Açıldı translate French
5,864 parallel translation
"Bay Ackerman, Bay Swift'in Pinkerton topluluğunun grev hattının ateşe verilmesi için bizzat emir verdiğini iddia ettikten sonra, bir kongre sorgusu açıldı."
Une enquête du congrès sur M. Ackerman, ordonnée par M. Swift pour une troupe de Pinkertons qui a fait feu sur un piquet de grève, et que M. Swift avait engagée.
Müzik hizmeti verdiğimiz, Gryzzldump geçtiğimiz Kasım'da açıldı ve şu an 170 milyon kullanıcısı var.
Notre site de musique en streaming, Gryzzldump, lancé en novembre, et maintenant nous avons 170 millions d'abonnés.
- Boston bölgesinde ateş açıldığına dair bir ihbar var mı?
Des coups de feu non élucidés partout dans la grande
Salıverildikten sonra iş yüzünden araları açıldı.
Après sa libération, les deux se sont entre-déchirés pour les affaires.
Bir dakika, bunlar daha yeni açıldı.
Ces trucs viennent d'ouvrir.
Bir şeyler anlatmak zorunda kalacaksın çünkü bu dava bir günde açıldı, ertesi gün anlaşma yapıldı ve tanıklar New York biletlerini iptal ettiler.
Vous devrez le dire à quelqu'un, parce que ce dossier a été monté en un jour et réglé le lendemain, et ces témoins ont annulé leurs vols pour New York.
Ve sonra birden sihirli bir şekilde yer açıldı.
Puis, comme par magie, l'un s'est libéré juste ici.
Merchant Sokağı'nda harika bir yer açıldı.
Il y a un super nouveau lieu qui vient juste d'ouvrir sur Merchant Street.
Çünkü Dubai'de kıdemli analist pozisyonu açıldı.
Parce que il y a ce... poste d'analyste principal à Dubai.
Polis üzerinde ateş açıldı!
Multiples coups de feu!
Sonrasında bütün kapılar açıldı.
Je lui ai tout dit.
Uzun zamandır yanlış taraf için savaşıyormuşum. Ama gözüm açıldı.
Je me suis battue pour le mauvais bord pendant longtemps, mais maintenant, je suis éveillée.
Okullar açıldı, çocuklar rahatsız ediyor mu?
Maintenant que l'école a commencé, Est-ce que les autres enfants t'ennuient encore?
iyi... yukarda bir ofis açıldı.
Bien... Il y a un bureau vacant à l'étage.
Bugün babamın davası tekrar açıldığı için zaten epey canın sıkılmıştır Yıllar önce büyük bir gayretle yaptığın bir işe yaramayacak.
Je suis sure que c'est déjà une mauvaise journée pour toi depuis que le dossier de mon père a été ré-ouvert... Défaire tout ce dur travail que tu as accompli durant des années.
- Su açıldı, su açıldı!
Non, non. L'eau est ouverte! L'eau est ouverte!
Yeni bir büyük bar açıldı, oraya gitmek için sabırsızlanıyorum.
Il y a ce nouveau bar sympa que je meurs d'envie d'essayer.
- Biz girerken açıldığını gördüm sonra da komşular girip çıkarken açıldı, o kadar.
Je l'ai vu s'ouvrir et se refermer pour nous et... et puis j'ai vu les voisins entrer et sortir, et c'est tout.
Kapı açıldığında içeri önce yaşlı adam girdi ama tüm bildiğim bu.
Une fois le portail ouvert, il se peut que le gars le plus vieux soit entré en premier, c'est tout ce que je sais.
Ama para konusu açıldı, ben de ona 1.000 dolar verdim.
Mais l'argent revenait déjà sur le tapis Et je lui ai donnée 1000 $.
İşle ilgili bir konu açıldığında ne hakkında konuşacağım?
Je parle de quoi si quelque chose ayant trait au travail arrive sur la table?
Kapılar açıldığı an koşarak iniyoruz.
Aussitôt que les portes s'ouvrent, on court- - on sort de ce train.
Kapılar açıldığı gibi koşacağız, anladın mı?
Dès que ces portes s'ouvrent, on court, tu comprends?
İpek Yolu bir kere açıldı mı Batı'dan gelen bir karabulut ısırganlar ve otlardan başka bir şey bırakmaz. "
La route de la soie que vous avez autrefois ouverte sera conquise par un nuage noir venu de l'ouest qui ne laissera que mauvaises herbes et orties derrière lui. "
Yatıştırıcının etkisi geçtikten sonra zihnim açıldı.
Quand je me suis réveillé, j'avais les idées claires.
Peki. O zaman cinayet ve kaçırma olayının yaşandığı yerden nasıl senin arabanla ayrıldığını açıklar mısın?
Alors vous pouvez m'expliquer pourquoi elle était dans votre voiture ce matin en train de quitter la scène du crime?
Tarih öncesi zamanlardan beri yapılıyor ama beynin sert zarını açığa çıkarmak için kemiğin küçük bir kısmının çıkarıldığı sonra da boyuna onun bir muska yapıldığına dair kanıtlar var.
Pratiqué depuis la préhistoire, mais on pense que, le petit morceau d'os qui est enlevé pour exposer la dure mère du cerveau était ensuite porté en amulette autour du cou.
Aç bırakıldığında bile açlık hayatta kalır.
Même affamé, la faim survit.
Yolunuz açık olsun. Enerjine bayıldım, kardeşim.
J'aime ton énergie, hombre.
Güven bana, Prens Rainer ufak bir bar basıldı diye Grayson ailesiyle arasının açılması istemeyecektir. Haydi be!
Crois-moi, la dernière chose que le Prince Rainier veut est d'éloigner les Grayson et les Lemarchal pendant une descente de police dans un bar.
Caddeden kaçırıldığını Gözlerinin bağlandığını, sonra bir odaya götürüldüğünü Kesilen bacağının acısının Serbest kalmasını sağladığını ve gözü kapalı şekilde kaçtığını söylüyor.
Il dit avoir été enlevé dans la rue, les yeux bandés, et conduit dans une pièce. La douleur de sa jambe étant engourdie, il a pu s'échapper et fuir dans la nuit.
Önlenmesi güç dürtülerin gölgesinde Tehditkâr içgüdülerle yaşamak nasıldır bilirim Boğucu, acımasızca her bir zerrenizde Ama benim arzum insan etiyle beslenmek değildi.
Je sais ce que c'est de vivre sous le joug d'une obsession - d'avoir une pulsion sinistre tenace, qui occupe tout votre esprit. Mais mon impulsion n'est pas de manger de la chair
Her ne kadar iğrenç ve ümitsiz olsa da o küçük sefil hayatlarınız, buradan mutsuz ayrılırsam size yaşatacağım acı ve ızdırabla karşılaştırıldığında bir hiç sayılır.
La misère et le désespoir qu'ont pu tolérer vos vies pathétiques jusqu'à ce jour ne sont rien à côté de la douleur et de la détresse que je vous infligerais si je vous quitte mécontente.
İlişkimize inanmadığını biliyorum ama yanıldığını açıklamam için bana şans ver.
Je sais que tu ne crois pas en nous, mais j'espère te convaincre du contraire.
Açıcıları getirin. - Anlaşıldı.
Je l'ai.
Her açıdan tükürüklerimden şimdiden sıkıldığım bu botlara kadar
Et j'en suis une vraie. Depuis ces boucles ridicules jusqu'à ces bottes que je ne supporte déjà plus.
Onu öldürdün ve zaman kapsülü açılmadan önce oradan ayrıldın, bildim mi?
Tu la tue, et puis tu t'en vas avant que l'on ouvre la capsule du temps, ça sonne plutôt bien non?
Şu anda ölü olması bir yana kurbanınız genç ve fiziksel açıdan sağlıklı biriymiş. İlacın kronik kalp hastalığı tedavisi için değil ameliyat sonrası için yazıldığından şüpheleniyorum.
Bien, mis à part son état mortel actuel, votre victime est jeune et semble être en bonne condition physique, ce qui m'amène à suspecter que cette victime s'est vue prescrire ce médicament après une opération...
Bu da neden Todd Mirga sanıldığını açıklıyor.
Ce qui explique pourquoi il a été pris pour Tood Mirga
Bayan Julian, McNamara vakasının tekrar açıldığını söylüyor.
Bien sûr. Mme Julian dit que l'affaire McNamara refait surface, Booth.
Evet, Sayın Yagıç, ama eğer basında bir açıklama yapıldıysa,... bu onları adil ve tarafsız olmaktan aciz duruma getirir, tıpkı Bay Canning'in dediği gibi :
Oui, mais si une déclaration a été faite à la presse, qui rendrait l'un d'entre eux incapable d'être impartial, comme Mr Canning l'a dit :
Tamam mı? Hep, paylaşıldığı zaman acıyla daha kolay baş edildiğini düşündüm.
J'ai toujours trouvé plus facile de gérer sa douleur en la partageant.
Yaraları o kadar acı verici görünüyordu ki ona sarıldım bile.
Les ecchymoses semblaient si douloureuses que je l'ai prise dans mes bras.
- Liman kapatıldı. 20 gemi dolusu kana susamış Türk'ün karşısına çıkmaya hevesliyseniz açık tabii.
À moins que vous ne teniez à faire face à 20 bateaux de turcs sanguinaires.
Kim olduğunu açıklamak nasıldı?
Comment était-ce de sortir?
Tüm bunları yaptım çünkü her ne kadar Neal'a kaynağını açıklaması için baskı yapsanız da o söylemez ve sizin o inanılmaz hükümet hilelerinizin bir TV yıldızını mahkemeye itaatsizlikten hapse attıramayacağını biliyorum.
Je l'ai fait parce que je suis sûr que vous auriez vous auriez secoué Neal jusqu'à ce qu'il donne la source, ce qui n'arrivera jamais. La provocation de votre gouvernement n'ira pas jusqu'à mettre une star de la TV en prison.
Beni kızdırıp çıldırtmaya çalışıyorsun böylece okuldan bir arkadaşım için acınası şekilde yakınacağım. Amerika'nın En İyi Tasarımcısı'na kaydını gönderdi diye ünlü olacak.
Tu essaies de me mettre tellement en colère que j'éclate et je commence à me plaindre de cet imbécile de mon école qui deviendra célèbre juste parce qu'il aura envoyé une cassette d'audition à America's Top Designer et été accepté pour participer
Baban garajın açıldığını duymuş.
J'ai vu mon vélo.
Anlaşıldı mı, Bayan Espinoza? Evet, açık ve net anladım.
Oui, 5 sur 5.
Lanet yara yine açıldı.
- Ouais
Bu açıdan bakıldığında,
Et de ce point de vue,