Aren translate French
32 parallel translation
Bayan Arén, bu benim yeğenim Sonderville.
Bonjour, madame Aren. Voici ma nièce
Pekala hanımlar, işimiz bitti.
Merci, Mme Aren. Ne manquez pas d'envoyer la robe avant 15 heures
Saat üç oldu. Mağaza olmalı. Elbisen geldi.
Mme Aren a tenu parole Elle a envoyé la robe
Küçük bir fahişe. Kıyafetleri Arén'den.
Un mannequin habillé d'une robe qui vient de chez Mme Aren
- Aren't you eligible for the draft?
- N'êtes-vous pas éligible à la conscription?
- We are still friends, aren't we?
- Nous sommes toujours amis, non?
Bunlar o güzel sesli çanlar değil mi?
Aren't those bells the most beautiful sound?
# Faces aren't funky #
# Les faces sont pas funky #
İçme suyu ve konserve yiyecek toplamak da bir şeydir... ama bir şeyler ters gittiğinde... elde kullanacak çok fazla ev yapımı ilaç yok.
It s one thing to stock up on bottled water and canned food, but if something goes wrong... there aren't a lotof home remedies.
- Uyumayacak mısın?
- Aren't tu vas dormir? Oh, oui.
Big Issue'daki herifler de hiç yapmıyordur.
Those Big Issue guys aren't getting any. (?
# Değil misin? #
♪ Aren't you ♪
# Değil misin? # # Değil misin?
♪ Aren't you ♪
We aren't supposed Ieave başka bir saattir.
Il nous reste encore une heure.
Güzeller di mi? Harika
Aren't they gorgeous?
* Gitmedin bir türlü, yüz vermedim sana *
♪ Won't go away, my hips aren't sinking ♪
Ve yok niyetleri bizi bırakmaya!
♪ and they aren't going anywhere ♪
These Aren't My Socks'ı biliyor musun?
Vous savez, genre "ce n'est pas moi qui joue"
♪ But it's all right if my clothes aren't new ♪
♪ But it s all right if my clothes aren't new ♪
Gurur duymuyor musun?
Aren't you proud?
# bir nefes kadar bana yakın olmadığın # # bir gün bile yoktur hayatımda # # ve bunlardan geçerken Ben bildiğime tutunacağım #
[And what I know is there will never be a day ] [ Et ce que je sais, c'est qu'il n'y aura jamais un jour ] [ You aren't just a breath away ] [ Tu n'est pas seulement un souffle ] [ And through it all l've gotta hold to what I know ] [ Et à travers tout cela, je tiendrai fermement à ce que je sais]
# Seninle benim aramdaki şeyler
" Still things aren't quite the same
Willy and I aren't together.
On n'est pas ensemble.
Well, aren't you superman?
Tu ne serais pas Superman?
"Aren't Rights" mı?
"Aren't Rights" Hein?
Biz Ain't Rights'ız ya da Aren't Rights.
Nous sommes les "Ain't Rights", Ou les "Aren't Rights".
Neighbors aren't gonna be able to tell us... söyleyemezler.
Pouvons-nous parler à un voisin? Les voisins ne vont pas être en mesure de nous dire ce que nous devons savoir.
You're an incurable romantic, aren't you?
Tu es un incorrigible romantique.
Oradayken, ifade verirken kadın seçimimin kötü olduğunu söyledim. My habit of falling for people who aren't what they appear to be. What I make them out to be
Là, j'étais sur le compte rendu, témoignant de ce mauvais goût pour les femmes, mon, uh, habitude de tomber pour les gens qui ne sont pas ce qu'ils semblent être, ce qu'ils sont à mes yeux.
Evet, çok iyi olur.
Merci, Mme Aren
Sen de kimsin?
♪ These songs aren't played just so we can get paid ♪ T'es qui, toi?