Aimes translate French
26,952 parallel translation
Hayatını çok ama çok sevmelisin Kyle.
Tu parles que tu aimes ta vie, Kyle.
Okyanusun derinliklerinde çürüyen kişi seni seven tek kişi değil.
Pas avec le seul que tu aimes pourrissant au fond de l'océan.
Kendi ilacının tadına bakmak nasılmış görelim.
Voyons voir comment tu aimes ta propre médecine.
Sevdiğin her şeyi yok edecekler.
Ils détruiront tout ce que tu aimes.
Benden af dilemeye geldin sanmıştım.. .. ama bu yol daha iyi, değil mi?
Je pensais que tu venais me demander pardon, mais tu aimes mieux cette façon, n'est-ce pas?
Eğer bir şeyi seviyorsan onu iyisiyle ve kötüsüyle kabullenmelisin.
Si tu aimes quelque chose tu dois accepter le bon avec le mauvais.
Belki de bunun nedeni, zihninde olduğum içindir. Ya da bu birini nasıl sevdiğini bildiğini gösteriyordur.
Peut être parce que j'ai été dans ton esprit, ou peut être c'est comme ça que tu sais que tu aimes quelqu'un.
Onu seviyor musun?
Tu l'aimes?
Sevdiğini biliyorum.
Je sais que tu aimes ça.
Beğendin mi?
Tu aimes?
Bu yüzden mi ondan hoşlanıyorsun?
C'est pour ça que tu l'aimes?
- En sevdiğin peynirli makarnadan yaptım.
Je t'ai fait les macaronis au fromage que tu aimes.
Beğendin mi?
T'aimes ça?
Burayı seviyorsun.
Tu aimes cet endroit.
Beni seviyor musun?
Tu m'aimes?
- Tişörtümü beğendin mi?
Tu aimes mon haut?
Anneni seviyorsun.
Tu l'aimes.
Beni seviyorsun, ee?
Tu m'aimes... Donc?
Evet, ama beni yine de seviyorsun.
Oui, mais... tu m'aimes de toute manière.
- Süt nasıl, Jimmy?
- Tu aimes ce lait, Jimmy?
Sever misin?
Tu les aimes?
Artık aptal kravatımı seviyor musun?
Tu aimes ma cravate idiote?
Caz sevmez misin?
Tu n'aimes pas le jazz?
Öldürmekten zevk alıyorsun.
Tu aimes tuer.
Doğru. Unutmuşum, sen acı çekmekten hoşlanırsın.
J'avais oublié, tu aimes souffrir.
- Beni seviyorsan bırakırsın.
Si tu m'aimes, tu le feras.
Beni seviyorsan buradan çok uzaklara gidersin ve geçmişinin yükünü taşımadan yaşarsın hayatını.
Si tu m'aimes, tu laisseras cet endroit loin derrière, et vivre une vie non gâchée par ton passé.
- Biraz fazla sevdin sen bu işi bence.
Je pense que tu aimes un peu trop ça.
Bebekleri sever misin?
Tu aimes les bébés?
- Seviyor musun?
Tu m'aimes?
- Sen Lucifer'ı vurduğuna göre ondan gerçekten hoşlanıyorsun demek ki.
Puisque tu as tiré sur Lucifer, ça doit vouloir dire que tu l'aimes vraiment bien.
Suçlu biri gibi görünmek hoşuna gidiyor, değil mi?
Tu aimes être considéré comme un criminel, n'est-ce pas?
Evet, hoşuna gidiyor.
Oui tu aimes.
Beğenmedin mi?
T'aimes pas?
Beğenmişsindir tabii.
Bien sûr que tu aimes.
İçeride, cehennem sevdiğin şeyleri sana karşı kullanıyor.
Et à l'intérieur, l'Enfer utilise ce que tu aimes contre toi.
- Kara'yı ne kadar çok sevdiğini.
Combien tu aimes Kara.
Sen de beni seviyor musun?
Et toi, tu m'aimes?
Sen de beni seviyor musun?
Tu m'aimes?
Kimi seviyorsun ;
Qui aimes-tu?
Stresli olduğunda yemek yemeyi unuttuğunu biliyorum. Ben de sevdiğin yemek tırını durdurdum.
Je sais que tu oublies de manger quand tu es stressée, et je me suis donc arrêtée au food truck que tu aimes.
Sonra senin sevdiğin gençleri dinliyorum Nasty Bits...
Mais ces gamins que tu aimes, les Nasty Bits...
Bizimle dalga geçiyorsun ama biz sandığından daha güçlüyüz.
Tu aimes te moquer de nous. Mais on est plus puissants que tu crois.
Sen de sever misin?
Aimes-tu danser?
Kevin'a değer verdiğini biliyorum.
Je sais que tu aimes Kevin.
Beğenmedin mi?
Tu ne l'aimes pas?
Koltuğuna uzanacaksın. Üzerinde de sevdiğin o çirkin kazağın olacak.
Sur le divan, dans ton horrible chandail en molleton que tu aimes.
bizim ailemiz, bütün o sevdiğin insanlar...
Notre famille, toutes les personnes que tu aimes...
Birşeyleri halledebilecek birine benziyorsun bunda.
Tu aimes quelqu'un qui peut vraiment faire les choses.
Gerçek sizi özgürleştirecek. Sevgili kitabınız böyle demiyor mu?
La vérité va vous libérer... n'est-ce pas ce que vos livres bien-aimés disent?
Ondan hoşlanıyorsun.
Tu l'aimes bien.