English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Alıyorum

Alıyorum translate French

15,291 parallel translation
Hayır. Sanırım ben bununla ilgili bazı kokular alıyorum.
Non, je pense que j'ai une petite idée à propos de ce merdier.
- Bütün kararlarımı bu maksatlar ışığında alıyorum.
Je crois que toutes mes décisions sont faites avec ces intentions.
Dostluğunuzdan keyif alıyorum.
J'apprécie votre compagnie.
Karşılığında ne alıyorum?
Tu me donnes quoi? Des friandises.
Sanırım ceketleri ben alıyorum?
Je suppose que je peux prendre les manteaux?
Parayı bırakıp arabayı alıyorum.
Je vais laisser l'argent et prendre la voiture.
Saçmalık. Ben zevk alıyorum.
Sottises, c'est un plaisir pour moi.
Ben de akıllı davranmam için çok para alıyorum.
Et je suis payé un max pour être malin.
Zencefil tadını alıyorum. Tadı geliyor.
Je sens le gingembre.
Sadece 19'unu alıyorum ve kredi kartımdan çekebilirsin.
Je vais acheter les 19, et tu peux juste les mettre sur ma carte de crédit.
Bunları alıyorum, ve formlarını dolduruyorum.
Je vais juste prendre ceux-ci, et je vais les remplir.
Evet, tamam, iyi, Alıyorum, sağ olun.
Ouais, d'accord, très bien, je vais le prendre, merci.
Bu şaşkın sessizliğinizi "evet" olarak alıyorum.
Je déduis de votre silence que la réponse est oui.
Sadece. cinayet konusunda birkaç not alıyorum.
Quelques notes concernant le dossier criminel.
- Şarjım bitmiş de telefonunu alıyorum.
Mademoiselle, j'emprunte votre portable, je n'ai plus de batterie.
Hayır ben haftalık rapor alıyorum. Malick'ten.
Non, j'ai des rapports hebdomadaires de Malick.
Yalnızca bana vaat edilen şeyi alıyorum, hak ettiğim şeyi.
Je ne fais que prendre ce qui m'a été promis, ce que je mérite.
Hayır ben haftalık rapor alıyorum.
- C'est particulièrement sinistre. Non, je reçois régulièrement des rapports de... de Malick.
Risk alıyorum ve Hydra diye tahmin ediyorum.
Je dirai au hasard que c'est Hydra.
... sinyal alıyorum.
J'ai un signal!
İşi alıyorum.
J'accepte le job.
Patron bölgeyi güvenlik altına al demişti. Güvenlik altına alıyorum.
Euh le boss m'a dit de sécuriser le secteur alors, je sécurisé.
- Ben ne alıyorum?
Qu'est-ce que j'obtiens?
- Cevapları alıyorum.
- J'obtiens des réponses.
Senin gibi bir kötüyle çalışmaktan zevk mi alıyorum sanıyorsun?
Tu penses que je veux travailler avec un méchant comme toi?
Bak, Becky'le ilgili lafımı geri alıyorum.
Ecoute, je retire ce que j'ai dit à propos de Becky.
Ölümlülerin kıvranmasından çok zevk alıyorum.
J'apprécie vraiment voir les mortels se tortiller.
Gördüğün gibi bir plazma örneği alıyorum ve...
Comme vous voyez, je prélève un peu de plasma. Et...
Onu ben alıyorum, bakalım neler kurtarabileceğiz.
Je l'emmène. Voir ce qu'on peut récupérer.
Yanlış elleri düşünme, çünkü hepsini ben alıyorum. Nola PD'nin mülkü, cinayet davası kanıtı.
Définit les mauvaises mains parce que je prends tous ça, propriété de Nola PD, se sont des preuves dans une affaire de meurtre.
Alıyorum bunu valla, hiç karışmam.
Vous savez quoi? Je prends ça
Sanırım İngiliz mutfağı hakkında söylediklerimi geri alıyorum.
Oh, génial! Je suppose que je vais retirer ce que j'ai dit sur la cuisine Anglaise.
Hoparlöre alıyorum.
Ça va? Je te mets sur haut parleur.
Ne zaman onunla öpüşsem senin dudaklarının tadını mı alıyorum diye merak ettim.
Je me demandais parfois quand je l'embrassait si c'était vos lèvres que je goûtais.
Afedersiniz, yeni bir haber alıyorum.
Désolée, je viens de recevoir une alerte.
Aynı gün alanında iyi olan sekizde bir Chippewa birinden beklenmedik bir telefon alıyorum ve burada işe başlamamı istediğini söylüyor.
Le même jour, un mec un huitième amérindien Chippewa m'appelle, très réputé dans mon métier, pour m'offrir un emploi ici.
Yine Josh izlenimi alıyorum.
On recommence avec Josh, là.
Hala Bayan Fayad'ın telefonundan sinyal alıyorum, 10 adım önünüzde.
Je reçois toujours un signal du téléphone de Mlle Fayad, 3 mètres devant.
Bunun sorumluluğunu bizzat ben alıyorum.
J'engage ma responsabilité personnelle pour cela.
Bu riski göze alıyorum.
C'est un risque que je suis prêt à courir.
Tüm kıyafetlerimi gözlerden ıraktaki bebek mağazalarından alıyorum.
J'achète mes vêtements dans des boutiques pour enfants. Un biscuit en forme d'animal?
Geminin her tarafından Cherenkov radyasyon sinyalleri alıyorum.
Je perçois des radiations Cherenkov partout sur le vaisseau.
Hala daha az yerçekimine alışmaya çalışıyorum.
Je m'acclimate toujours avec le manque de gravité.
Alıntı yapıyorum.
Je cite, " Les membres américains du groupe hacker fsociety
Alıştırma yapıyorum.
- Toujours à pratiquer.
Hakkında her şeyi bilmeme rağmen seni sevmekten kendimi alıkoyamıyorum.
En dépit de tout je sais à propos de toi... Je ne peux pas m'empêcher de t'aimer.
Beyler, ben Başkan Al Fayeed için çalışıyorum.
Monsieur... Je travaille au plaisir du Président Al Fayeed.
İzinsiz bir şekilde hisse alım satımı yapmakla suçlanıyorum.
Je suis accusé d'avoir réalisé des transactions interdites.
Bu bir alışma süreci gerektiriyor, anlıyorum.
C'est juste un ajustement, je comprends.
Silahını alıyorum.
J'ai pris ton arme.
Her gün çantama biraz para alıp ön kapıdan çıkıyorum.
J'en ai pris un peu tous les jours dans ma mallette... par la porte principale.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]