English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bahşiş

Bahşiş translate French

1,823 parallel translation
Bahşiş için çalışıyorsan hiçte değil.
Pas si tu as besoin de pourboires.
Evet ama öyle oluncada hiç bahşiş bırakmıyor.
Ouais, mais il ne laisse jamais de pourboire quand il oublie de payer.
Bahşiş kutusu mu?
Un pourboire.
Bahşiş kutusu mu o?
C'est une boîte à pourboires?
Bunu önceden bildiğim için kendime bahşiş vereceğim!
Je vais me filer un pourboire rien que pour ça....
Bu akşam hiç bahşiş vermiyorlar. Biraz daha göğüs göstermeliyim.
J'ai eu des pourboires pourris ce soir, je devrais peut-être montrer plus mon décolleté.
Annem ona birde 20 sterlin bahşiş vermiş.
Je sais que vous avez eu un pourboire de 20 £.
Bu ne, bahşiş mi?
C'est quoi?
Bahşiş mi bu?
Le pourboire?
Eğer bizi yetiştirirseniz 50 dolar bahşiş veririz.
Et avec 50 $ de pourboire?
Ona epey iyi bahşiş vermiş olmalılar çünkü, 20 yıl önce burası iyi bir mahalleydi.
Ils ont du être sympa en pourboire parce qu'il y a 20 ans c'était un quartier sympa.
Bahşiş almamasına şaşmamalı.
Normal qu'il ait jamais de pourboire.
Bahşiş verebilirim.
- Même si je paye?
Ritz'deki valeye bahşiş vermek istersiniz diye.
Au cas où vous voudriez donner un pourboire au valet du Ritz.
Garsona bahşiş vermek tamamıyla yeni bir anlam kazanır.
"Culbuter" la serveuse prend un tout autre sens.
İyi de bahşiş vermeyi unutma.
Donne-lui un bon pourboire.
Söylentiye göre kokteyl için garsona 100 bin bahşiş vermiş. Umarım arkadaşlığımızı ne için feda ettiğimi anlıyorsundur.
La rumeur dit qu'il a donné à une serveuse 100,000 dollars de pourboire, donc je suis sure que tu peux comprendre pourquoi je vais sacrifier notre amitié.
- Bayanlara bahşiş vereceğim.
- J'veux filer un pourboire aux filles.
Belki burda deli bahşiş veriyorlardır
Peut-être qu'il a des pourboires monstres ici.
Eğer iyi bahşiş bırakırsan, seni arabana kadar sandalyesinde taşıyor.
Et si tu lui donnes un bon pourboire, elle te pousse jusqu'à ta voiture.
Pizzayı ödedim ve pizzacıya 50 $ bahşiş verdim.
Et je lui ai donné 50 de pourboire.
50 $ bahşiş mi verdin?
- 50 $ de pourboire?
Ben harika bahşiş veririm.
Je suis très généreuse en matière de pourboires.
5 dolar bahşiş ver.
Donne-lui 5 $.
- Bahşiş için.
J'attends le pourboire.
Biraz oynaşmaya ne dersin? İyi bahşiş veririm.
J'aimerais bien vous regarder de plus près et avoir des pénalités de retard.
Bahşiş almak istemiyorsun öyleyse.
Tu dois te faire un max de pourboires.
Ve şoföre bahşiş verme.
Et ne lui donne pas de pourboire.
Sanırım senin kıza gereğinden fazla bahşiş verdim.
Écoute, je voudrais pas trop critiquer la tienne,
63.50 $ ve bahşiş hariç.
C'est 63,50 $ sans le pourboire.
- 63.50 $ ve bahşiş hariç.
Ça fait 63,50 $ sans le pourboire.
Oraya gitmeni ve çocuğa parasını ödemeni, sonra da cömert bir bahşiş vermeni istiyorum. % 10'u geçmesin. - Sen ne yapacaksın?
Je veux que tu lui paies ses pizzas et que tu lui laisses un gros pourboire.
Ama bahşiş yok. Belki gelecek sefere.
Peut-être la prochaine fois.
Tezgaha bahşiş bile bırakmamış.
Même pas un petit mot.
Olağanüstü. Mükemmel bahşiş veriyor aynı zamanda.
Elle est magnifique et laisse de bons pourboires.
İsmini bilmiyor. Nakit ödemiş, yüklü bahşiş vermiş.
Pas de nom, payait en liquide, gros pourboires.
Bolca para verdi, yüklüce de bahşiş.
Il m'a donné une grosse liasse et un bon pourboire.
Peki, kim davranışı yüzünden bahşiş alamayacak?
Et qui n'a pas de pourboire à cause de son comportement?
Canı sıkkın olmasına rağmen iyi bahşiş bıraktı.
Elle a laissé un beau pourboire malgré qu'elle ait été en colère.
Barmene ne kadar bahşiş vermem gerek?
Super. Qu'est-ce qu'on donne comme pourboire au barman?
Ben tüm müşterilerimle flört ederim çünkü bahşiş için çalışıyorum.
Je flirte avec tous mes clients, je travaille au pourboire.
Zum yaptım diye bahşiş mi vereceksin?
Tu me donnes un pourboire pour mon habileté à zoomer?
Bize bir kolaylık sağlaman için sana 80 $ bahşiş veriyorum. - Bir problem mi var çocuklar?
Je vous file 80 $ pour les ignorer.
Hadi oyun parasını kullanalım. Evet, ama pizzacının pembe dolarlarla bahşiş almaktan hoşlanacağını sanmam.
Utilisons l'argent du monopoly oui, mais je ne pense pas que le livreur appreciera d'etre piégé avec des dollars roses.
Bunu, barın kenarından boğanın gözüne nişan almak için, iddiaya girdiği müşterilerden, iki misli bahşiş almak için kullanıyormuş.
Elle faisait ce truc pour entuber les nouveaux clients et doubler son pourboire en pariant qu'elle pouvait atteindre le centre de la cible depuis le bar.
Böylece garsona 10,000 dolar bahşiş olurdu.
La serveuse toucherait un pourboire de 10 000 $.
Öneri ve bahşiş kutularının üstündeki aynanın kenarına sıkıştırmıştım.
Au dessus de sa boîte à idée.
Bahşiş mi?
- C'est un pourboire?
- Avcılar o kadar bahşiş bırakmaz.
Les chasseurs ne laissent pas autant de pourboires.
Eğer eve getirirseniz, 100 dolar bahşiş alacaksınız.
Excellent!
- Al sana bahşiş.
Voilà.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]