Antı translate French
700 parallel translation
Özgür bir İngiltere için savaşmaya. Kralımız Aslan Yürekli Richard dönene dek onu savunmaya. Ve zalimlere karsı ölümüne savaşmaya ant için!
Jurez de libérer L'Angleterre, de veiller à sa fidélité à notre roi, Richard Cœur de Lion, et de vous battre jusqu'à la mort!
Ant içeriz!
Nous le jurons!
Hırsızsan benden bir şey çalamazsın. Ben fakirliğe ant içmiş bir keşişim.
Tu ne tireras rien de moi, j'ai fait vœu de pauvreté.
Askerler olarak, gerektiğinde, inancınız olan ülke... yani İngiltere uğruna ölmeye ant içtiniz.
En tant que soldats, vous avez juré que vous mourriez pour votre foi, qui est votre pays, votre Angleterre.
Size bir asker olarak ant içiyorum.
Je vous en donne ma parole de soldat.
Bu yüzden dünyada ne kadar Rand varsa öldürmeye ant içtim.
C'est pourquoi j'ai juré de tuer tous les Rand de la terre.
Gönüllüler ant içmeye hazır, öyle değil mi çocuklar?
N'est-ce pas, les garçons?
Benden sonra tekrar edin.'Birleşik Devletler vatandaşı olarak şerefim üzerine ant içerim ki'...
" Moi, citoyen des États-Unis, jure solennellement
'Birleşik Devletler vatandaşı olarak şerefim üzerine ant içerim ki''Amerika Birleşik Devletlerine duyduğum inanç ve bağlılıkla'
"que je servirai fidèlement les États-Unis d'Amérique."
Nasıl çağırıyor yine, bakın! Bırakın beni! Ant olsun, gebertirim yoluma duranı!
Qui me retient encore, j'en fais un spectre.
- Ant içeriz söylemeyeceğimize.
Oui, monseigneur.
- Yo, ant için söylemeyeceğimize.
Jurez-le.
- Ant içiyorum, söylemem. - Ben de, efendimiz.
Notre parole!
Ama gelin, yeniden, ant için Tanrı'nın önünde. Hiçbir zaman, davranışlarım ne kadar garip olursa olsun, çünkü olur ya, bundan sonra, kendimi deli göstermek isteyebilirim, beni bir başka türlü görünce, sakın kuşku uyandıracak laflar etmeyin : "Ha, ha, anlıyorum." gibi. "Bir söylesek, bir bilseler." Ya da bunlara benzer manalı sözlerle bir şeyler biliyor görünmeyin.
Mais, si bizarre que soit ma conduite, même si je juge bon d'affecter la démence, jurez-moi de ne jamais insinuer que vous savez quoi que ce soit à mon sujet.
Ant için böyle yapmayacağınıza, Tanrı'nın rahmetinin üstünüzde olması için.
Jurez-le, et le ciel vous assiste!
SAVCI, "EASTMAN SANDALYEYE OTURACAK" DİYE ANT İÇTİ
"EASTMAN PASSERA A LA CHAISE" PROMET LE PROCUREUR
Değersiz birisin. Bizi katletmeye ant içmiş birine kendini sunmuşsun resmen.
Tu t'es offerte à celui qui a juré notre perte.
"Ben Polonya halkının antifaşist evladı yiğitçe ve bütün gücümle vatanımızın özgürlüğü ve halkımızın kurtuluşu uğruna savaşacağıma dair ant içerim."
"Moi, fils du peuple polonais, antifasciste, je jure... " que je lutterai avec courage et jusqu'au dernier souffle... " pour l'indépendance de la patrie...
- İstihbarat raporlarına göre 1 ve 3 Numara Afrika'ya 5 Kuzey Kutubu'na, 9 ve 10 Numara Ant Dağları'na düşmüş.
- Nous savons que... les numéros l et III sont tombés en Afrique... le numéro V au Pôle Nord, et les numéros IX et X aux Andes.
Doğruyu söyleyeceğinize ant için.
Jurez de dire la vérité, toute la vérité.
Öncü birlikleri Prensin babasının intikamını almaya ant içen Noriyasu komuta ediyor.
Noriyasu les dirige et protége Kunimaru dont il veut venger le pére.
Noriyasu, Prens ve hatta Miki'nin oğlunu öldürmeye ant içiyorum.
Noriyasu, Kunimaru... et aussi toi, fils de Miki! Vous allez tous périr!
- Ant Tepesi hakkında
À quoi pensiez vous? - À la Fourmilière.
Ayın onuna kadar Ant Tepesinin ele geçirilmesi için emir var. - İki gün sonrası
J'ai ordre de prendre cette colline le 10, soit après-demain.
Sen hem Ant Tepesi hem de o yıldız için doğru kişisin.
C'est vous qui prendrez la colline. Quant à l'étoile...
Ant Tepesi.
la Fourmilière.
- Ant Tepesi hakkında.
- De quoi, mon général?
Yarın alayınız Ant Tepesini alacak Albay.
- De la Fourmilière? Demain, votre régiment va s'en emparer.
Ant Tepesinin alınması sırasında da yüzde 25 kayıp desek.
Rajoutons 25 % parmi ceux qui prendront la colline.
Bu ödenmesi gereken korkunç bir bedel Albay. - Ama Ant Tepesini ele geçirmiş olacağız
Oui, c'est le terrible prix à payer, colonel, mais nous aurons la Fourmilière.
Adamlarının Ant Tepesini alabileceğini bir kere bile söylemedin.
À aucun moment vous n'avez dit que vous prendriez la colline.
Ant Tepesini alacağız.
Nous prendrons la colline.
Eğer orası ele geçirilebilir bir yerse... Ant Tepesini alacağız.
Si des soldats peuvent la prendre, nous la prendrons.
Ant Tepesini alabilirsek, ya da aldığımızda diyelim... destek gelmeden ne kadar süre savunmamız gerekecek?
Si... Ou plutôt quand on prendra la Fourmilière, combien de temps faudra-t-il attendre les renforts?
General Mireau, dün Ant Tepesine yapılan saldırının başarısız olma sebebinin birinci taburun üzerine düşeni yapmaması olduğunu düşünüyor.
Selon le général Mireau, l'attaque de la Fourmilière a échoué car le 1er bataillon n'a pas fourni l'effort nécessaire.
Ant Tepesine yapılan saldırı sırasında sanıkların düşman karşısında... korkakça davrandığı yazılı.
- Les accusés ont fait preuve de lâcheté face à l'ennemi pendant l'attaque de la Fourmilière.
Ant Tepesine yapılan birinci dalga saldırısında bulundunuz mu?
Étiez-vous dans la première vague pendant l'attaque?
Neden Ant Tepesine yalnız saldırmadınız?
Pourquoi ne pas l'avoir prise tout seuls?
Ant Tepesine saldırmamız gerektiğini biliyorum ama geri döndük.
Je sais qu'on devait prendre la colline mais on est revenus.
Belki Ant Tepesine yapılan saldırı imkansızdı.
La prise de la colline était peut-être impossible.
General Mireau'nun Ant Tepesi saldırısı başarısız oldu.
L'attaque lancée par le général Mireau a échoué.
Paul, bana söylendiğine göre topçu birliklerine Ant Tepesi saldırısı sırasında kendi adamlarına ateş etmeyi emretmişsin.
Au fait, on m'a dit que vous aviez ordonné à votre artillerie de tirer sur vos hommes pendant l'attaque de la Fourmilière.
# Yine savaşacağız # Savaşacağımıza ant içtik
Nous battre et mourir en hommes, nous en faisons le serment.
Rusya'daki kıyıcı düşmanları yok etmeye, ne kendime, ne de başkasına acımadan ellerimi kana bulamaya Tanrı önünde ant içerim.
d'exterminer de la Russie les ennemis perfides d'entacher mes mains du sang des coupables sans épargner ni moi, ni les autres
Çocukken önderlik için ant içmedin mi?
- N'as-tu pas fait voeu de pionnier étant enfant?
Onları hareketlendirin. Ant kartlarını ellerine tutuşturun, kalemi de unutmayın.
Donnez-leur les promesses de conversion et n'oubliez pas les crayons.
Tamamı ant içmiş bir gemi.
Un navire totalement engagé.
Milislerimiz ant içtiler.
Notre milice vient de prêter serment.
Sana gösterirsem, kimseye söylemeyeceğine ant içer misin?
Si je te montre, tu jures de jamais en parler à personne?
- Ant içerim.
- Je le jure.
İlahi Takdir'in bizi bu esaretten kurtarması halinde bir dua ayini düzenleyeceğimize Edmundo'yla tüm kalbimizle ant içtik.
Edmundo et moi, nous avons promis de faire chanter un Te Deum si la Divine Providence nous délivre.