Baku translate French
59 parallel translation
Baku, ne dediğini duydun mu?
Baku, tu as entendu?
- Sen nerede olacaksın Baku?
- Où seras-tu, Baku?
- Baku, suçu bize yükleyecek!
- Baku, il nous accuse!
Bakü Petrol transferleri, ve Corn Crisp-Sakız firması belgeleri.
Les pétroles de Baku, les corn-flakes et chewing-gums.
Bunun sonu ne? Karşı devrimle mücadele adına yaşanan bu kabusa hak verebilir miyiz?
Vous pourrez représenter les ouvriers américains au congrès de Baku et insuffler l'esprit révolutionnaire aux peuples du Moyen-Orient.
Data, Baku köyündeki çalışmalara bir haftalığına gözlemci olarak katılmıştı.
Data devrait être ici. Ils n'observaient les Ba'kus qu'une semaine.
Baku'da fizyometrik bilgiler topluyordum.
En tenue isolante, je récoltais des données sur les Ba'kus.
Baku'yu bir oyuna getirme amacının dışında neden köyün aynısını kopya etsinler ki?
Pourquoi faire une réplique du village si ce n'est pour duper les Ba'kus?
Neden Federasyon Baku'yu taşımak istesin ki?
Pourquoi la Fédération ou les Son'a déporteraient-ils les Ba'kus?
Ve de Baku'yu yok etmek demektir.
Et cela anéantira les Ba'kus.
Baku'yu fark etmelerini sağlayın.
Décrivez les Ba'kus au Conseil.
Federasyon Meclisi Baku'nun naklini durdurdu. En üst düzeydekiler durumu tekrar gözden geçirecekler.
Le Conseil a décidé de surseoir à la relégation des Ba'kus, le temps de reconsidérer le projet.
Bayan King'e Bakü'deki ofiste kalmasını söyledim.
J'ai dit à mlle King de rester à Baku.
BAKÜ
BAKU
Rahatsız ettiğim için af edersiniz.
elektra King appelle de Baku.
Noah, Bakü uçağın saat 6'da kalkıyor.
Noah, votre avion pour Baku part à six heures.
Aslında Bakü'ye gitmiyorsun değil mi? Hayır.
- Tu ne vas pas à Baku?
Oradan döner, Abu Baku'ye iner, dün olduğumuz yere.
Elle tourne et descend le Abu Baku, où nous étions.
Şu kadına bak. Spinachiye doğru "baku baku" yap * Ağzıyla yaptığı müziği kastediyor *
- La poule là-bas, c'est un canon.
Bakü-makü, her neresiyse artık.
C'est Baku-shmaku, pas Moscou!
Baku, bak sana ne getirdim.
Baku, regarde ce que je t'ai trouvé.
Baku!
Baku!
- Baku, saklan.
- Baku, cache-toi!
Hayır Baku, sen burada kalıyorsun.
Tu restes ici.
Adım Baku.
Moi, c'est Baku.
Baku, Tudu.
Baku, Tudu.
Baku, D'Leh burada.
D'Leh est là!
Onlar bizim gibi insan değil, Baku.
Ce ne sont pas des hommes.
Korkma, Baku.
N'aie pas peur.
Bak Baku, bugün avcı olmalısın.
Aujourd'hui tu dois devenir un chasseur.
Baku, sürünün başını bulduk.
On a trouvé le chef.
Oraya geldiğinde, Philippe Baku'yu sor.
Sur place, demande Philippe Baku
Bay Baku'yu arayın, siz de göreceksiniz.
Appelez M. Baku, vous verrez
Orada Jean-Baptiste ya da Philippe Baku diye biri var mı?
Dis-moi... tu as un Jean Baptiste ou Philippe Baku avec toi?
Philippe Baku.
Philippe Baku
Üzgünüm çocuklar. Bay Baku çok meşgul.
Je regrette, M. Baku est occupé
İşin aslı, sana bir Baku lazım.
T'as besoin d'un Baku.
Baku nedir?
Un Baku?
Peki bu bebek Baku'yu nereden bulacak?
- Où trouver un Baku?
Canlı bir Baku kabusları yer.
Un Baku vivant mange les cauchemars.
Ölüsünün postuysa hastalığı defeder.
Mais la dépouille d'un baku mort éloigne la maladie.
Lauren'in tıbbi kayıtlarında bir iki Baku olması lazım.
Lauren doit en avoir un ou deux dans ses archives.
Aslında ben bir Baku düşünüyordum.
En fait, je pensais au Baku?
Baku derisi demek.
De la peau de Baku.
Bir de bunun hala Baku'nun üzerinde olmasını istesem?
Et j'aimerais que le Baku soit toujours dedans?
Sana bir Baku buldum!
Je t'ai trouvé un Baku.
Baku'nun mekanını görmeliydin.
Vous auriez vu la maison du Baku.
Zavallı Baku onlarca yıldır yalnız yaşıyordu.
Le Baku vit seul depuis longtemps.
Adım Baku.
Moi, Baku.
Baku, buraya.
Viens là.
Bo, Baku'yla tanış.
Bo, voici le Baku.