English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Assemble

Assemble translate French

406 parallel translation
Ben de zaten istemem Onunla ters düşmeyi
Et en ce veuil avec elle m'assemble
Aynı cinsteniz, bence birbirimize aitiz.
Qui se ressemble s'assemble.
Sesleri bir araya getirip şarkı söyleyeceğiz.
Si on assemble ces accords, on peut chanter une chanson.
Aynı tüyden gelme kuşlar olduğumuz söylenir.
Qui se ressemble s'assemble Comme on dit
Aynı tüyden geldiğimiz söylenir.
Qui se ressemble s'assemble Comme on dit
Aynı tüyden olduğumuzu söylerler.
Qui se ressemble s'assemble Comme on dit
Parçalar yerine oturmuyor mu?
Les pièces ne s'assemble pas?
Kimisi azametli ve yeni, o kadar yeni ki yalnız bırakılmış... kimisi de insanların ayrılmak istemediği, yılların aşındırdığı basamaklar... zenginlerin yaptırdığı gösterişli basamaklar zenginlere tahsis edilmişti... uzun süre önce unutulmuş insanlar tarafından yapılan bayağı basamaklar da halka...
Escaliers neufs qu'on n'ose fouler... escaliers antiques où on s'assemble. Escaliers riches offerts par les riches... escaliers pauvres et délabrés... escaliers légers...
"Tüyün kuşları" en güzeli bence.
Je pense tout bonnement : qui se ressemble s'assemble.
Edinmedim, doktor. Buradaki ilk aylarımda meydana getirdim. - Kahve hazır, efendim.
Euh, je ne suis pas exactement "tombe dessus"... je l'ai assemble au debut de mon sejour ici.
Sorun ikimizin de aynı huya sahip olması.
Qui se ressemble s'assemble.
Ya şaka yapıyorsunuz ya da kadınları hiç tanımıyorsunuz.
- Qui se ressemble s'assemble. - Vous plaisantez?
Onların düzeyinden beklenen... ve, Baylar, aslında yalan olan bir varsayım.
Une hypothèse selon laquelle "qui se ressemble s'assemble"... et qui, messieurs, est en soi un mensonge.
Akan su yolunu bulur, ve şimdi Ralph'e bir lağım çukurunda banyo yaptırıyor olsa gerek.
Qui se ressemble s'assemble, et dans le cas de Ralph, la réunion se fait dans le caniveau.
Benzeşenler biraraya gelmeli.
Qui se ressemble s'assemble.
Canavarlar canavarlara ihtiyaç duyar.
Qui se ressemble s'assemble.
Birbirimizi canavar gibi sevelim.
Qui se ressemble s'assemble.
Canavar mıyız?
Qui se ressemble s'assemble?
Tam yeni evli bir çiftin görülmesi gerektiği gibi...
Comme devraient toujours être Ceux que le mariage assemble...
Camcıdan cam kırıntılarını alıyorum. Daha sonra şeffaf bir yapıştırıcıyla yapıştırıyorum.
Je lui prends des morceaux de verre que j'assemble avec de la colle invisible.
- Kuvvet doğar birlikteyken - Birlikteyken
"Qui se ressemble, s'assemble."
Bulmacanın neye benzediğini anlamamız çok zor görünüyor.
On ne voit pas comment s'assemble le puzzle.
Bu minicik enzim ufak tefek olmasına rağmen, nükleotidleri yakalayıp doğru dizilişte yerlerine koyabiliyor, kontrol ederek okumayı biliyor, dünyada yaşayan tüm canlıların çoğalmalarında iş gören temel işlevden sorumludur.
Cet enzyme est une petite molécule... mais il attrape les nucléotides, les assemble... et fait une "relecture". C'est un responsable essentiel... de la reproduction de toute cellule et de tout être sur Terre.
Bir Amerikan grubuyla buraya gelen bir dansçı olduğunu öğrendim eğitimi yok ve açıkça paragöz korkarım lordum böyle bir ilişkisi olduğuna hiç şüphem yok
J'ai dé couvert qu'elle é tait danseuse, venue en Angleterre avec une troupe amé ricaine. Elle est sans é ducation et visiblement vé nale. Qui se ressemble s'assemble.
Şimdi parçaları birleştiriyor.
II assemble le tout.
Beraber olacağız
Qui se ressemble... S'assemble
Tanıdığım birine biri daha eklendi.
Qui se ressemble s'assemble.
Ben de takıyorum.
J'assemble les pièces.
- Ben döşemeciyim. Araba işleri.
- J'assemble des pièces auto.
Bununla yapıştır.
Tiens. Assemble-les avec du scotch.
Merhaba Kaptan Picard.
Elle les assemble. - Je ne comprends pas.
Tüm bu kaynaklardan gelen verileri birleştirerek, Dr Brahms'ın gerçek bir sunumunu sentezleyebilir misin?
Ordinateur, assemble les données de toutes les sources, pour créer par synthèse une vraie représentation du Dr Brahms.
Ve... dışı bizim yaptıklarımız gibi çelikten değildi.
J'ai touché l'une d'elles. c'était pas une boîte en acier mal foutue comme celles qu'on assemble.
Evet, insan karşısındakini, kendi gibi bilir.
Oui. Qui se ressemble s'assemble.
... mi toplaniyor?
... s'assemble.
"Tamam, bu olmus" denince, tasari tartisilmasi ve oylanmasi için...
Ils pensent que c'est une bonne loi. Ils l'envoient à l'Assemblé Nationale, pour un débat et un vote.
Çocuklara bir izci kampi yapilmasi için... daha sonra çocuklar tarafindan Maliye Bakanligina geri ödenmek üzere... gerekli miktarda paranin tahsisiyle ilgili yasa tasarisini... Senatoya ve Temsilciler Meclisine sunarim.
Le Sénat et l'Assemblé des Députés ont ensemble décrété qu'il sera approuvé l'emprunt d'une somme suffisante, afin de créer, un camp national de garçons, remboursable au Trésor des États Unis par une contribution des jeunes américains.
Fiziki kısımların hepsi dikkatlice seçildi ve biraraya getirildi.
Chaque élément physique choisi avec soin et le tout assemblé.
Hazinelerini bir fırının ortasında topladılar ve onları eritmek için üstüne ateşi üflediler.
Car ils avaient assemblé leur trésor au sein d'une fournaise et soufflait sur le feu pour qu'il fasse fondre l'or.
Herşey tükürük ve balmumuyla tekrar birleştirildi.
Le cheval avait été assemblé avec de la salive et de la cire à cacheter.
Ve Hoboken Zephyrs'te atıcılık yapıyor.
- C'est moi qui l'ai assemblé.
Martı Jonathan patavatsız uçuşun için içinde doğduğun sürüne katılmayı reddettiğin için ve sürünün geleneklerine sırt çevirdiğin için burada toplandık.
Jonathan le goéland, pour tes vols imprudents, pour refuser de rejoindre le clan au sein duquel tu es né, pour avoir tourné le dos aux traditions de ton clan assemblé ici.
Ama ben tüm parçalarï birlestirdigime göre paranïn bana ait oldugunu düsünüyorum.
Mais comme j'ai assemblé les pièces du puzzle... j'estime que le fric me revient.
Hareket ediyor!
- C'est vous qui l'avez assemblé! - C'est comme ça que vous le contrôlez?
Sonra krematoryum avlusunda toplananların üzerine derin bir sessizlik çöktü.
Soudain, un silence pétrifia le groupe assemblé dans la cour du crématoire.
Tamam, şemayı kontrol et.
- Allez, assemble.
Hepsini yapabilir, değil mi?
Il va pouvoir tous les fabriquer, non? Qu'est-ce que c'est? Et maintenant, le prochain assemblage... Numéro 74 assemblé. Il est pas mignon? On est sauvés!
Bir de buradakilere baksana.
Regarde tout ce qu'ils ont assemblé ici.
Bu kasada... seninle ilgili harika bir dosya hazırladım, tatlım. Ve tabii eski kocan Andrew'un bom diye giden teknesi.
Dans ce coffre-fort, j'ai assemblé un dossier fascinant sur toi, ma chère, et sur le petit bateau de feu ton mari Andrew, qui a fait boum.
"Roadhouse'da saat 9 : 30'da yapılacak melekler toplantısına bekliyoruz."
Veuillez vous rendre à l'assemblé des anges ce soir à 21h30 au Roadhouse.
Uzun lafın kısası bir makinayı en ince parçasına kadar merakla bir araya getiririm.. ... böylece zihnimi düşünmeye zorlarım. Bu sayede şiirlerimden 115 tanesini sattım.
En bref, je suis un mécanisme si finement conçu... et curieusement assemblé... que cela me déconcerte de penser... que je n'ai vendu que 115 copies de mon poème.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]