Aşma translate French
1,055 parallel translation
Bak Barrett! Haddini aşma!
Tu dépasses les bornes!
Baba... Haddini aşma.
Père, soit digne de ton rang.
Ve eğer değilseniz sizi tekrardan asma derdi ile uğraşmak zorunda kalacağız.
Si tu es coupable... alors il faudra qu'on te pende une deuxième fois.
Sizi temin ederim efendim, ikinci asma köprü ilkinden çok daha sağlam.
Ne vous inquiétez pas sire, le deuxième pont est beaucoup solide que le premier.
Surat asma.
Fais pas cette tête.
Peki, hemen öğle surat asma.
Ne sois pas si calme.
O kadar surat asma David.
Ne joue pas les vieux barbons, David.
İglom senin asma yerinden daha yakın.
Mon igloo est bien plus proche.
Onlara kulak asma.
N'en crois rien. Viens!
Suratını asma!
Ne fais pas cette tête-là!
Hillsboro tabelası yerine "eski moda" yazan bir tabela asma fikrine sahip olan birini tanımıyorum. Bana gelince, ben geçmiş çağlara para yatırmayacağım.
J'ignore qui a eu l'idée de coller une étiquette sur Hillsboro où il est écrit "vieillot", mais pour ma part, j'aime à me tourner vers l'avenir.
- Asma katta, hanımefendi.
- À la mezzanine.
- 23 Havai fişek, 10 tane de renkli yıldız bomba. Sihirli fanlar, dönen bir çiçek... Ve bir asma bahçesi!
vingt-trois marrons d'air, dix bombes étoilées multicolores, les éventails à surprises, dix phlox rotatifs, et un jardin suspendu.
Oh mucizevi hayal, oh yüce hayalet, asma yaprakları içinde, Venüs buraya geliyor.
O miraculeuse vision, o sublime apparition, dans le feuillage de la vigne, voici Venus la Cypriote.
- Yasaya kulak asma.
- Je me fiche de la loi.
Onlara kulak asma sen.
Ah, si t'écoutes ces mecs là.
Kulak asma, sen onun abisisin.
Ne fais pas attention. Tu es le frère l'aîné!
Senin çocukların değil, yüzünü asma.
Ne fais pas cette tête. Ce ne sont pas tes fils.
Şimdi o gitti, şu silahını duvara asma ve... Baxter'larla barış yapma saçmalığını açıkla..
Maintenant qu'il est parti, tu vas m'expliquer ces bêtises... à propos de raccrocher ton arme et de faire la paix?
Lütfen surat asma. Çabucak geçecek.
Ne sois pas triste, le temps passera très vite.
Hendek çalışmaları iyi gidiyor, ancak asma köprü...
On va travailler dans les douves. Le Forgeron dit...
Pencerenin yanında büyük bir asma ağacı var.
Il y a une fenêtre avec une grande glycine juste à côté.
Surat asma Hemsley.
Ne boudez pas.
Bu kadar asma suratını.
Ne fais pas cette tête.
Surat asma öyle.
Faîtes pas cette tête-là.
Asma kilit takılmış!
C'est fermé!
Asma bahçelerim var.
Je possede un vignoble.
Ama bir kadın için suratını asma.
Mais pas une fille.
Duyduklarının hiçbirine kulak asma.
N'y prêtez pas attention.
Suratını asma böyle.
Ne prenez pas cet air lugubre.
Ve şimdi asma tahtaları bekliyor.
Pourtant, la potence l'attend.
Asma tahtası mı? Balta demek istiyorsun!
Pas la potence.
Pekâlâ, bu yaptığımız üçüncü hata oldu : Para teklifi, masum birini asma ve bir işi bitirememe.
Bon, c'est notre troisième erreur... l'argent, la pendaison d'un innocent... et un travail inachevé.
- Asma işinde de var mıydı?
- ll a participé au lynchage? - L'un des meneurs.
Asma işine müsaade etti.
C'est le nom du meneur.
Sana her konuda inandım ama asma işini engellemeye çalıştığına inanmıyorum.
J'ai cru la majorité de ce que vous m'avez raconté sur le lynchage, sauf que vous avez tenté de l'empêcher.
Bahçede bir asma çardağı olduğunu fark ettim ilk olarak.
" Tel Caïn, poursuivi et chargé d'une lourde et longue souffrance.
Hayır, öyle bir şey değil. Toplu adam asma vardı.
- Non, une triple pendaison.
İhtiyar dilenciye kulak asma.
N'écoute pas ce vaut à rien.
Surat asma.
- Ne boude pas.
Asma köprüler kendiliğinden açılmazlar.
Les pont-levis ne s'ouvrent pas d'eux-mêmes.
Etrafında hendek olan, asma köprüsü olan gerçek bir şato.
Un vrai, avec des douves et un pont-levis.
Küçük kardeşini asma planı yapıyorlar!
Ils parlent de pendre ton petit frère!
- Öyle surat asma.
Ne faites pas cette tête.
O gülümseme değil, surat asma. O en kısa zamanda toprağa verilmeli.
Cela veut simplement dire qu'il est temps d'aller sous terre.
Asma katta bir savaşçı heykeli, duvarda bir bronz ve taşlaşmış ağaç dalını andıran bir heykel bulundu.
Sous l'escalier se trouve une statue de guerrier contre le mur il y a un bronze et une branche qui semble pétrifiée...
Onları asma katta boğuşurken gördüm.
Je les vois luttant sur les marches.
Sakın kulak asma ona, kaçığın teki.
- Faut pas écouter, il est dingue.
Charlie, asma kata bak. Sanırım bir 501 durumu var.
Charlie, vol à l'entresol.
Suratını asma.
Ne fais pas la tête.
Fazlaca çığlık atıldığını duyarsan, kulak asma.
Si vous entendez des cris ne vous en faites pas.