Barnett translate French
322 parallel translation
Bay Sperry el sallayarak, uçağa doğru yaklaşıyor. Kendisi Barnett Enterprises'in başkanıdır.
Mr Sperry s'avance vers l'avion en faisant de grands signes, c'est le président de Barnett Enterprises.
- Pardon Barnett...
- Excuse-moi Barnett.
Biraz konuşabilir miyiz Barnett?
Barnett, je peux te dire un mot?
Barnett, içerideki bu insanlar kim?
Barnett, c'est qui tous ces gens à l'intérieur?
- Barnett... - Üzgünün hayatım...
Barnett, je suis désolé mon chou.
- Platformdan Barnett ile beraber aşağıya indi.
- Elle descend avec Barnett.
Barnett, tanışmanı istediğim biri var.
Barnett, je veux te présenter quelqu'un.
Barnett bana burada sizlerle olamadığı için gerçekten ağladığını söyledi. İnşallah ona iyi dileklerinizi, dualarınızı mektuplar yollarsınız.
Barnett m'a dit qu'elle avait pleuré toutes les larmes de son corps parce qu'elle ne pouvait pas être ici avec vous ce soir mais elle espère que vous lui écrirez et que vous lui enverrez vos voeux et vos prières.
Hadi ama. Barnett'e bir gülümse.
Allez, fais un petit sourire à Barnett.
Şimdi, Barnett nereye gidiyor?
Bon, où va Barnett?
Barnett?
Barnett?
- Selam Barnett. - Nasılsın Connie?
- Salut Barnett.
- Barnett... -... almana hiç gerek yoktu.
- Il ne fallait pas.
- Barnette kızdı.
- Calme-toi, profite du spectacle. - Barnett est en colère.
- Barnett, telefon sana.
Hé, Barnett, téléphone pour toi.
- Merhaba Barnett, ben John Triplette.
- Allo Barnett. John Triplette. - Qui?
- Hadi Barnett'i bulalım. Umarım keyfi yerindedir.
Essayons de trouver Barnett en espérant qu'il ne soit pas de mauvaise humeur.
- Hey, Barnett!
- Hé, Barnett.
- Zorunda olduğum... - Hey Barnett.
- Je suis obligé de leur donner...
- Şimdi ne istiyorsun?
- Barnett. - Qu'est-ce que vous voulez?
Dinle Barnett, onu herhangi bir politik görüş ifade etmesini istemiyoruz.
Nous ne lui demandons pas de prendre parti politiquement.
- Politik görüş anlamına gelmeyecek mi? - İnsanlar onu göremedi Barnett.
- Ce sera quoi sinon une position politique?
Orada tuzağa düşürdüler beni, biz de gördünüz. Farkındayım Barnett.
Je me suis fait piéger sur ce coup et vous le savez très bien.
Koyduğun bütün kurallara uyduk Barnett.
Barnett, je me suis conformé à toutes les règles de base que vous avez établies.
İyi akşamlar bayanlar, baylar. Eddie Barnett ve Eddie Barnettçileri izliyorsunuz. Şimdi istek zamanı.
Bonsoir messieurs dames, voici Eddie Barnett et son groupe.
- Ne Bagel? - Barnett'le iddaya girdin mi?
Tu as fait un pari avec Barnett?
İkinci kulvarda zorlu Avustralyalı şampiyon Ron Barnett'e dikkat edin.
Surveillez le crack australien Ron Barnett au 2.
Greg Barnett da aradı.
Greg Barnett a appelé aussi.
Stevie Boyer, Mary Barnett'e yüzük verdi. İnanabiliyor musunuz?
Stevie, il a donné une bague à Mary
- Barnett'e ne yapıyorsun?
- Que faites-vous à Barnett?
- John Barnett öldü.
- John Barnett est mort.
John Barnett öldü dedim.
J'ai dit que John Barnett est mort.
- Kahretsin, Reggie.
- Bon sang. C'est Barnett.
Bu, Barnett. - Evet, ama bu olamaz.
- Ouais, mais c'est impossible.
Barnett de kim?
Qui est Barnett?
Barnett, Washington civarında silahlı soygunlarda bulunup kaçıyordu.
Barnett braquait tout Washington sans se faire prendre.
- Barnett'in içeriden biriyle, bir bağlantısı olduğu.
- Qu'il avait un contact à l'intérieur.
Ama Barnett bir adım önümüzdeydi.
Il avait plusieurs longueurs d'avance.
Ya Barnett'e ne oldu?
Et qu'est-il arrivé à Barnett?
Pekala. Barnett'inkiyle uyuşuyor mu?
Est-ce l'écriture de Barnett?
Barnett'in eski bir notunun, üzerinden geçilmiş hali olabilir mi?
Est-ce que ça aurait pu être décalqué sur l'écriture de Barnett?
İşte Barnett.
Voilà Barnett.
Onu bir havaalanı deposunda kıstırmıştık ama Barnett zırhlı aracın sürücüsünü rehin alınca, her şey altüst oldu.
On surveillait un entrepôt de l'aéroport, mais ça s'est compliqué quand Barnett a pris le conducteur du fourgon en otage.
Barnett onu görmüyor.
Barnett ne l'a pas vu.
Kaçık Barnett etrafa ateş etmeye başladı.
Ce fumier de Barnett s'est mis à tirer dans tous les sens.
Mulder da Barnett'i vurmuş.
Alors Mulder a tiré sur Barnett.
Ama Barnett'in sürücü ve Ajan Steve Wallenberg'i öldürmesini engelleyemedi.
Mais après que Barnett ait tué le conducteur et l'agent Steve Wallenberg.
Barnett'in duruşmasındaki ifadesini duymalıydın.
Vous auriez dû entendre son témoignage au procès de Barnett.
Barnett'in bu derecede fazla ceza almasında çok etkili olmuştur.
C'était probablement à cause de la sentence de Barnett.
Chris Barnett'in kullandığı 7 numara.
La numéro 7, pilotée par Chris Barnett.
- Barnett?
- Et Barnett?