Annesi mi translate French
554 parallel translation
- Toby'nin annesi mi?
La mère de Toby?
Çocukların annesi mi?
La mère des petites?
Keechie'nin annesi mi?
Sa mère?
Ne yapacaksın, annesi mi olacaksın?
Tu vas le materner?
Kimsin sen, onun annesi mi?
Tu es sa mère ou quoi?
Barney'in annesi mi?
La maman de Barney?
Asıl sorun annesi mi oluyor?
Le problème, c'est donc sa mère?
Annesi mi?
A sa mère?
- Seninle gurur duyuyorum. - Röportajcının annesi mi aradı? - Hayır, bir kız aradı.
Ne dis qu'un mot et je t'emmène loin de ton quotidien.
Neptün'ün annesi mi?
La mère de Neptune?
- Annesi mi?
- Est-ce la mère?
Annesi mi?
Sa mère?
Sırada kimin olduğunu hiç bilemezsiniz. Annesi mi? Kız kardeşi mi?
On ignore qui va y passer :
Laurent'ın annesi mi?
La maman de Laurent?
Hangisi, benim annem mi, onun annesi mi?
La mienne ou la sienne?
Lanet balığın annesi mi diyorsun?
La mère d'un requin?
Emily'nin annesi yemekleri tükürürken mi yakaladı seni?
La mère d'Emily t'a attrapé crachant dans ta serviette?
Ona baktığınızda, beş çocuk annesi olduğunu hiç düşünmezdiniz, değil mi?
On ne croirait pas qu'elle a eu cinq enfants.
Vay canına, Bay Haven. Bayan Haven - Yani, Bayan Tracy ya da annesi evde mi?
Mme Haven- - Mlle Lord est-elle là?
Jody'mi arıyorsun, Annesi?
Tu as besoin de Jody?
Annesi onu kahveyle beslemeyi düşünmüyordu herhalde, değil mi?
Elle ne comptait pas lui donner du café!
Gwendolen'in 150 yıl içinde annesi gibi olması ihtimali yoktur sence, değil mi?
La vérité n'est pas du tout la chose à dire à une jeune femme jolie et raffinée. D'ici la fin de la semaine, j'en aurai fini avec lui.
Burada ki polis çocuğun annesi onu görmeye gelecek mi?
C'est vrai qu'un carabinier va avoir la visite de sa mère? Celui qu'on appelle "la statue"?
- Onun annesi gelecek mi? - Evet Polisin annesi geliyor Trentino'dan oğlunu görmek için..
- Parfaitement, elle vient de Trente voir son fils pendant les fêtes.
- O Desiree Armfeldt'in annesi değil mi?
- La mère de désirée?
Annesi yüzünden mahkum hayatı yaşıyor. - Annesi mi?
Une femme dure et autoritaire.
Karınızın annesi değil mi?
Elle est bien votre belle-mère?
- Annesi ona cevap vermemeyi öğretmiş. - Sizi içeri mi atayım?
Sa mère lui a dit de pas répondre aux flics.
Siz Mark'ın anne tarafından büyükannesisiniz değil mi Bayan Robbins? Annesinin annesi yani?
Vous êtes sa grand-mêre maternelle, Mme Robbins?
Babasız Mike'ın annesi, iyi bir dost. Bir şey mi kaybettin?
Mère de Mike, chère amie, vous avez perdu quelque chose?
Annesi artık aranızda değil mi?
Sa mère ne vit plus avec vous?
Mamma, seni böyle mi bulacaktım, kız kardeşimin annesi, bingo oynatırken?
Je retrouve la mère de ma sœur en train de diriger un loto?
Onun annesi olduğumu düşündü, değil mi?
Il me prenait pour sa mère, n'est-ce pas?
- Ama, annesi böyle yapardı... - Öyle mi?
Elle était comme ça.
Annesi gibi akıllı ve güzel. Değil mi?
Aussi intelligente et jolie que sa mère.
Ölmüş annesi ile konuşmak için mi?
Pour parler à sa défunte mère?
Annesi gibi baş ağrıları yüzünden tımarhanede öleceğinden mi?
Qui est morte dans un asile après avoir souffert de maux de tête?
Marianne'ın annesi mi telefon etti?
Comment ça?
İkimizin annesi de mi gitmiş?
Et toutes les deux sont sorties?
İkimizin annesi de mi gitmiş?
Et les deux mamans sont parties?
Annen sana dondurma getirecek, öyle değil mi, annesi?
Ta maman va t'apporter une glace, hein, maman?
Sybil'ın annesi bir melek değil mi?
La mère de Sybil n'est pas un ange?
- Annesi Alan'a Incil okuduğu için mi?
- Parce que sa mère lui lit la Bible?
- Annesi mi?
- La maman?
Önemli olan Lauren Venedik'e gidip hasta annesini görebilecek ve annesi çok daha çabuk iyileşebilecek, değil mi?
L'important c'est que Lauren soit à Venise pour voir sa pauvre mère qui à sa vue se rétablira beaucoup plus vite, n'est-ce pas?
Tıpkı annesi, değil mi?
Ne ressemble-t-elle pas à sa mère?
Frasier'ın annesi ile yemek mi yiyeceksin?
Tu vas dîner avec la mère de Frasier?
Bu geceliğine ben de kalması için, onu yanımda götüreyim mi? Biliyorsun ki annesi, şu an ona bakacak halde değil.
Je devrai la garder chez moi cette nuit, sa mère ne semble pas en état de s'occuper d'elle.
Annesi deli bir prenses mi? Herşey mümkün.
Avec une mère cinglée?
Annesi mi?
Comme sa mère?
Üvey annesi bu operasyona izin verir mi acaba.
Que sa belle-mère refuse l'opération.