Ait translate French
64,085 parallel translation
1997 yılının öncesinde Bay Douglas Jones'a ait hiç ama hiçbir şey yok.
On a rien, absolument rien, sur notre M. Douglas Jones avant l'année 1997.
William, sana gösterdiğim bu altı fotoğraf arasından Binbaşı dediğin adama ait olan var mı?
Est-ce qu'une de ces photos représente l'homme que vous appelez le général?
15 yıl öncesine ait bir reklam filmi. ... en önemli ürünlerin hayata güç katan ürünler olduğunu anlamak...
Une publicité que j'ai trouvée, datant d'il y a 15 ans. sont ceux qui...
Bazen kendi hayatlarımız çıkmaza girdiğinde başka bir dünyaya ait olduğumuzu sanmak kolaydır.
Parfois, quand la vie est difficile, il est plus simple d'imaginer qu'on appartient à un autre monde.
O döneme ait röntgenler sağ tarafındaki rafta.
Les radios de l'époque sont sur l'étagère à droite.
Rıhtım onlara ait.
Ils possèdent tout le quai.
Kendisi bize zorluk çıkarıyor.
Eh bien, il semblerait qu'il ait un problème.
Golf kulübünden dostlarımızın oralara gittiğini sanmam Joy.
Je ne pense pas qu'un membre du club de golf nous ait vus.
- Babama ait her şeyi bul. Hepsini.
- Demandez tous les dossiers de mon père.
Eşyalarınız toplandı, Rand'e ait eşyalar hariç tabii.
Vos affaires sont déjà emballées, à l'exception de ce qui appartient à Rand, bien sûr.
Hakkımda hayran olduğun hiçbir özellik bana ait değil.
Tout ce que tu admires chez moi, ce n'est pas moi.
Danny Rand başkasına ait.
Danny Rand appartient à quelqu'un d'autre.
Dualarının gerçek olmasına sevindim.
Je suis ravie que l'univers ait entendu.
Her bireyin bir amaca ihtiyacı vardır, inanacak bir şeye, ait olacak bir yere, içindekini ortaya çıkarmana yardım edebilecek bir cemaate.
Chaque personne a besoin d'un but, de croire en quelque chose, d'un lieu auquel appartenir, d'une communauté qui peut aider à s'épanouir.
- Buraya ait değilsin!
- Tu n'as rien à faire ici!
Ait olduğun yer orası.
C'est ta mission.
Wilkins'i de onun öldürdüğüne şüphem yok.
Je ne doute pas que ce soit lui qui ait tué Wilkins.
Yetkililerden kaçmayı başaran Rand, New York Narkotik Bürosu tarafından arananlar listesinin başına kondu.
Bien que Rand n'ait pas encore été arrêté, la brigade des Stups de New York en a fait l'ennemi public numéro un.
Ama sonunda onu Davos öldürdüğü için mutluyum yoksa ömür boyu acaba yanlış sebeplerden mi öldürdüm diye hayıflanıp duracaktım.
Mais je suis contente que Davos l'ait tué, sinon j'aurais passé ma vie à me demander si j'avais tué pour la mauvaise raison.
Size ait olanlar bize bu topraklarla geldi.
Certains de vos hommes nous ont volé des territoires.
Kime ait?
Détenu par?
Hapishaneye gittiğinde ilk kez, birinin sana güzel bir şey söylediğini düşün.
Pense à la première chose sympa qu'on t'ait dite en prison.
Sence bu atın neye ihtiyacı var?
De quoi crois-tu qu'il ait besoin?
Bu, birinin bana verdiği en güzel hediye.
C'est le plus beau cadeau qu'on m'ait fait.
O iyi olduğu ve sen mutlu olduğun için sevindim.
Je suis content qu'il n'ait rien et que tu sois heureuse.
- Oraya ait değiliz biz.
- C'est pas notre place, là-bas.
- Buraya da ait değiliz.
- Et ici, on est bien?
Varmamıza daha 8 saat var. Burada ilk insana ait bir iskelet görme şansınız olacak. - Ona Lucy adını vermişler.
Plus que huit heures de marche et vous pourrez observer un crâne d'australopithèque qui répond au nom de Lucy.
Bu kaval bana ait.
Elle m'appartient.
Onun yerine 25 yaşındaki bir kokteyl garsonu seçmemesine sevinmeliyim belki de.
Je devrais me réjouir qu'il n'ait pas choisi une serveuse de 25 ans.
Bir hayatı olsun istedi.
Qu'elle ait une vie normale.
Arkadaşları olsun oynasın mutlu olsun istedi.
Elle voulait qu'elle ait des amis, qu'elle joue et qu'elle soit heureuse.
Farz edelim Diane bana haber vermedi, ki saçmalık.
Supposons, chose absurde, que Diane ne m'ait rien dit.
Savaşmak zorunda kalacağı gün hiç gelmesin diye dua ediyorum.
Je prie pour qu'elle n'ait jamais à se battre.
Sizde, General Ludendorff'a ait bir şey olduğunu düşünüyorum.
Je crois que vous avez quelque chose qui appartient au Général Ludendorff.
Gazı bulmadan onu öldürürsen hiçbir şeyi durduramayız.
Si tu tues Ludendorff avant qu'on ait trouvé le gaz, on ne pourra rien arrêter.
Şuradaki savunma raporunda dünkü toplantıya ait konular mevcut.
Voici le dernier rapport de la défense, tous les éléments de la rencontre d'hier.
Teknik olarak artık Ruslara ait değil.
Eh bien, techniquement, ce n'est plus Russe.
Bir ay önce askeri bölücülere ait bir grup tarafından ele geçirildi.
La base a été reprise par des séparatistes militaires il y a environ un mois.
Metzger hesabını kapatana kadar bekleyin.
Mais attendez qu'on ait conclu avec Metzger.
Bu da demek oluyor ki Herman sana konumu buluşmadan bir saat önce attığına göre onun polise haber vermesine imkan yok.
Il est donc impossible que ce soit lui qui ait avisé la police du lieu de l'échange puisqu'Herman ne t'a envoyé les coordonnées qu'une heure avant la rencontre.
Bak, sigorta şirketi bazı şeyleri halletmeden para ödemeyeceklerini söylediler.
L'assurance ne remboursera pas avant qu'on ait réglé quelques détails.
Spyder şüphelenmeden geri dönmeliyim.
Faut que je retourne chez Spyder avant qu'il ait des soupçons.
On bir yaşındayken, 1798'de bitap düşmüş babası ve yeni hanımı oğlanı Woolwich'teki Doğu Hindistan Şirketi'ne ait yatılı askerî okula talebe olarak yerleştirmiş.
Donc, à l'âge de 11 ans, son père épuisé et sa nouvelle épouse envoyèrent son fils au séminaire militaire de la Compagnie des Indes Orientales à Woolwich, l'année de notre Seigneur 1798.
Ve ona gelince ait olduğu yerde kalmalı zincire vurulmuş köleleriyle ormanda çırılçıplak dans edip yaban domuzlarını becermeliydi.
Et en ce qui le concerne, il aurait dû rester à sa place, dans la jungle, à danser nu et baiser des cochons sauvages, et ses esclaves enchaînés.
Bu dünyaya ait değil derken çok haklıydın.
Tu as raison, sa place n'est pas en ce monde.
Anlayacağınız üzere babanızın satın aldığı yerlilere ait bu küçük arazi parçası şimdilerde Kraliyet hükümeti ve lanet Amerika Birleşik Devletleri arasında coğrafi bir sebepten tartışma konusu olmuştur.
Comme vous le voyez, ce bout de terre que votre père a acheté aux Indiens est désormais un point de litige entre le gouvernement de Sa Majesté et ces maudits États-Unis.
O yüzden bu babama ait bu küçük toprak parçası Tanrı onu kutsasın ki 30 sene önce boncuk ve barut karşılığında satın aldığı bu yer aslında Kraliyet ve Doğu Hindistan Şirketi için çok ama çok değerli olacak.
Donc ce... Petit bout de terre que mon père... a acheté contre des perles, que Dieu le bénisse, et de la poudre à canon, il y a 30 ans, est aujourd'hui très, très précieux pour la Couronne
Biraz da başka bir yere ait gibi.
En d'autres mots.
Var tabii.
Ravi que ta recherche intensive de 7 ans t'ait menée à cette découverte. Mais oui.
Özellikle de o piç sana ateş ettikten sonra.
Surtout après qu'il t'ait tiré dessus.