Aus translate French
24 parallel translation
Bu film 1988 yılında MosFilm Stüdyosunda tamamlanmıştır.
Le film a été terminé en 1988 aus studios "Mosfilm".
Yani, kanı beynine sıçradığında yaş tahtaya basmıyor.
Il ne va pas s'effondre l'écume aus lèvres.
Mesele belliydi, T.G.İ. T.G.İ mi?
- L'histoire se résume par AUS.
Parfümün Aus de Flores mu?
- Vous portez "Eau de Flores"?
Bunlar aslında bir nevi pasif radyo alıcısı gibidir. Mağazalarda veya benzincilerde hızlı ödeme yapmanızı sağlar.
qui permettent aus gens de payer rapidement aux magasins ou stations services.
Burada olmak çok harika.
C'est merveilleux d'être aus USA.
BUN, kreatinin, kalsiyum, LFT.
Lytes, AUS, créatinine, calcium, TLF.
Amerika ´ da okuyan Avni, hiç öğrenmediği halde birden Bengali ´ ce konuşmaya başlar.
Avni, qui a étudié aus USA, parle le bengali, qu'elle n'a jamais appris.
Kıçlarını tekmeleyeceğiz, öyle değil mi?
"Aus" ( dehors en allemand )
Kapalı duvarın arkasındaki Acil Servis'ten.
Aus urgences Juste derrière ce mur.
Chlamydia out.
Aus. La chlamydia. La chlamydia
Brüno out!
Brüno était aus.
Gözyaşlarından kimseye bahsetmiyorsun biliyorum. Ama gerçekten, beni korkutuyorlar.
Je sais que tu as dit à tout le monde de ne pas faire ttention aus pleurs, mais ça me fous les jetons.
Az önce cevizli turta düşünüyordum. İştahım kaçtı.
Il y un moment je pensais à une tarte aus pécans, et maintenant je n'arrive même pas à dire si j'aurais de l'appétit.
Bu ayki kiramı bile ödeyemeyeceğim. Şurada, süslü köpeğiyle oturup yengeç mücverini yiyen zengin kadının aksine.
Je ne peux même pas me payer le loyer ce mois-ci, pas comme cette fille super chic qui reste là avec son chien de riche, mangeant des cakes aus crabes gastronomiques,
Ispanak ve lahana püresi.
C'est des épinards et des choux aus pouvoir lisse.
Onlar var ise Doğru ve güç o zaman, para basma. Yapın. I.
Donc s'ils ont le droit et le pouvoir d'imprimer des billets, alors moi-aus-si.
Dostum, dinle... Büyük halam Ida'nın ayağında nasır varmış ve giriş kattaki bir odada kalması gerekiyor.
Mon pote, écoute, ma grand-tante Ida a des cors aus pieds et elle a besoin d'une chambre au premier étage.
- Tamam, tamam, bende sevi..
- Ouais, ouais, je t'aime aus...
Annene ne kadar iyi davrandığını kameralara göster.
Montre aus caméras que tu aimes ta mère.
Tamam, ayrıca, görevde yükseldim.
Aus... Ok, aussi, J'ai été promu.
Yarın ilk iş Yargıç Frost ve Savcı Martinez ile buluşacağım.
Je suis notée première chose demain avec le juge Frost et AUS Martinez.
. Bordeaux'dan.
- Aus Bordeaux.
Sesler, bırakmaya hazır olduğunu söylüyor. Aus, yeter.
On dirait qu'il abandonne.