Article translate French
7,281 parallel translation
Ben de değersiz bir haber olacak sanıyordum Piers.
Je pensais que ça serait un article doux, Piers.
Sports Illustrated fotoğrafların uçağın her yerindeydi.
J'ai vu votre article de SPORTS ILLUSTRATED dans l'avion.
Makale için gelmedim buraya.
Je continue un article.
- Yok, tek bir kupür var.
- Pas grand-chose, juste cet article.
- Onunla ilgili haberi okumuştum. Globe'un ilk yahudi editörü olduğu yazıyordu.
Oui, j'ai lu un article sur lui, ça disait qu'il... était le premier rédacteur en chef juif du Globe.
Ama bir yıl önce, Kilise yetkililerini Geoghan hakkında uyaran bir rahiple ilgili makale buldum.
Jusqu'à il y a un an, je trouve un article sur un prêtre qui avait prévenu ses supérieurs à propos de Geoghan.
Biz de meşgul etmek için bir haber yazarız. Sonra da gözümü Herald'dan ayırmayız.
Eh bien on écrira un petit article et on... maintiendra un oeil sur le Herald.
Haberi yaptığımızda Kardinal'den bir yoruma ihtiyacım olacak.
Quand on publiera l'article,... je vais avoir besoin d'un commentaire du Cardinal.
Rezendes'in haberi hazırlaması için zamana ihtiyacı var.
Rezendes a besoin de temps pour écrire l'article.
Elimizde 70 tane rahipe dair örtbas edilmiş olaylar var.
On va publier un article sur 70 prêtres.
- Sence öne geçmek mi istiyorlar?
Tu penses qu'ils... - se préparent à notre article?
Bu şeyi okuyunca yüzlerini görmek isterdim dostum.
J'aimerais bien voir leur tête quand ils liront l'article.
Anlaşılır olur.
- en bas de l'article, c'est assez simple.
Haberin sonuna Spotlight'ın numarasını da koyarız böylelikle insanlar arayabilir.
On a également mis le téléphone de Spotlight à la fin de l'article... pour que les gens puissent appeler.
Devamındaki haberlerde ne durumdayız?
Où en sommes-nous sur l'article suivant?
Önümüzdeki hafta için taslağını çıkartabiliriz.
On peut faire l'article pour la semaine prochaine.
Bununla birlikte Kardinal Law ve Katolik Cemaati epey güçlü bir cevap verecektir.
Cela dit, le Cardinal Law et la... communauté catholique auront une réponse... très forte sur notre article.
- Harika bir makale olmuş beyler.
- Super article les gars.
Bu 14 yıl içinde senin hakkında yazdığım üçüncü yazı.
C'est la troisième fois en 14 ans que j'écris un article sur vous.
Bu... Time gazeteciliğin ezik bir parçası. Okumak zorunda değilsin.
L'article du Time était erroné.
İşte, gazete kaydı.
Tenez. L'article sur votre décès.
New York Times için, Isabelle ile ilgili bir makale yazdığımı mı söylediler?
vous ont-ils dit que je suis en train écrire un article sur Isabelle pour le New York Times?
Bu makaleyi yazarken, onun nasıl öldüğünden bahsetmeden edemeyeceğim.
En écrivant cet article, je vais devoir également dire comment elle est morte.
Bir makale yazması gerekiyor ve...
Je devais écrire un article, et...
Richard'ın yazacağı bir makale var.
Tu sais, cet article que Richard va écrire?
Öteyandan, gayet güzel bir makale olmuş.
C'est un grand article.
Sanki en yakın arkadaşının birden ortaya çıkıp vraklayacağını söylemesi gibi.
Comme ta meilleure amie qui débarque pour te dire... qu'elle est à l'article de la mort.
Bak, seni bununla rahatsız etmek istemiyorum ama Marcus'a Çocukları Kurtarın'dan yazınla ilgili bir telefon geldi. Kakao tarlasıyla ilgili olandan.
Je ne veux pas t'embêter, mais Marcus a reçu un coup de fil de Save the Children à propos de ton article sur la plantation de cacao.
Bu yazı gençlerin hayatlarını kurtarmakla ilgili.
L'article visait à sauver la vie de ces jeunes.
Yardım kuruluşları içerisindeki yozlaşmayla ilgili salgırgan bir hikâye.
Un article plus agressif sur la corruption au sein des organismes d'aide.
Kendi yazını desteklemek adına onlara yaptığın, istikballerine?
Pour le soutien que cet article leur a donné, pour leur avenir?
"Bu çocuk bir köle mi?"
Correction sur l'article de Michael Finkel "Ce jeune homme est-il un esclave?"
Bak, dinle. Süper bir fikrim var. Kayakla ilgili bir yazı.
J'ai une super idée d'article sur le snowboard.
Dinle, Ed, üzerinde çalıştığım bir şey var savaş günlerimden Deniz Piyade Kolordusunda olan gizli operasyonlarla ilgili.
J'écris un article sur les opérations clandestines dans le corps des Marines.
Rakiplerimden bir adım önde olabilecek bir hikâye lazımdı.
J'avais besoin que l'article sorte du lot.
Sadece sana. Eninde sonunda sen bunun hakkında yazmak isteyeceksin benim de onun karşılığından senden iki tane isteğim olacak.
Mais vous voudrez écrire un article, donc je veux deux choses en échange.
Ama aramızdakini konu alan bu hikâye yazabileceğim bir şey değil.
Mais cette histoire entre vous et moi, ce n'est pas un article que je peux écrire.
O Afrika haberini yazdığım zaman, notlarımı karıştırmamıştım.
Quand j'ai écrit l'article sur l'Afrique, je n'ai pas confondu mes notes.
Özellikle göz büyüleyici bir parçaydı.
L'œil spécialement fera un article fascinant.
Senin göz parçasıyla kemikle, laboratuvarla veya dahi programlamacım ile ilgin yok.
Vous ne faites pas un article sur l'œil, ou l'os, ou le labo, ou de mon programmeur prodige.
Hala bir haftalık sürenin makalen için yeterli olduğunu düşünüyor musun?
Pensez-vous qu'encore une semaine sera suffisante pour votre article?
Makalen bittiğinde etkileşimin de bitecek.
Votre interaction finie quand vous avez écrit votre article.
Buna makalende yer verebileceğini düşündüm.
J'ai pensé que ça pourrait être un bon article.
Bu makale kendiliğinden yazıldı gibi.
Cet article est cependant presque en train de s'écrire tout seul.
Dokusu hoşmuş. Bunu yıkamaya atacağım.
Nice touch, je vais blanchir cet article.
- Posta geldi mi?
- Est-ce que quelque article?
Sayfa 3. Bölüm 15.20.
Page 3, l'article 15-20
Başkanımız Waldheim'ın Nazi geçmişini ortaya çıkaran bir yazı yazdığımda markette, adamın biri gelip yüzüme tükürdü.
J'y ai écrit un article sur le passé nazi de notre président Waldheim... un homme est venu vers moi dans un supermarché et m'a craché au visage.
Yıllardır ilk defa bir temizlik ürünü için bu kadar heyecanlıyım.
On a un article révolutionnaire.
Eleştiriyi okudun mu?
Tu as lu l'article?
Gazeteyi okudum.
J'ai lu l'article.