English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Ağaçlar

Ağaçlar translate French

3,936 parallel translation
Ağaçlar çok küçük olduğu için bütün gölü görebilirdik, hatırlıyor musun?
Tu te rappelles quand les arbres étaient si petits qu'on pouvait apercevoir la rive de l'autre côté?
Yeşil ağaçlar görüyorum
Je vois des arbres verts
Bu adadaki ağaçlar şu odunculardan saklanmış olmalı.
Les arbres de cette île doivent être protégés des bûcherons.
Sadece ağaçlar var, hepsi bu.
Ce ne sont que des arbres, rien d'autre. Où sont les preuves?
Sadece ağaçları değil, fabrikamızı da kurtaracak.
En plus de sauver des arbres, il sauvera notre usine.
Hayatım boyunca gördüğüm kuşların ve ağaçların adlarını öğrendim.
J'ai appris le nom d'oiseaux et d'arbres que j'avais vus toute ma vie.
Ağaçlar adına konuşuyorum.
Je parle au nom des arbres.
Thneedville'de ağaçlar üretilir
À Thneedville, les arbres sont faits en série
Gerçek ağaçlar.
De vrais arbres.
Ağaçlar mı?
Les arbres?
Evet, gerçek ağaçlar.
Oui, les vrais.
Artık kimsenin ağaçları önemsediğini sanmıyordum.
Je ne pensais pas qu'on s'intéressait encore aux arbres.
Ağaçları mı öğrenmek istiyorsun?
Tu veux que je te parle des arbres?
Ağaçlar adına konuşurum.
Je parle au nom des arbres.
İhtiyacım olan bütün ağaçları keseceğim. Tamam mı?
Je vais couper autant d'arbres qu'il m'en faut, d'accord?
O saçma sapan şey için mi ağaçlarımdan birini kestin?
Tu as coupé un de mes arbres pour faire ce rebut?
- Ağaçlar adına konuşuyor.
- Il parle au nom des arbres.
Ağaçlar adına söylüyorum, defolun!
Et au nom des arbres, allez-vous-en!
Şey, az önce düşündüm de, ağaçları kesebiliriz aslında.
Eh bien, je viens d'avoir une idée. On pourrait commencer à couper les arbres.
Ağaçları kim umursuyor?
On se fout de voir quelques arbres mourir
Ağaçları kesmen, havayı kirletmen ve doymak bilmemen yüzünden artık burada yaşayamazlar.
À cause de ton abattage d'arbres, ton smog et ta pollution, ils ne peuvent plus vivre ici.
İyi de artık kimse ağaçları önemsemiyor.
Oui, mais tout le monde se fiche des arbres, à présent.
Ağaçlar adına konuşuyorum.
Et je parle au nom des arbres.
Ağaçlar da gerçek olur
Que la ville soit fleurie enfin
Ağaçların arasındaki yoldan gidin.
Prenez le chemin à travers le bois.
Belki şu ağaçlar olur.
Peut-être derrière ces arbres.
Ağaçların o kadar yakından geçmezler.
Ils ne passeront pas assez près des arbres.
Ağaçların hemen üstünden uçmak, enerji hatlarının yakınlarına inmek ve bunun gibi şeyler. - Ne?
Découpe d'arbres, atterrissage près de poteau électriques, ce genre de choses.
Sonra ikinizi ağaçların tepesinde gördüm.
Puis je vous ai vus tous 2 dans l'arbre et...
Bu ağaçların görünümünü kesinlikle sevmedim, efendim.
Cesse de geindre, Renbock. Cette forêt ne me dit vraiment rien qui vaille, sire.
Ağaçlar, Renbock.
C'est une forêt, Renbock.
Ağaçların kulakları var.
Les arbres ont des oreilles...
- Ağaçlar... - Imogene.
Les arbres...
Ağaçlar var, su var, daha fazla ağaç var.
Vous avez des arbres, de l'eau. Des tas d'arbres.
Karanlıkta ağaçlar yıldız ışıklarıyla dolu
Dans l'obscurité les arbres sont rempli d'étoiles
Ağaçlar az her yerde Skaklar yabancılarla dolu.
Les arbres sont nus et de partout les rues sont pleines d'inconnus.
Balık ve ağaçlar, çadırlar ve peynir.
Il y a du poisson et il y a des arbres, il y a des tentes et il y a du fromage.
Atlar çok sayıda ikiz doğurmuş toprak bereketinden dört kez ürün vermiş ağaçlar meyvelerinden yerlere kadar eğilmişti.
Les chevaux avaient donné naissance à beaucoup de jumeaux la terre était si fertile que l'on avait fait la récolte quatre fois les branches des arbres étaient couchées à terre du poids de leurs fruits.
Yeşili görünce, ağaçları, bitkileri ve çimeni düşünürüm.
Le vert, c'est les arbres, les plantes la pelouse.
Ağaçlar.
Les arbres.
Tüm o gökdelen ve palmiye ağaçlarının az ilerisinde benim mahallem vardır. South Beach'in birkaç kilometre ötesinde. Ama orayla arasında dünya kadar fark var.
Au-delà de ces gratte-ciel et palmiers se trouve mon quartier à quelques km seulement de South Beach, mais c'est un autre monde.
Bayılmadan önce şuradaki ağaçların oraya gittiğini gördüm.
Je l'ai vu partir dans cette direction avant de m'évanouir.
Sophia için şu ağaçların oraya bir mezar kazalım, Annette ve Shawn için de.
Allons creuser une tombe pour Sophia, et Annette et Shawn, euh, près de ces arbres.
Yani ağaçlarınızın sizi temsil ettiğini düşünebilirsiniz.
Donc vous pouvez pensez que vos arbres sont une représentation de vous.
Ağaçlar kirliliğe neden olur dedi
Il a dit que les arbres causaient la pollution.
Passburg'a gelirken, görünen ve ağaçların arasında kaybolan kurtlar gördüğümü sandım.
"En route pour Passburg," "il m'a semblé voir des loups" "apparaître et disparaître."
Burada gördüğün ağaçların çoğu eskiden portakaldı.
La plupart de ces arbres étaient des orangers.
Ağaçların orada.
Dans les arbres.
Ağaçların gölgesi olsa gerek, ahbap.
C'est juste les ombres dans les arbres.
Ağaçlar bir sürü bilgi içeriyor.
Beaucoup d'informations dans les arbres.
Mesela ağaçları bize kitap verdikleri için seviyorum.
J'aime les arbres parce qu'ils nous donnent les livres.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]