Albatros translate French
162 parallel translation
Eski denizci rivayetlerine göre, gemilerin refakatçisi, ve dürüst denizcilerin eskimeyen dostları ama kendisine kötü davrananlar için ise bir ölüm meleği. Albatros demek istiyorum.
Compagnon des navires et bon présage des marins, l'albatros est l'ange de la destruction de ceux qui lui nuisent.
Acaba anlamı ne ola. Albatrosun bazı anıları depreştirmediğine ve ailenle bir bağ kurmana neden olmadığına emin misin? Bir düşün.
L'albatros ne vous inspire aucun souvenir?
"boynumda albatros asılı."
L'Albatros Au sujet de mon cou a été pendu.
Alo, Albatros pansiyonu mu?
Allô? La pension Albatros?
Albatroslardan, örümcek kuşuna dek.
Tout depuis l'albatros jusqu'à la pie-grièche.
Sahil boyu uzanan kayalar, yunuslar ve albatroslar.
Les rivages rocailleux, les dauphins, les albatros!
- Normandiya'da albatros mu?
En Normandie?
Dalga geçiyor. Luther ve Kimse Albatros Sevmez ve TV reklamlarında oynadı.
Il fait surtout de la télévision... et de la publicité.
Luther ve Kimse Albatros Sevmez'de oynadı ve TV işi de yapıyor.
Il fait beaucoup de télévision.
Luther ve Kimse Albatros Sevmez adlı iki oyunda pek çok TV ve radyo eserinde.
Il a joué dans "Luther" et "Nobody Loves An Albatross". Il fait surtout de la télé et de la radio.
Nereye vurgu yaptım? "Albatros?" "Upon the air?"
Ou est-ce que j'ai mal prononcé? Albatros? Dans les airs?
Bugün benim ilk önemli fotoğraf seansım olacaktı ve Mario da bir fotoğrafçıydı Albatross ajansında yardımcı elemandı.
Je devais faire mon premier reportage important et Mario... Il était photographe au studio Albatros.
Bayan Mayer, her şeyin anahtarı Albatross ajansında.
La clé de tout, Mme Mayer, se trouve à l'Albatros.
Albatross ajansı.
Studio Albatros.
Adı Gisella Pozzani, 32 yaşındaydı. Seri cinayetlerin merkezi olarak görünen Albatross model ajansının sahibiydi.
Il s'agit de Gisella Pozzani, 32 ans, directrice du studio Albatros, qui est au centre de ces crimes horribles.
İkinci kurban Mario Ferreri idi Albatross ajansında çalışan bir fotoğrafçıydı.
La deuxième, Mario Ferreri, un photographe qui travaillait pour le studio Albatros.
" Boynunuza dolanmış albatros gibi.
Quelque chose comme un albatros autour du cou...
Albatros.
Albatros!
- Bana bir tane. - Albatros!
Albatros!
- Albatros.
Albatros!
Dondurmam yok. Sadece bu albatros var.
J'ai pas d'esquimaux, juste de l'albatros.
- Albatros.
Albatros! C'est à quel parfum?
Bu bir albatros ama. Hiçbir şeyli falan değil.
C'est de l'albatros, ça a pas de parfum à la con.
- Her şeyin aroması var. - Pekala. Lanet albatros aromalı.
D'accord, ça sent le putain d'albatros,
- Lanet albatros işte.
Y a que ce putain d'albatros!
Sen de benim albatrosum, Al.
Et toi mon albatros, Al.
Bu Albatros'tan sonsuza dek kurtulacağım.
Je vais me débarrasser de ce boulet une fois pour toutes.
ALBATROS HAVAYOLLARI UÇMAK İÇİN DOĞMUŞUZ ALBATROS HAVAYOLLARI UÇMAK İÇİN DOĞMUŞUZ
ALBATROS AIR NOUS SOMMES NÉS POUR VOLER
Doğru yere geldiniz ahbap.
- Vous ne pouvez pas mieux tomber! Bienvenue à Albatros Air.
"Albatros Havayolları. Burdan oraya ucuz ulaşım."
"Voyage pas cher par la voie des airs".
Fırtına veya yağmur farketmez. Albatros Havayolları hizmetinizdedir.
Tempête ou pas, Albatros Air, à votre service.
Mugwomp Kulesi,
Mugwomp. Ici Vol Albatros 1-3.
Burası Albatros 13. İniş için izin istiyoruz. Durum nedir?
Demandons autorisation d'atterrir.
Albatross? Bir bakalım.
Albatros?
İspinoz, çalıkuşu, güvercin, leylek, ördek, karga, papağan... avustralya papağaını, alba...
Moineau, pinson, troglodyte, loriot, perruche, perroquet, cacatoès, albatros!
Albatros Havayolları ile uçtuğunuz için kaptanınız teşekkür ediyor...
Le commandant vous remercie d'avoir choisi Albatros Air.
Tüm bunlar Albatros'taki arkadaşça hizmetin birer parçası...
Ça fait partie du service à Albatros...
Haydi bakalım kızlar, elimizde yaralı bir kuş var.
Allons-y, mesdemoiselles. Nous avons un albatros à guérir.
Canım çay içmek istemeye başladı bile, Bay Albatros. İşimi zorlaştırmayın lütfen, sakin olmalısınız.
J'ai déjà manqué l'heure du thé, ne m'obligez pas à la sévérité.
Albatrosu tedavi için hazırlayın.
Préparez l'albatros pour le traitement.
Bay Albatross, henüz ameliyat bitmedi.
- M. Albatros, l'opération n'est pas finie.
- Bay Albatross, lütfen!
- M. Albatros, s'il vous plaît...
Bay Albatros, sizi tekrar ameliyat odasına almalıyız!
Vous devez retourner au bloc opératoire.
Balıkçılar, "Albatros" a, Bay Seaton'ın dünyanın etrafında uçma girişimi için yapılmış olan uçağına ait olduğu sanılan bir enkaz bulmuşlar. "
Des pêcheurs ont trouvé des débris de l'Albatross, hydravion construit par M. Seton et avec lequel il tentait de faire le tour du monde.
Albatross okul gemisinin mürettebatına katılmak için lise son sınıfı bıraktım. Dünyanın yarısını dolaşıp geleceğiz.
J'ai quitté le lycée pour rejoindre l'équipage du bateau école Albatros et faire un demi tour du monde.
Albatross'un ikinci kaptanıyım.
Je suis Shay Jennings, le second de l'albatros.
Albatros'tan mesaj var, şey...
Un message d'Albatros.
Albatros'tan mesaj aldık.
Un message d'Albatros.
Albatros. Alma.
C'est un faux billet.
Albatros'un yapımını o karşılamıştı.
Il a financé l'Albatross.
Albatross'a mı?
L'Albatros?