English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Arrivés

Arrivés translate French

10,797 parallel translation
Bomba imha geldi.
Les démineurs sont arrivés.
Buraya sen doğmadan önce geldik.
Nous sommes arrivés ici avant ta naissance.
Dün gece sağ salim varmışlar ama Rene, Leo'yla görüşürken, gestapo onları hazır bekliyormuş.
Ils sont arrivés sauf la nuit dernière, mais quand Rene a rencontré Leo, la Gestapo attendait.
Almanlar gelene kadar Paris'te yazarlık yapan bir Kanadalı.
Journaliste Canadian à Paris quand les Allemands sont arrivés.
Dosyalarınız bize ulaştı ve sizin için bir ofis ayarladık.
Vos documents sont arrivés et un bureau est prêt.
Federaller, Mark ayrıldıktan 90 saniye sonra geldi.
Les fédéraux sont arrivés 90 secondes après que Mark soit parti.
Ryan Hardy ve ekibi, Virgina Eyalet Hapishanesine geldi.
Ryan Hardy et son équipe sont arrivés à la prison de Virginia.
Fakir bir adamın arabasının tekerleklerini çalanlar daha fazla aşağı düşemezler. Çünkü hiçten de beterlerdir.
Ceux qui en sont arrivés à voler des roues de Pride, ils peuvent pas tomber plus bas, ce sont des moins que rien.
Buraya birdenbire geldin, ve tüm bu sorunlar da seninle birlikte geldi!
Vous arrivez ici, sorti de nulle part et tous ces problèmes sont arrivés avec vous!
Onu ayıltıp, konuşturmamız lazım.
Nous sommes arrivés à le réveiller, le faire parler.
Tam zamanında yetiştik.
Nous sommes arrivés ici juste à temps.
Buraya nasıl geldik?
Comment on est arrivés là?
Hepimiz senin gibi kim olduğumuzu ve buraya nasıl geldiğimizi bilmeyerek uyandık.
Nous nous sommes tous réveillés comme toi, sans savoir qui nous sommes ou comment nous sommes arrivés là.
"110 kişi canlı geldi."
"110 arrivés vivants."
Herkes kemerini bağlasın 20 dakika içinde alana iniş yapmış olacağız.
Mettez vos ceinture. Nous serons arrivés dans 20 minutes.
- Ama asla o raddeye gelmedi.
- Mais nous n'en sommes pas arrivés là.
Sonra bombalar geldi :
Puis sont arrivés les tubes
Odama nasıl geri geldik onu bile hatırlamıyorum.
Je ne me rappelle même pas comment on est arrivés dans ma chambre.
- Buraya geldiğimizden beri şu kamyonetin orada bizi izleyen adamı düşünüyorum.
Je crois que ce mec là bas à côté du pickup nous observe depuis qu'on est arrivés.
İşte geldik.
On est arrivés.
Memphis'e geç kaldık. Biz de yolumuza devam edelim dedik.
On est arrivés en retard à Memphis, donc on a décidé de continuer à rouler.
Oraya nasıl geldiler bilmiyorum.
Je ne sais pas comment ils sont arrivés là.
Sean ile fikir birliğine vardık.
Sean et moi sommes arrivés à un arrangement.
Evine döndüğümüzde, Monroe ve Rosalee güvende olunca arayacağım ben seni.
Je te rappelle quand nous serons arrivés chez lui, et que Monroe et Rosalee seront en sécurité.
Geç kaldık.
Nous sommes arrivés trop tard.
Oraya gittiğimizde şu insanlar da oradaydı.
Et quand on est arrivés là-bas, il y avait ces gens.
Geldiğimizde diğerleri ölmüştü.
Les autres étaient morts quand on est arrivés. Qui est-ce?
Peki o zaman neden 911 çağrıları farklı bir sıralama ile geldi?
Pourquoi les secours sont-ils arrivés dans un ordre différent?
Belki de arabaya bindiğimiz saat.
C'est peut-être quand on est arrivés à la voiture. Et ça?
Vaaz alanına kaçta gittiniz?
A quelle heure êtes vous arrivés sur le lieu du sermon?
Geç kaldın.
Tu arrives trop tard.
Peki, High Plains Drifter, Neden Thorvin'in son kontaklarına bir ulaşmaya çalışmıyorsun?
Alors, l'Homme des hautes plaines, vois donc si tu arrives à joindre ces contacts de Thorvin.
Beni unutamadığın için.
Tu n'arrives pas à m'oublier.
Zaten geç geldin ve gelir gelmez beni ekmek istiyorsun, dayı.
T'arrives en retard et tu veux repartir. Trop nul!
En çok arananlar listesine haybeye girmiyorsun.
Et bien, tu n'arrives pas sur la liste des Dix Plus Recherchés pour rien.
Şimdi sen yürüyerek güneyden ulaşacaksın benlen Devon da burada işaretsiz bir arabada bekleyeceğiz.
Donc, tu arrives à pied depuis le sud, et moi et Devon seront dans une voiture banalisée ici.
Yaşlanıyorsun, kalp krizi geçirebilirsin.
Tu arrives à un âge où tu pourrais avoir une crise cardiaque.
Öyleyse ben kötü iğneci adam oluyorum sen de hemen gelip kahraman mı oluyorsun?
Oh, d'accord, donc je dois jouer les méchants aux aiguilles, et toi tu arrives et tu joues le héros?
Tam zamanında geldin, çorba yapıyorduk.
Tu arrives juste à temps, j'allais faire de la soupe.
Ve güvenli olduğunu düşündüğünüz bir yere gittiğiniz zaman... 1-866-KLJ-0199'ı arayın.
Et quand tu arrives dans un endroit en sécurité appelle le 1-866-KLJ-0199.
Doğru, Paige. Seni beklerken bize hikaye anlatıyordu.
Elle nous racontait une histoire en attendant que tu arrives.
KENDALL : Hepsinin kaydı hala sende mi?
Tu arrives à t'en rendre compte?
Kiranı zamanında ödemezsen, boynunu kırar.
Si tu n'arrives pas à payer ta part du loyer à temps, il te brisera la nuque.
Elinden geliyorsa.
Si tu y arrives.
Bazen hayat sana istemediğin şeyler verir ama sonunda bunun tam da ihtiyacın olan şey olduğu ortaya çıkar.
♪... will always love you ♪ - Tu arrives à croire ça? - Non.
Korkarım ki biraz geç kaldın, evlat.
Je crains que tu n'arrives trop tard.
Bak ne istediğine karar veremiyorsan... Biz ve üniversite arasında kararsızsan...
Si tu n'arrives pas à décider ce que tu veux vraiment... si tu ne peux pas choisir entre nous et l'université...
- Zaten geldik.
- Nous sommes arrivés.
10 dolara iddiasına girerim ki itemez.
100 $ que tu n'y arrives pas.
Bana bakamıyorsun bile.
Tu n'arrives même pas à me regarder.
Onunla konuşursan eve gelmesini söyle. Tamam mı?
Si t'arrives à le joindre, dis lui de rentrer, d'accord?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]