Ateşkes translate French
875 parallel translation
- Ateşkes haberleri doğru mu?
- C'est vrai à propos de l'armistice?
Bugün Ateşkes Günü. - Fırsatımız varken biraz dinlenelim.
Reposons-nous tant que nous le pouvons.
Son dört gündür konuştukları şu ateşkes meselesi nedir?
On parle d'armistice.
" Mareşal Petain liderliğindeki Fransa Almanya ile ateşkes imzalamıştır.
"La France du maréchal Pétain " a signé l'armistice.
Savaş yorgunluğunun hatırına bu gece ateşkes ilan ettik. Güzel.
Ce soir, on a conclu un armistice par respect pour vous.
Üç aylık ateşkes. İyi bir fikir.
Trois mois d'armistice?
Ama 90 günlük ateşkes başladı.
Mais l'armistice entra en vigueur.
Ateşkes bayrağı!
Drapeau blanc!
Ateşkes bitmiştir!
La trêve est finie!
Ateşkes bayrağı sallayacağız, ve doktoru çağıracağız.
On va brandir le drapeau blanc, et appeler le docteur.
Yarbay, bu iki subayla birlikte ateşkes bayrağı çekip gitmeni istiyorum. O bataryaya gidip ateş etmeyi kesmelerini söyle.
Accompagnez ces deux officiers, drapeau blanc à la main, et dites-leur de cesser le feu.
Ateşkes sağlayabileceğine dair tuhaf bir fikre kapılmış.
Il a eu l'idée folle de pouvoir provoquer une trêve.
Tek istediğim ateşkes antlaşması sağlamak.
Je veux seulement la trêve..
Barış teklifime karşılık bir ateşkes. 50 bin dolar ve sınıra güvenli geçiş.
J'ai une offre à vous faire... 50000 livres et un sauf-conduit jusqu'à la frontière.
O halde, buna bir ateşkes diyebiliriz.
Supposez que nous fassions une trêve.
Ateşkes konuşulacakmış.
On discute d'un armistice.
Ama Dış İşleri Bakanı Uzak Doğu'da, bu yüzden iş bana düşüyor korkarım. Öyleyse Fenwick'e gidip ateşkes imzalayacağım. Kabul mü?
En l'absence du Secrétaire d'Etat... je me rendrai au Fenwick négocier l'armistice.
Kral Leopold ateşkes imzaladı.
Le roi Léopold a capitulé,
Ateşkes yaptık.
J'ai arrangé un cessez-le-feu.
- Ateşkes olmalı. Barış yanlısıdır.
- C'est le calumet de la paix.
Formda değilim. - Ateşkes.
- Faisons la paix.
- Ya ateşkes?
- Et le traité?
Ateşkes bu.
C'est un cessez-le-feu.
Hepiniz ateşkes emrini imzaladınız.
Vous avez tous signé le cessez-le-feu.
Ateşkes emri olduğunu anlamadı mı?
Il n'a pas compris l'ordre de cesser le feu?
Ateşkes başladı.
Ben, ça y est.
Ateşkes emrini anladığını sanmıyorum evlat.
Tu n'as peut-être pas compris le cessez-le-feu, fils.
Ateşkes istiyorlar.
Ils semblent vouloir une trêve.
Ateşkes bitti!
On arrive.
Noghai barış teklifinde bulundu Tegana da Kubilay'ın karargahına ateşkes şartlarını konuşmaya gidiyor...
La guerre est finie, mon seigneur. Noghai a déclaré la paix et Tegana se rend à la cour de Kublai - pour discuter des plans d'armistice.
Yokluğunda, Yasuoka ile ateşkes anlaşması yaptık.
Pendant votre absence, on a pactisé avec Yasuoka.
Bu yüzden ateşkes yapılmasına razı oldum.
C'est pour résister à Imai.
Bu gece için ateşkes yapalım.
Trêve pour ce soir.
Belki de silahşörle aralarında ateşkes sağlamak için bu buluşmayı ayarlamışsındır.
- Non. Ou servi d'intermédiaire entre lui et le mercenaire?
Bu kağıdı ateşkes kabul edelim.
Ce papier est un accord de paix.
Cevap vermek için bir saatlik ateşkes süreniz var.
Vous avez une heure pour répondre.
- Ne istiyorsun? - Ateşkes.
Une trêve!
- Ateşkes mi, değil mi?
Est-ce la trêve ou non?
Silahla ateşkes alakasız görünebilir ama alışkanlık.
Une arme n'est pas de mise, au cours d'une trêve mais... habitude d'un homme traqué.
En uygun zaman saldırıdan sonra. Ateşkes olduğu zaman, yaralıları toplarlar.
Le meilleur moment, c'est après l'assaut, pendant la trêve pour ramener les blessés.
Bana bir içki ısmarlaman için ateşkes ilan edebilir miyiz?
Pourrions-nous faire la paix juste le temps d'un apéritif?
Şimdi bu asiler bölgede ateşkes istiyorlar.
Et maintenant, on me demande de cesser le feu!
Sana söz veriyorum yarın itibarıyla ne bölge ne ateşkes, ne de saray kalacak.
Demain matin, plus de préfecture, plus de cessez-le-feu, plus de Paris!
Bir ateşkes düzenle savunma için zaman kazanırsınız.
Si vous arrivez à négocier une trêve, vous aurez le temps de préparer cette défense.
Ateşkes.
Cessez le feu!
Paris'in Alman Kumandanıyla ateşkes imzalandı.
Un cessez-le-feu a été conclu avec le gouverneur allemand.
Ateşkes!
Cessez le feu!
Bu hainler ateşkes için benim adımı kullanmış.
Ils appellent en mon nom à cesser le feu.
Ateşkes sayesinde... Her şeyden önce ateşkes sayesinde kazanmış olduk ve Paris'te kuvvetlerimiz ve bu komite resmen tanınmış oldu. Ayrıca kritik bir noktada kesin bir yenilgiden kaçınmış olduk.
Grâce à la trêve, grâce à la trêve, nous avons eu la reconnaissance de ce comité et des forces dans Paris et pu éviter la défaite, ce qui est crucial.
Ateşkes bir oyla reddedildi.
La trêve est dénoncée à une voix de majorité.
Ateşkes.
Cessez-le-feu.