English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Alors

Alors translate French

319,519 parallel translation
Kimse için sıkıntı yok o zaman, değil mi?
Alors, tout va bien.
Yani, kızı telefonumla başbaşa bırakmak kötü bir fikir mi sence?
Alors, lui confier mon téléphone, ce serait pas bien?
- Yani, filmi bitirmeyecek miyiz? - Evet, üzgünüm.
Alors, on va pas finir le film?
Yani, lütfen, lütfen ama lütfen, gel ve Pied Piper'da çalış.
Alors, s'il te plaît... s'il te plaît, viens travailler pour Pied Piper.
Satıştan bize kalan paraya bakarsak, ana para iki haftada on kat değerlendi. Şapka çıkartmak gerek...
Avec la valeur de nos actions de préférence, on a fait un X 10 en 15 jours alors... chapeau bas!
Ne olmuş yani?
Et alors?
İyi geceler sana.
Alors, bonne nuit.
Evet, ne olmuş?
Oui, et alors?
Ben de sana güvenimi göstereceğim.
Alors, je vais te confier le mien.
Senin mahallede takılıyordum da, sana uğrayıp biraz teknoloji konuşabiliriz diye düşündüm.
J'étais dans le coin. Alors, je me suis arrêté pour qu'on parle technologie entre experts.
Dinle beni seni kaslı, Adonis kılıklı yakışıklı.
Alors, écoute-moi, espèce de bel Adonis obsédé du muscle.
Hadi yeniden işe koyulalım. Hayır, Richard.
Alors, on se remet en selle.
O zaman Amazon'a girip bakalım, hayali birikiminle neler alabiliyormuşuz görelim.
Alors maintenant, allons sur Amazon pour voir ce qu'on peut s'offrir avec ces économies imaginaires.
Mesele şu, eğer kendi çizginizi çekmezseniz, herifin biri gelir arabanıza işer.
En tout cas, si tu dis pas "stop" quand un mec pisse dans ta voiture, alors quand?
Erlich, müşteri her zaman haklıdır, o yüzden "karısı" olarak kalsın da şu işi bitirelim.
Le client est roi, alors restons-en à "femme" au singulier.
Peki ne düşünüyorsun, Erlich?
Alors, comment tu trouves?
Peki, ya bir şekilde bizim kodumuzu bu uygulamaya soksak?
Alors, imaginons qu'on puisse incruster notre code dans cette appli.
Tamam, ne yani bunlar?
Et alors, c'est quoi?
Yani, bence, belki de işin sonunda, seni sindiren ben olurum.
Alors, je crois qu'au bout du compte, c'est moi qui finirai par te bouffer.
Bir erkek ve bir kadın birlikte yatarlar, genellikle bir yatağa.
Alors, un homme et une femme se couchent ensemble, habituellement dans un lit.
Sonra aralarında altın bir yumurta belirir.
Alors un œuf doré apparaît entre eux.
Sonra adam uyuyakalır ve kadın ona bağırır.
Et alors l'homme s'endort et la femme lui crie dessus.
Bu yüzden kurtuldum.
Alors j'ai botté en touche.
Altın yumurta teorinin biraz gerçek dışı olduğu ortaya çıktı.
Alors, euh... il s'avère que ta théorie de l'œuf doré était un peu erronée.
Ben de sessizliği daha fazla detay ile doldurdum.
Alors j'ai fini par combler les silences avec plus de détails.
Gecen nasıldı?
Alors ta soirée?
Bu yüzden, bilirsin ya, ben de kendi haline bıraktım.
Alors, j'ai juste... laissé aller.
Bakalım... Göğüslerim hakkında sana bir hikaye anlatmak istiyorum.
Alors... je voudrais te raconter l'histoire de ma poitrine.
Tamam, çocuklar sanırım bütün işleri berbat ettik tamam mı?
Bon, alors... Je pense qu'on a un peu raté tout ce truc.
O zaman ben de Jennifer Lawrence'ı seçiyorum.
Alors, je choisis, euh, Jennifer Lawrence.
Pekala, bize bugün için ne getirdin ve ne anlatacaksın Emme?
Alors, qu'as-tu à nous montrer aujourd'hui, Emme?
Ben de şu içkilere el koyayım.
Je vais boire ces verres, alors.
Pekâlâ...
Alors...
- Ne? Uygulamada ne işin var o zaman?
- Pourquoi t'es sur l'appli, alors?
Sevimli Ayıcıklar Çiftliği'nin patronu olmak nasıl bir şey?
Alors, ça fait quoi d'être le patron du ranch des Bisounours?
Heather'ın hamile olduğunu öğrenmiş, kışın ortasında bikiniyi giyip pikap kurşunlamaya gelmiş.
C'est ça. Elle a appris pour Heather, alors elle en a mis un en plein hiver pour tirer sur le pick-up.
- Büyükanne olmak nasıl bir şey?
- Alors, ça fait quoi, d'être grand-mère?
E, Noel nasıl geçti?
Alors, tu as passé un bon Noël?
Ne diyorsun?
Alors, qu'en penses-tu?
Kalmak istiyor musun, istemiyor musun?
Alors, tu veux vivre ici, ou pas?
Bunu bitirmem lazım.
Je dois terminer ça, alors...
Nasılsın bakalım göt herif?
Alors, comment tu vas, espèce d'enfoiré?
Aynı yere gidecekken dört saat iki ayrı araçta direksiyon sallamanız saçmalık.
C'est ridicule de faire quatre heures de route séparément alors que vous allez au même endroit.
Peki sen nasılsın?
Alors... comment tu vas?
Gerçi çocuk Heather'la Colt'un, yani o konuda bir şansım olabilir.
C'est Colt et Heather, alors j'ai peut-être une chance.
Onu takip edersen her şey yoluna girer.
Alors suis-le. Tout se passera bien.
"Siktir" i kapatacak kadar boyam yoktu, ben de ekleme yaptım.
Je pouvais pas recouvrir "est un enculé", alors j'ai écrit à la suite.
O yüzden birinin çıkması gerekiyorsa o da sensin komşu.
Alors si quelqu'un doit dégager, ça sera toi, cher voisin.
Demek silah kontrolünü, salatayı ve kedileri çok seviyor.
Alors il doit adorer la législation sur les armes, les salades et les chats.
Yani?
Et alors?
Ne olmuş?
Et alors?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]