Ayağım kaydı translate French
152 parallel translation
Ayağım kaydı.
Mon pied a glissé.
- Galiba ayağım kaydı.
- J'ai dû glisser. - Sans doute.
Anlatmıştım ; ayağım kaydı, düştüm.
J'ai glissé sur le plancher.
- Affedersiniz, ayağım kaydı.
- Désolé. J'ai perdu l'équilibre.
Ayağım kaydı... kendimi kaybetmişim.
Je tombe, je tourne de l'œil.
Ayağım kaydı, düştüm, çatladı.
Un faux-pas, je suis tombé lourdement, une fracture interne.
Korkunç üzgünüm. Ayağım kaydı herhalde.
Veuillez m'excuser, j'ai glissé.
Biliyorsun... Karda merdivenlerden çıkarken ayağım kaydı.
Au 8e mois, j'ai glissé sur les marches, dans la neige.
Ayağım kaydı.
J'ai glissé.
Ayağım kaydı ve düştüm!
J'ai fait une chute sur le quai.
İyiyim, sadece ayağım kaydı.
Ça va. J'ai juste glissé.
- Ayağım kaydı.
- Vous vous êtes fait mal?
Girmedim. Ayağım kaydı.
Je n'y suis pas entré, j'ai glissé.
Ayağım kaydı!
J'ai dérapé...
Bir tanesi Dominic'tir. Ölmeden hemen önce "Ayağım kaydı" demesini unutamıyorum.
D'abord Dominic... sa façon de dire "J'ai dérapé!" quand il est mort.
Sonra ayağım kaydı ve camdan aşağı düştüm. Uçar gibi indim yere.
Et soudain j'ai dérapé et j'ai glissé droit sur la vitre et j'ai volé comme un ange.
Evlat, ayağım kaydı varsay.
Désolé, j'ai dérapé.
Ayağım kaydı varsay.
Pardon, j'ai dérapé.
Sadece ayağım kaydı, hepsi bu.
J'ai glissé, c'est tout!
Neredeyse dörtleyecektim ama ayağım kaydı.
J'ai presque fais quatre retours mais j'ai glissé avant la 3e base.
Toprak dolgu yolun yarısında ayağım kaydı. Sırt üstü göle doğru kayarken bir Kardasyalı sudan çıktı.
A mi-chemin, j'ai glissé et j'ai dévalé jusqu'au lac au moment où un Cardassien sortait de l'eau.
Ayağım kaydı.
Yah! Oh, je tombe.
Herifin teki merdivenlere kusmuş benim de ayağım kaydı.
Un con a dégueulé, j'ai glissé.
Islanmamak için hızlı hızlı koşarken birden ayağım kaydı ve gözlerimi suyun içinde açtım.
Il pleuvait à torrent, je courais pour pas me mouiller. J'ai glissé, je me suis réveillée sous la pluie.
Ayağım kaydı ya da yere düşürüldüm.
J'ai glissé sur le sol.
- Sonra ayağım kaydı. Pedal sertçe döndü ve bacağımı kırdı. - Tanrım!
Mon pied a glissé, et... la pédale a violemment tourné et m'a brisé la jambe.
Ve aynı ona açıkladığım gibi bir arkadaşla takılıyordum. Ve atın arka tarafına doğru ayağım kaydı. Ve azgınlık mevsimi olduğu için de ne yazık ki erektti.
Et je lui ai expliqué que je chassais avec un ami... et j'ai glissé sur le sexe d'un cheval... qui, malheureusement, du fait qu'il soit en pleine saison d'accouplement, était très excité.
Birden ayağım kaydı ve kendimi bir kayadan kayarken buldum.
J'ai trébuché, et je suis tombée.
Dalarken ayağım kaydı, ritmim bozuldu.
J'ai dérapé sur le plot, ça m'a cassé le rythme.
Evet, Kaldırımda yürürken ayağım kaydı, sırt üstü, Popomun üzerine oturdum.
Ouais, le visage par terre, le cul en l'air.
Onu pataklayabilirdim baba ama bu çakıllar, ayağım kaydı ve...
Je l'aurais défoncé, mais le gravier, j'ai glissé et...
Ben iyiyim. Ayağım kaydı.
- Rien de grave, j'ai glissé.
Ayağım kaydı.
J'ai glissé!
Peki bizi enseledikleri zaman da ayağının kaydığını mı söyleyeceksin?
On le sait que t'as glissé Et si on se fait foirer à traîner comme ça... T'iras leur raconté que c'est parce que t'as glissé, hein?
Benim ayağımı kaydırdıkları zaman kayınpederin MacFay'in ortağıydı.
Votre beau-père était l'associé de MacFay quand j'ai eu mon petit ennui.
Eee, Edward, gerçekten de ayağımı kaydırdın.
Edward, tu me coupes l'herbe sous le pied.
Ayağımı kaydırmaya mı çalışıyorsun?
Tu me fais une farce, hein?
Bir şekilde davranışlarımın senin ayağını... -... kaydırmasından korkuyorsun.
Tu crains que mon comportement... ne te mine.
Ve ayrıca nasıl olup da şirketinin SRT Endüstri'nin ayağını kaydırdığını öğrenmek zorundayım.
Je dois savoir comment vous faites pour sans cesse devancer SRT Industries.
Yer ayağımın altından kaydı.
Le sol s'est effondré.
Özür dilerim, taş ayağımın altından kaydı.
Je vais bien. T'en fais pas.
Bahane olarak da sakin bir sesle "Ayağım kaydı" derdi.
"J'ai glissé", disait-elle, avec sa petite voix tranquille.
Ayağım altımdan kaydı.
Mon pied a ripé
Maça çıkıp onlardan birinin canını yakarsam ayağımı kaydırıverirler.
Si j'en amoche un sur le terrain, c'est fini.
- Ayağımızı kaydırmayı deneyecek.
- Tu sais qu'il veut nous doubler?
Ayağı mı kaydı?
Il a glissé?
Ayağın bir kaydı mı tutamazmış seni kimse.
On trébuche, on glisse, et hop! Jambes par-dessus tête.
25 yıl önce olduğu gibi, yine ayağımı kaydırmalarından korktuğum için.
de crainte de perdre la face comme il y a 25 ans!
Banyoda ayağının kaydığını duydum.
On m'a dit qu'elle avait glissé dans sa baignoire.
Yürüdük ve birlikte ilerledik,... ve gittiğimiz heryerde yeryüzü ayağımızın altından kaydı.
Nous avons marché, défilé ensemble, et partout la terre se mouvait sous nos pieds.
Bunu yapmazsak ayağımızı kaydırma sürecinin yan etmenleri oluruz.
Sinon, nous serons en grande partie responsables de la disparition de cette entité.