English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Asamı

Asamı translate French

144 parallel translation
Gelin, zırhımı giydirin, verin asamı elime!
Mets-moi mon armure. Donne-moi ma lance.
Asamı Firavun'un önüne fırlat böylece Tanrı'nın gücünü görsün.
Jette mon bâton aux pieds du Pharaon qu'il soit témoin du pouvoir de Dieu.
Asamı suya uzat.
Touche les eaux de mon bâton.
Kral olsaydım, krallığımı, asamı, diz çökmüş tebaamı sana sunardım Cosette, bakışlarını üzerimde hissedebilmek için.
Et les rayons du ciel me viennent de tes yeux. - Si j'étais roi des rois, je donnerais l'empire et mon char...
Beni asamıyacaklar, Vern.
Je ne veux pas être pendu.
Asamı bırak yerine!
Pose ce sceptre!
Ayrıca hükümdarlık asamı öperek saygı göstermek adettendir.
Vous devez aussi me témoigner du respect en embrassant mon sceptre.
Şimdi asamı bul.
Maintenant, trouve ma baguette.
Asamı geri alabilir miyim, lütfen?
Je peux avoir ma baguette?
Asamı bul.
Trouve ma baguette.
- Asam! Asamın haline bak!
Ma baguette!
- Asamı ver, Tom.
Donnez-moi ma baguette.
Makinalı tüfeği aşamıyoruz.
Je tiens plus.
Söyleyin ona, benim de bir sopam, asam var.
Faites-lui savoir que j'ai, moi aussi, un bâton.
Burayı aşamıyacağımızı ve tıpkı diğerleri gibi kucaklarına düşeceğimizi düşüneceklerdir.
ils ont pensé qu'on ne passerait pas, qu'on irait se rendre, comme Ies autres.
# Sihirli asam yok
" Je n'ai pas de baguette magique
Koruyucu ekranı var. Aşamıyorum.
Il est entouré d'un écran protecteur impossible à traverser.
Obscured By Clouds'un vokallerindeki vurguyu aşamıyorum.
Je hais le sifflement de voix sur "Obscured By Clouds".
" Elimde asam var, bir taç var başımda
C'est un très grand honneur que de me contempler
" Engelleri aşamıyordu.
" ll ne peut vaincre des obstacles.
Sende bu kadını çok istiyorsun, ama çocuğu aşamıyorsun.
Vous voulez approcher cette femme, mais sa fille vous fait la vie dure.
Güvenliklerini aşamıyorum.
Je n'arriverai pas à pénétrer le système de sécurité.
Haklı olsa da sistemi asla aşamıyor.
Alors, j'ai commencé à douter de la justice.
Sinyalimiz onları aşamıyor.
Les cloisons bloquent le signal.
Tarayıcılar plazma huzmesinin saptırma alanını aşamıyor.
Impossible de pénétrer le champ de distorsion.
Sensörler alt uzay alanını aşamıyorlar.
Les détecteurs ne traversent pas le champ subspatial.
Aşamıyorum
Il n'y a rien à faire.
Tarayıcılarımız gövdelerini aşamıyor.
Nos détecteurs ne pénètrent pas leur coque.
Kıracağım asamı, gömeceğim kulaçlarca derine ve iskandil kurşununun sesinden daha derin ben...
Et plus profond, que jamais son ne parvint,...
Burada olduğumuzu bile bilmiyorlardır. İletişim sinyallerimiz etkileşimi aşamıyor.
Ils ne doivent même pas savoir que nous sommes ici.
Güç alanını aşamıyoruz. Güvenlik kontrollerimizi, baypas etmiş.
- Sécurité contournée.
- Asam.
- Ma baguette.
Asam nerede?
Où est ma baguette?
Asam dedim!
Ma baguette!
Satın alacağım bir asam var.
J'ai une baguette à acheter.
O benim asam.
C'est ma baguette.
Şimdi, asam, izninle.
Ma baguette, s'il te plaît.
Benim asam!
Ma baguette!
Düşmanını seçmeni öneririm. Sensörlerimiz, atmosferi aşamıyor.
Nous pourrions vous transmettre leurs coordonnées.
Oda çok korunaklı. Sensörlerimiz aşamıyor.
Impossible de traverser les boucliers.
Asam seni bekliyor. Beklerken de ne sertleşiyor.
Mon sceptre est impatient Et dur comme du ciment!
Wow, Ne özgür bir ruh, bunu aşamıyorum.
Je n'en reviens pas que tu sois si fofolle.
Sahibi olduğum her şey onun hayatı. Onun hayatına benim asam.
Je donnerais tout pour sa vie, mon sceptre pour sa vie.
Şifrelenmiş. Aşamıyorum.
Mais tout est codé.
Bütün bu işaratler kişisel eşyaları olmadan doz aşamını gösteriyor.
On a tous les signes d'une overdose, sans l'attirail qui va avec.
Üzgünüm efendim ama sistemi buradan aşamıyorum.
Je ne peux pas contourner le système de sécurité.
Yerimde sayıyorum. Şu Bruce karşıtı engeli bir türlü aşamıyorum.
J'ai atteint un plafond, une barrière anti-Bruce que je ne peux franchir.
Kahrolası balıkçı yakanı aşamıyorum.
Je suis bloqué par ton sale col roulé.
Eğer dalgayı aşamıyorsan içinden geçersin.
Quand on ne pas dépasser une vague, il faut plonger au travers
Bir hata yaparak başka bir küçük kızı öksüz bırakma korkusunu aşamıyorum.
Je ne suis jamais arrivée à surmonter la peur de faire une autre petite orpheline.
Asamın gösterdiği yer eksenim olacak.
" Je n'aurai que mon manche pour sceptre,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]