Alır mısınız translate French
1,236 parallel translation
Bana ucuz işçi şapkalarından alır mısınız?
Pourriez-vous me prendre des chapeaux de coolie bon marché?
- Biraz tavuk alır mısınız efendim? - Hayır, teşekkür ederim.
- Voulez-vous du poulet, Monsieur?
Bir şampanya daha alır mısınız?
Une autre bouteille de Champagne?
Bir içki alır mısınız?
Voulez-vous boire quelque chose?
- Bir içki daha alır mısınız?
- Je vous offre encore un verre?
- Bir tane alır mısınız, Bay Pierce?
- Voulez-vous un biscuit, M. Pierce?
Bir şey alır mısınız?
Que désirez-vous?
- İçki alır mısınız?
- Vous désirez boire?
Siz beylerden biri uzanıp, çakmağımı alır mısınız?
L'un de vous pourrait-il y insérer la main et me le prendre?
- Bir fincan daha alır mısınız?
- Vous en voulez une autre tasse?
Dinle, Yalnız Bekçi, Beni de alır mısınız?
Hé, Justicier solitaire, je peux faire un bout de route avec vous?
- Alır mısınız?
Vous prendrez bien un cigare?
Ayrıca, bana bir gömlek alır mısınız, şöyle güzel, geleneksel, beyaz bir gömlek.
Je perds la tête. Pourriez-vous m'acheter une chemise?
- Şeker alır mısınız?
Vous allez m'acheter des bonbons?
Omlet alır mısınız?
De la quiche?
İçki alır mısınız?
Voulez-vous un verre de sherry?
- Başka bir şey alır mısınız, efendim?
- Autre chose, Monsieur?
Beni de alır mısınız?
Vous m'emmenez?
- Bayanın siparişini alır mısınız?
- Veuillez prendre la commande de madame.
- Çay alır mısınız?
- Du thé? - Avec plaisir.
Bir fincan çay alır mısınız?
Voulez-vous du thé?
Süt ve şeker alır mısınız?
- Du lait et du sucre?
Bira ya da şarap alır mısınız, efendim?
Vous désirez de la bière ou du sherry, Monsieur?
Hu hu, taze çiçek alır mısınız efendim?
Yoo-hoo, des fleurs fraîches, monsieur?
Biraz güvercin alır mısınız?
Un petit pigeon, peut-être?
Bir şey alır mısınız?
Prendrez-vous quelque chose?
- Merhaba. Bir şey alır mısınız?
- Vous désirez commander?
- Buyurun. İçki alır mısınız?
Mettez-vous à l'aise.
- Bir içki alır mısınız?
- Je vous sers quelque chose?
- Bir şey alır mısınız? - Hayır.
- Je peux vous servir quelque chose?
.. bu yüzden bu parayı alır mısınız, lütfen?
Veuillez accepter cet argent.
İçki alır mısınız?
Boiriez-vous quelque chose, señor.
Alır mısınız, efendim?
Vous voulez, monsieur?
Kahvaltınızı şimdi alır mısınız?
Voulez-vous votre petit déjeuner?
- Biraz çiçek alır mısınız?
- Des fleurs? - Non.
- İçecek alır mısınız?
- Comme boisson?
Doktor, şunu karnımdan alır mısınız?
Docteur, trouvez un moyen de me le retirer.
Çek alır mısınız?
Vous prenez les chèques?
Kılıcı birden elinize tutuşturarak alışık olduğunuz şekilde olmanızı sağladım, efendim. Sanırım, anladınız.
Vous voyez donc qu'une épée de plus ou de moins suffit à hypothéquer cette formation.
Sıçan alır mıydınız acaba?
Un peu de... rat?
Bir tane daha alır mısınız?
On va pas l'emmener chasser le sanglier.
Sonra yapsanız? Şu küllüğü alır mısın Manuel, lütfen?
Prenez le cendriez, s'il vous plait.
Yemekten önce içki alır mısınız?
Vous prendrez un apéritif?
- Bir fincan çay alır mısınız?
Une tasse de thé?
- Kahve alır mısınız?
Un café?
Şefi ve bulabildiğim en iri yarı delikanlılardan bazılarını yanıma alırım biz, "bir araya gelmiş otuzbirciler" seni buraya getiririz ve birlikte elbirliğiyle senin ağzına sıçarız.
Avec de l'aide, bien sûr. Je prends le cuistot, et tous les plus balaises, et les branleurs te ramènent ici... et tous ensemble... on te massacre.
- Yiyecek bir şeyler alır mıydınız?
- Vous désirez manger? - Oui, s'il vous plaît.
Sanırım en iyisi polise gidip geçici olarak gözaltına alınmalısınız.
Moi, je crois que vous devriez retourner à la police vous constituer prisonnier provisoire.
En can alıcı nokta için hazır mısınız? Tekrar birlikteyiz.
Vous êtes prêts pour la chute?
- Yiyecek birşey alır mısınız? - Hayır.
- Vous mangez quelque chose?
Yiyecek birşey alır mısınız, patron?
Que désirez-vous?