Architecture translate French
649 parallel translation
Ama Yahudi sanat tacirleri ve eleştirmenleri bu resimleri, gerçek modern sanat olarak yüceltmişlerdi.
La vie culturelle allemande fut négroïsée et bâtardisée. Peinture, architecture, littérature et musique souffrirent également.
Güzel bir mimarisi var efendim.
Belle architecture.
Eski Amerikan mimarisinin en iyi örneklerinden.
De beaux exemples d'architecture de la Nouvelle-Angleterre.
Ama oraya esas güzelliği veren mimari yapısı ya da manzarası değil Liderin oradaki varlığı.
Mais ce n'est pas l'architecture, c'est la présence du Führer qui lui donne sa beauté.
Böyle bir mimariyi düşünsenize, burada, Afrika'da.
Une architecture pareille, au beau milieu de l'Afrique!
Öbür dünyadan ipuçları alıyorum : Hukuk, düzen, mimari.
Il m'a appris les lois, le système, l'architecture de l'autre monde.
- Mimarisi mükemmel.
- L'architecture est parfaite.
Ben Sverdlovsk'a gidiyorum, Mimarlık Enstitüsünde çalışmaya.
Moi, je vais à Sverdlovsk, à l'institut d'architecture.
Alana yön veren modern mimari üzerine bir dergi çıkarıyorsun.
Tu publies une revue sur l'architecture moderne.
Ben bu tabiri içinde meydana gelen olaylara uyan bir mimariyi tanımlamak için kullanıyorum.
Une architecture répondant à ce qui s'y passe.
Mimaride orijinaliteye yer yoktur.
L'originalité et l'architecture sont incompatibles.
Sana kabul görmüş, tarihi çizgileri öğretmeye çalıştık.
On a essayé de vous enseigner l'architecture.
Ama modern mimari için savaştı ve işi bitti. Anlamıyor musun?
Son goût de l'architecture moderne a fichu sa carrière en l'air.
Mimari hakkında ne düşünüyorlar biliyor musun?
Tu sais ce qu'ils pensent de l'architecture?
Ama mimarinin popüler çizgilerinden kopamayız.
Mais on ne peut pas ignorer l'architecture classique.
Ne de olsa, The Banner'ın mimarlık uzmanıyım.
Je suis le critique de la rubrique architecture du Banner.
Eminim modern mimari dedikleri şeyin hayranı değilsinizdir, değil mi?
Ne me dites pas que vous aimez l'architecture contemporaine?
Sanırım kararımı The Banner'ın Mimarlık Uzmanlarına danışarak vereceğim.
Je vais m'en remettre aux experts en architecture de la Banner.
Biliyorsun, binalar hakkında yazdığın küçük köşeden fazlasına sahip olabilirsin.
Vous pourriez faire plus qu'écrire pour la rubrique architecture.
Mimarlığı tartışmak sana düşmez.
Vous êtes mal placé pour parler architecture.
Eğer bırakırsan, Sonsuza dek seninle kalırım ama bekleyip bir felâketin içine sürüklendiğini görmeye dayanamam.
Je cuisinerai, laverai vos vêtements, ferai le ménage et vous abandonnerez l'architecture. Si vous le faites, je resterai à vos côtés, mais je ne veux pas assister à votre mise à mort.
O zaman susun ve mimarlık tavsiyelerinizden bana bahsetmeyin.
Alors, taisez-vous et ne vous avisez plus de me parler d'architecture.
Ragusa'da... Çin gölge oyunu... Dalmaçya mimarisi.
A Raguse, ombres chinoises, architecture dalmatienne.
Mimarisi ilgimi çekti. Yüz yıl başı, değil mi?
Je m'intéressais à cette architecture très particulière.
Heykellere bak, şu yazıt!
Regarde l'architecture et cette inscription.
Sana mimarlık hakkında kitaplar gönderdim.
Tu recevras les livres d'architecture.
Evet, seni ezilmiş lahana yaprağı! Bu sütunların asil mimarisini lekeliyorsun! İngiliz diline karşı hakaretin canlı kanıtısın!
Oui, petite larve, odieux affront a la noble architecture de ces colonnes, insulte vivante a la langue anglaise... je pourrais vous faire passer pour la reine de Saba.
Bu sütunların asil mimarisini lekeliyorsun!
Vous êtes une offense a la noble architecture de ces colonnes.
Büyüleyici bir mimari.
C'est une architecture magique.
"Mediciler'in Mezarı." Mezarın mimarisi dahi Michelangelo'nun imzasını taşır.
Les Tombeaux des Médicis. Même l'architecture a été réalisée par Michel-Ange.
Mimarisi hakkındaki fikrin nedir?
Que penses-tu de son architecture?
Mimarisi şapelden çok inek ahırına benziyor.
L'architecture? II n'y en a pas plus que dans une étable.
- Mimarisinde değil, ama...
- Pas dans l'architecture, mais...
İşte San Giusto Kilisesi.
Un bel exemple d'architecture du 16e siècle :
Eski mimarinin bir araya geldiği en korkunç kombinasyon.
Je ne me souviens pas avoir vu une architecture aussi laide que celle-ci.
Bu binanın mimarisini inceliyorum.
J'étudie l'architecture.
Klasik doğu tasarımın modern tasarımla harmanlandığı Batı uygarlığının etkisinin görüldüğü ve asıl deprem kirişlerinin olduğu bir bina.
C'est un bâtiment oriental classique ayant subi l'influence de l'architecture occidentale, conçu pour résister aux tremblements de terre. Cela vous va?
Şehrin mimarisini incelemek için birkaç gün kazandım.
Cela me donne le temps d'étudier l'architecture.
Tamam. Bütün dünyayı gezmek mimari yapıları incelemek ve harcamalarımın ödendiği böyle bir seyahati ben?
Comment un architecte sans le sou pourrait-il voyager à travers le monde, tout frais payés, pour étudier l'architecture?
Gündüzleri mimari.
Le jour, l'architecture.
Beyler, karşınızda gördüğünüz, 12. yy askeri mimarisinin şaheserlerindendir.
Messieurs, vous avez devant vous ce que je n'hésiterai pas à appeler un chef-d'œuvre de l'architecture militaire du XIIe
Basamaklara dikkat edin, çok kaygandır. Karşınızda gördüğünüz, 12. yy askeri mimarisinin şaheserlerindendir.
Attention à votre tête, méfiez-vous des marches elles sont glissantes cher monsieur, vous avez devant vous ce que je n'hésiterai pas à appeler un chef-d'œuvre de l'architecture militaire du XIIe
Ben mimarlık okuyorum.
J'étudie l'architecture.
Yoldan geçerken gördüğümüz tüm binlar hakkında ki tarihi ve sanatsal tüm ayrıntıları anlattı.
Dans toutes les villes où nous sommes passés, il a expliqué les bâtiments, - leur architecture et l'art.
Avrupa'nın en çağdaş kenti. Mimarisi ile meşhur. Ve yakında, yüzyılın en büyük hırsızlığıyla meşhur olacak.
La plus moderne en Europe, renommée pour son architecture, et bientôt, j'ai confiance, pour le plus grand casse du 20ème siècle.
Mimarlık çalışmanın beni nereye sürüklediğine bak. - Çılgınca, değil mi?
Voilà où l'architecture m'a mené!
Mimarlığı bırakmayacağım.
Je ne renoncerai pas à l'architecture.
Mimarlıkla pek alakası olmadığını biliyorum, ama sana ekmeğini çıkaracak kadar kazandırır.
C'est sans rapport avec l'architecture mais ça te dépannera.
Berkeley'de mimarlık okudum ve yaklaşık bir yıl önce iş bulmak için Los Angeles'a geldim.
J'ai étudié l'architecture à Berkeley et je suis à Los Angeles depuis un an.
Saf Barok mimarisi. Hepsi bu.
Pure architecture baroque.
Mükemmel koloni tarzı 3 yüzyıldır korunmuş.
Ça te suffit de savoir que trois siècles d'architecture baroque ont survécu intacts.