Açtım translate French
5,684 parallel translation
'Hatamı düzeltmek yerine,.''yeni bir sayfa açtım''iyi bir baba oldum'
Il était temps de me racheter, c'était mon nouveau départ...
Tom için yaramaz bir pasta yaptım ve şimdi pasta işinde yepyeni bir sayfa açtım.
J'ai fait un vilain gâteau pour Tom, et maintenant j'ai accès à un nouveau morceau du commerce de gâteaux.
Fermuarı açtım ve Cecil, birden çantadan çıkıverdi.
Et Cecil, il... Pouf! Il a disparu.
Çünkü ben açtım ve ancak Friendly's'deki bir bedava doğum günü şapkasına yetecek kadar kuponun var.
Parce que moi oui. Et c'est surtout des coupons pour un anniversaire gratuit à Friendly.
Klaus'a karşı gözünü dört aç dedin, açtım.
Tu voulais que je garde un oeil sur Klaus. C'est fait.
O kadına kendimi açtım.
Elle m'a envoûté.
# Bir şarkı açtım başlamak için güne #
♪ J'ai mis de la musique pour commencer ma journée ♪
Ben tekrar açtım.
Il l'a remis en route.
Merakıma yenik düştüm ve dolabın kapısını açtım.
Ma curiosité l'a emporté. Et j'ai ouvert la porte.
Dört kulağımı açtım seni dinliyorum.
J'écoute... attentivement.
Üst kuruldanım. Ben yolunu açtım fakat bu Rachel ile sona ermeyecek.
J'ai ouvert les portes, mais ce n'est pas encore la fin avec Rachel.
Anahtarın bir kopyasını çıkarıp o uyurken kasayı açtım.
J'ai fait une copie de la clé et j'ai forcé le coffre pendant qu'il dormait.
Çok açtım, kontrolümü kaybettim.
Je t'ai dit que j'avais trop faim, j'ai juste perdu le contrôle.
Ve sonra sanırım C.N.N'i açtım
Et ensuite je crois que j'ai mis la CNN...
Görebileceğiniz üzere, denetlenebilen yenilemelerle bu muayenehaneyi açtım.
Comme vous pouvez le voir, j'ai ouvert ce cabinet, j'ai supervisé sa rénovation.
O gün boşanma davası açtım.
J'ai engagé la procédure de divorce cet aprem là.
Dükkanı tekrar açtım.
Mon garage est de nouveau opérationnel.
Kıçında o kadar çok delik açtım ki, hangisinin esas delik olduğunu bilmiyorsun. Florida'dan buraya postalanan aynı adamsın.
Je t'ai déjà débarrassé de tant de nouveaux trous du cul, tu ne sais pas lequel est le premier, mais tu es toujours le même gars qui a débarqué de Floride.
Sonra gözümü hastanede açtım.
Et puis, j'étais à l'hôpital.
Bu esnada sen ve ablan için bir güven fonu açtım.
En attendant, j'ai mis en place un fond de placement. pour toi et ta soeur.
- Dunbar, Stamper konusunu açtı mı?
- Dunbar a-t-elle mentionné Stamper?
Danie'in o bankayı babasının kirli parası olmadan mı açtığını sanıyorsun?
Tu penses que Daniel peut ouvrir cette banque. sans l'argent de son père?
Öyle yıkım yakalanmış uğratıldık hayvan tarımda yol açtığı Ben gerçekten durulmuştur asla fark bariz gerçeklik Bu bu hayvanların her biri öldürüldü.
J'ai été tellement absorbé par la destruction causée par l'agriculture du bétail J'ai réalisé que je ne m'étais jamais soucier de cette évidente réalité Que chacun de ces animaux était tué.
"bazen gözlerimi açtığını hissediyorum."
"Parfois je me dis que tu m'as ouvert les yeux"
Hastalığım yepyeni bir dünya açtı bana.
Ma maladie a ouvert un tout nouveau monde pour moi.
- Ağzımı açtırma.
- Ne commence pas.
Onu hiç açtın mı?
Tu l'as ouvert?
Rae, umarım karnın açtır.
Bien Rae, j'espère que tu as faim.
Bu yeri açtığımızdan beri işle falan alakan yok.
T'as jamais été dans les affaires avant qu'on ouvre cet endroit.
Kieran dedi ki, anahtarın açtığı şey işler iyice yolundan çıkarsa doğaüstü yaratıklara karşı kullanılabilecek bir şeymiş.
Kieran m'a dit que cette clé menait à quelque chose pouvant être utilisé contre les surnaturels si jamais nous marchions hors des sentiers battus.
Yüz yıl evvel açtığım musluğun bardağı taşırdığı son damla buydu.
C'est la dernière note d'une chanson commencée il y a un siècle.
Evinizi altüst eden açtınız mı gerçekten bir yere geçmenizi sağlayan kapılardan?
Y en partout chez vous, elles permettent d'aller dans les autres pièces.
Bak ne diyeceğim. Kendi dükkânımı açtığımda, müşterileri istediğim gibi selamlayacağım.
Je te le dis, quand j'aurais mon propre magasin, j'accueillerais les clients comme je le veux.
Max'in Korku Dükkânı'nı açtığımda, çevre danışmanım olabilirsin.
Quand j'ouvrirai le "Max's Scare Shack", tu seras mon conseiller environnemental.
Bak, LAPD resmi bir soruşturma açtı, ancak onlar da kıçımızın üzerinde oturmayacağımızı anlayacaklardır.
La police dirige l'enquête officielle, mais je suis sûr qu'ils comprendront qu'on ne va pas rester à rien faire.
Sadece hayal edebileceğim bir dünyaya açtın gözlerimi.
Tu m'as ouvert les yeux sur un monde qui n'existait que dans mon imagination.
Kaitlyn gülerken ağzımı çok açtığımı ve çocuklara zumba dansı öğretiyor gibi göründüğümü söylüyor.
Kaitlyn dit que mon sourire est trop grand, et qu'on dirait que j'enseigne la Zumba aux petits du Y.
Gerçekten efendinin kasasını açtın mı?
- Tu as vraiment forcé le coffre de ton maître?
5 Kasım eyleminin anısına Parlamento yayınladı, Amsterdam saldırısı.
En souvenir du 5th of November Act, délivrée par le Parlement, frappée à Amsterdam.
Sen duvarın altından tünel açtın, ben üstünden atladım.
Tu as creusé sous le mur, je suis passé par dessus.
Bunun anlamı davalarına bir delik açtığımızı biliyorlar.
Ça veut dire qu'on a fait une brèche dans leur affaire.
- Clarke'tan söz açtığım için pardon.
- Je n'aurais pas dû parler de Clarke.
Babam bende büyük yaralar açtı.
Mon père m'a vraiment joué un tour.
Dinle, açtığında sahte e-posta adresine baktım senin sahte 95 madden için.
J'ai vérifié cette fausse boîte mail que vous avez créée pour vos fausses 95 thèses.
Bu zenci bir şeyler söylemek için ağzını açtığında buna değecek bir şeyler olması lazım, tamam mı?
A chaque fois que ce nègre ouvre sa bouche, il a quelque chose à dire, Et mieux vaut que cette merde vaille le coup d'être dite, compris?
Pekâlâ, 20 yıl dönümümüzde Cindy'ye almam gereken hediye için açtığım tavsiye kutusu kapatılmıştır.
Okay, la boîte à suggestions sur ce que je dois offrir à Cindy pour notre 20e anniversaire est maintenant fermée.
Hastanede gözlerimi açtığımda, sona ne kadar yaklaştığımı gördüm ve sonrasında anladım ki hayatımı ne kadar küçük aptal şeylerle yiyip bitirmişim.
Quand je me suis réveillé à l'hosto, et que j'ai vu que je l'avais échappé belle, je me suis rendu compte que j'avais manqué beaucoup de choses à cause de broutilles.
Ve ahizeyi açtığımızda bakın içinden ne çıktı.
On a ouvert la lampe et voilà ce qu'on a trouvé.
Ne yazık ki tüm gece endişelenmem şuna yol açtı.
Malheureusement ça m'a tenu éveillée toute la nuit, Ce qui veut dire...
Lee Anne Marcus'un Charleston PD'ye karşı açtığı davayı mı üstleniyorsun?
C'est la meilleure erreur que j'aie faite
Doğru. Dinle, açtığında sahte e - posta adresine baktım senin sahte 95 madden için.
J'ai vérifié cette fausse boîte mail que vous avez créée pour vos fausses 95 thèses.