazen araştırmalarıma yardım ederdi.
Il m'aide dans mes recherches, de temps en temps.
İstasyona şu an çok sayıda insan geliyor Amos ve yardımımıza ihtiyaçları var.
Il y a beaucoup de personnes en arrivance imminente à bord de cette station, Amos, et ils ont besoin de notre aide.
Sensör dizisini ayarlamak için bu zeki genç hanıma yardım ediyorum yalnızca.
J'aide juste cette jeune femme à ajuster une matrice de capteurs. Difficile à croire.
Bize yardım ediyor.
Il nous aide.
Hiç çalışmıyor hükümetin sağladığı temel destekle geçiniyorlar.
Ils ne travaillent pas du tout. Ils vivent de l'aide de base, que le gouvernement fournit.
O sadece bizim araştırmamıza yardım ediyor.
Il nous aide juste pour l'enquête.
Bunun fakına vardığında, Ona verilen insülinin.. .. bir sonucu olarak kuzeninin hastalığı ağırlaşmıştı. Yardım için zili çaldı, hiç kimse gelmedi.
Quand elle s'est aperçue que sa cousine était gravement atteinte, à cause de l'insuline que vous lui aviez donné, elle a sonné, pour avoir de l'aide, mais personne n'est venu.
Senin yardımınla.
Avec ton aide.
- Medyumum ben. Yardımına ihtiyacım var!
J'ai besoin d'aide.
- İmdat!
À l'aide!
Bu teste çalışman için Sovyet güvenlik teşkilatına bağlı biri sana yardım etti mi?
Est-ce qu'un membre des services secrets russes vous a aidé préparer ce test?
Ve BB konusunda yardım ettim.
Et je t'ai aidé avec BB.
Bana geliyorlar.
Ils me demandent mon aide.
- Belki yardıma ihtiyacı vardır.
Il a peut-être besoin d'aide.
Dawes'a yardım eden çocuğa ne yapacak?
Qu'en est-il de cet enfant qui a aidé Dawes?
Bana yardım etmiş olmasaydı muhtemelen benimle birlikte gemide olmazdı.
Elle n'aurait probablement jamais été sur ce vaisseau avec moi si elle ne m'avait pas aidé.