English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Artie

Artie translate French

1,812 parallel translation
Çünkü ikisi Asyalı ve Artie gözlüklü diye mi?
Car deux sont chinois et Artie a des lunettes?
Artie'nin bacaklarını kullanmamaya başladığından beri aldırmayı düşündüğüne iddiaya girebilirim
Je suis sure qu'Artie a déjà pensé à se faire retirer les jambes vu qu'il ne s'en sert jamais.
Ama Britt zaten Artie'yle beraber.
Britt est avec Artie.
- Sakin ol, Artie.
Du calme.
Pekâlâ, neden bana bu şarkıyı herkesin içinde söyleyemiyorsun? - Artie'yle artık çıkmıyoruz.
Pourquoi tu me la chantes pas devant les autres vu qu'Artie a rompu?
Artie ve Brittany KA ve EA'dı ama Artie sinirlendi ve ona aptal dedi ve şimdi KA ve EA değiller.
Artie Brittany sortaient ensemble mais il s'est énervé et a dit qu'elle était stupide et donc, ils ont rompu.
Artie, çok hoştu. Ama seninle baloya gelmeyeceğim.
Artie c'était magnifique mais je n'irai pas au bal avec toi.
* R-T Artie Abrams, keyif çatıyor ön koltukta *
♪ R-T, Artie Abrams, so chillin'in the front seat ♪ ♪ In the front seat ♪ ♪ In the back seat ♪
Artie'nin yürümesini sağlayacak bir ameliyat bulunduğunda, ilk adımlarını atarken ben yanında olacağım.
Quand ils soigneront Artie, je serai là à ses premiers pas.
Güvenlikten Artie kapının önünde. Kimse seni rahatsız edemez.
Artie, le vigile, est devant la porte et veille à ta tranquillité.
Haydi başla, Artie.
Vas-y, Artie.
Bir şeye karşı olan bir aday istiyorlar.
Et j'ai demandé à Blaine et Artie de nous donner un avant goût de ce que nous recherchons.
Dinle Artie, Claudia'yla birlikte zaten yerini gayet iyi dolduruyorsunuz.
- Bien! Claudia et toi faites très bien l'affaire.
Artie kurabiye yaptı.
Artie a fait des cookies.
Artie burayı "Amerika'nın Çatı Katı" olarak görüyor ama o aslında Smithsonian'ın takma adı o yüzden yeni bir alt başlık lazım.
Artie appelle l'endroit le "Grenier de l'Amérique" mais c'est le nom du Smithsonian, il faut un autre nom.
Artie'nin çocukluğunda, 1000 yıl önce icat edildi. Bir fikrim var.
Il y a environ 1 000 ans, quand Artie était gamin.
Artie, Oval'e geri gelsen iyi olur. Bir sorun var.
Artie, reviens à l'ovoïde.
Artie, bu çocuk espriden hiç anlamıyor.
Ce gamin n'a aucun humour.
Bu gerçekten de sinir bozucu.
C'est vraiment... Ennuyeux. Artie?
Artie, beyninin yarısı yanmış.
La moitié de son cerveau est grillée.
Artie, gecenin yarısında nereye gidiyorsun?
Artie, où tu vas en pleine nuit?
Artie'nin manitası.
Et la... petite amie d'Artie.
Niye? Hastane, Artie?
Un hôpital?
Artie'nin yatak odası!
La chambre d'Artie!
Neden Artie'nin yatak odasında çıplağız?
Pourquoi on est nus ici?
Artie'nin diş fırçasıyla birlikte.
Avec la brosse à dents d'Artie.
Artie, şaka yapıyordum.
- Je plaisantais. - Un dîner serait bien.
Peki, ama kimi aradım acaba ve Artie'nin diş fırçası acaba ne anlama geliyor?
Qui j'ai appelé? Et pour la brosse à dents d'Artie?
Artie, diş fırçan sana ne ifade ediyor?
Tu tiens à ta brosse à dents?
Der, daha güzel ceketli Artie.
Dit Artie, avec la veste moche.
"Öksürük, öksürük" der Artie ve Claudia.
"Hum, hum," disent Artie et Claudia.
Dinleyin, Artie bana bir numaralı kuralın asla objelerle oynamamak olduğunu söyledi bu yüzden neden bunları yerlerine bırakmıyoruz?
Artie m'a expliqué qu'il ne faut jamais jouer avec les artefacts. Alors on remet ça en place, d'accord?
Artie, umut umuttur. Nasıl yanlış olabilir ki?
De l'espoir ne peut pas être faux.
Bekle, dur, Artie bilgisayarlara girmek için kullandığı kodu inceledim de koçbaşı adında bir kod kullanıyor.
Attends, j'ai vu le code qu'il a utilisé pour pirater, en plus, il a utilisé une batterie RAM.
Bir anti-virüs tasarlıyorum ve objeyi bulur bulmaz ki bu senin departmanının görevi, Artie objeyi bulur bulmaz virüsün bulaştığı herkesi iyileştirebiliriz.
Je fabrique un antivirus, et dès qu'on aura récupéré l'artefact... Ce qui relève de toi, Artie. On devrait être en mesure de guérir tout le monde.
İyi düşündün, Artie.
Bien pensé, Artie.
Artie, Vanessa'ya söylemeni istediğim bir şey var.
Tu dois parler à Vanessa.
Ama Artie, o kadar insanı bir anda iyileştirince objeyi taşıyan kişiye ne olacağını bilmemize imkân yok.
Mais guérir autant de gens en même temps... On ne sait pas ce qui arrivera au porteur de l'artefact.
Virüs hakkında hiçbir şey bilmiyordu, Artie.
Il n'est pas au courant pour le virus.
Artie, Hugo bana baktığında bu kızı görüyor.
Quand Hugo me regarde... il la voit.
Artie, uçakla mı gideceğiz, yoksa arabayla mı?
Artie, on va voler ou on va rouler?
- Artie'den duymak daha anlamlı.
- T'es pas Artie.
Bu şahane Artie.
C'est génial, Artie.
Aman Tanrım, Artie.
Très vite. Mon Dieu!
Seni aramadık ki, Artie.
Non.
- Artie!
Hugo!
Peki ya sen birini bulabildin mi, Artie?
Tu as déjà rencontré quelqu'un?
Artie, göremiyorum.
Je ne vois rien.
Onu etkilemek istiyorsun.
Artie.
- Artie, burada ne- - - Kaçıyor!
- Artie, qu'est-ce...
Artie. Bunu halledersin.
Tu t'en charges.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]