Anüs translate French
97 parallel translation
Doktor, cerrah, anüs uzmanı ve insan acılarının özverili savaşçısının kapı zili, bu akşamki kahramanımızınkinin üzerindeydi.
Docteur, chirurgien, proctologue, il combat sans relâche les souffrances humaines, et sa sonnette est juste au-dessus de celle de notre héros.
Ona anüs denir.
Ça s'appelle un anus.
Kravatınız hoşmuş, Teğmen Anüs.
Belle cravate, Lieutenant Anus... Monsieur!
Sana anüs diyorum, Anüs.
Pour un anus, Anus.
Anüs, kıçındaki baklayı çıkarır mısın?
Qu'est-ce que t'as, Anus?
"Anüs!"
"Anus!"
Eğlendir bizi. Anüs.
"Qu'à... qu'à".
Dışkı kültürü al, salmonellayı kontrol et ve anüs testi yap.
Coproculture, recherche de salmonellose et toucher rectal.
2'de üstünde adın yazılı bir anüs absesi var.
Il y a un abcès anal en 2 qui n'attend que toi.
Anüs mü?
En rectal?
Yaptığı sayısız faaliyetin vermiş olduğu esneklik sayesinde anüs kontrolü yapılsa bile fark ettirmeden çok miktarda malı rektumunun derinliklerinde taşıma kabiliyetine sahip olan o ender taşıyıcılardan biriydi.
C'était une "convoyeuse". A force d'entraînement, elle pouvait cacher des quantités phénoménales dans les tréfonds de son rectum, indécelables même en cas de fouille approfondie.
Şimdi tekrar "Sherry ve Anüs" teyiz.
Et maintenant, la suite de Sherry et Anus.
- Anüs hâlâ uyanık mısın?
- T'es toujours debout?
Anüs, ben ciddiyim.
Anus, je suis sérieuse!
Anüs'ün ağzına hemstır kaçtığı bölümden bile komikti.
Mieux que la fois où il a un hamster dans sa bouche.
Patron Hogg olur. Chris de Anüs olur.
Le prochain coup, Meg fera Boss Hogg et Chris Anus.
Anüs.
Anus.
Anüs ve vajina arasında yırtık var.
Déchirure à la fourchette vulvaire.
"İyi ki... bir anüs uzmanı değilmiş."
"Ou un proctologue."
Aynen. veya Anüs.
Exact, ou "Anus."
Anüs falanmışım gibi konuşuyorsun.
A t'entendre, je suis une chieuse
- Anüs değil.
- Non, pas chieuse.
Ve, son olarak, kanser... Bu arada... Prostat kanseri, anüs kanseri...
Et le cancer, également... de la prostate, de l'anus, de la vessie, des poumons et de la gorge.
İnsan kanıyla beslenir. Kasık ve anüs çevresini tercih ederler. Çünkü bacakları, geniş aralıklı kıllara tutunmaya elverişlidir.
Se nourrit du sang humain sur le pubis et les zones péri-anales car leurs pattes sont adaptées à des poils espacés.
Kurbanda şiddetli bir anüs travması ve bağırsak duvarında yırtılma var.
Laissant la victime avec des lésions anales et des déchirures de la partie distale du rectum.
Kötü kokusuyla tanınan kokarca, tehlike anında anüs kenarındaki... iki bezeden pis kokulu bir sıvı yayarak kaçar.
- Connue pour son odeur nauséabonde, * la moufette, lorsqu'elle se sent menacée, * projette un jet de liquide puant...
- New Yorker'da kimsede anüs yoktur.
Oh, personne au New Yorker n'a un anus.
- Kapa çeneni! Yo, yo, anüs uzmanı oğlan. Seni almaya geliyorum.
Non, proctologue, je t'en colle un.
Anüs yırtığın nasıl oldu?
Hé, comment va cette fissure anale?
- Bunun "anüs" le kafiyeli olduğunu söyleme. - İğrenç.
Ici Rosco P. CoItrane, production à Ia con.
Anüs kaslarınızın kontrolünü kaybedeceksiniz ve altınıza bez bağlayıp, bütün gün kendi kakanızın içinde oturacaksınız.
Éventuellement, vous allez perdre le contrôle de vos sphincters.
Bir anüs kontrol grubundayım.
Mais là, à partir de maintenant, je... Je vais faire partie d'un groupe de contrôle de l'anus.
Vater sendromu omur, anüs, trake, yemek borusu ve renal sistemi etkileyen bir genetik durumdur.
Le syndrome de VATER est une maladie génétique qui se caractérise par la malformation des vertèbres, de l'anus, du cœur, de la trachée et des reins.
- Anüs.
- L'anus.
Yeri değişmiş anüs
Anus déplacé
Bana yeni bir anüs takacaklar.
- J'aurai un nouveau trou du cul.
Anüs ile ağız dairesel biçimde birleştirilecek. A, B'ye, B de C'ye birleşecek.
Nous connecterons les parties circulaires de peau et de muqueuse de l'anus et de la bouche de "A" et "B" et de "B" et "C".
Görüyorsunuz ya, kıkırdama bir domuzun anüs ve kuyruğu arasındaki parçadır.
Le rictus est la partie du cochon entre la queue et l'anus.
Temizlenmeye önce anüs bölgesinden başlayalım.
Eh bien! Parlant de rectum, on va aller s'occuper de vous.
Eğer mideniz çabuk bulanıyorsa uzakta durmak isteyebilirsiniz. İşte anüs...
Vous devriez vous mettre par là, près de l'anus.
Bir Sevgililer Günü'nde Zelda Glutnik'e uygun olduğundan emin olduğu bir hediye vermişti. Anüs Termometresi
Pour une Saint-Valentin, il avait donné à Zelda Glutnik un cadeau censé lui plaire à coup sûr.
Kara delikler ya da anüs ya da vücuttaki diğer milyon tane dairesel geçit.
Trous noirs ou anus. Ou un million d'autres orifices circulaires.
Burası anüs bayrağını hak ediyor.
Cette fac mérite un drapeau anus.
Anüs bayrağının çok komik olduğunu düşündünüz.
Pour vous, ce drapeau-cul, c'était hilarant.
"Doğrudan anüs çatlağına uygulayınız."
"Appliquez directement sur les fissures rectales"?
Bize "anüs" dedi.
Il a dit caca.
- Evet, "anüs".
Oui : caca.
Sen Anüs müsün?
C'est toi, Anus?
( Anüs ile ilgilenen tıp adamı )
"je roule en Avensis."
Ama eğer, "Memure Bessie, belki de bir gerekçeleri vardır, falan, filan." derlerse onda dokuz ihtimal kontrol edilen anüs onlarınki olur.
Mais s'ils répondaient : "Agent Bessie, " ils avaient peut-être leurs raisons. "
Anüs.
- Anus.