Baro translate French
247 parallel translation
- Olmaz baro günü.
- Non, c'est moi qui suis pris.
Ama haziran ayında baro sınavına gireceğim. Başım derde girebilir.
Ça peut m'attirer des ennuis.
Yalnız geçen hafta baro toplantısında... ufak çaplı bir olay yarattım. Dedim ki...
La semaine dernière, j'ai fait sensation... à l'Ordre des Avocats, en disant...
Maggi, Scardone'la birlikte, baro avukatı.
Maggi a un avocat nommé d'office.
Bay Bannister, siz baro üyesisiniz.
M. Bannister... vous êtes inscrit au barreau?
Yıllardır baro üyesisiniz.
Et cela depuis de nombreuses années.
Baro sınavları için evde hazırlanıyor. Yakında avukat olacak.
Elle prépare son examen pour devenir avocat.
- Baro sınavlarına hazırlanıyorum.
- Je me présente au barreau.
Tek sorun, orada bir yıl çalışırsam, baro sınavına girmem yedi yerine sekiz yıl alacak.
Un livre d'humour. Tu vas te rétablir en moins de deux.
"Maudet davasıyla bağlantım nedeniyle Baro önünde suçlanmış olduğumu öğrenmek beni çok şaşırttı."
J'apprends avec stupeur, qu'une plainte a été déposée contre moi devant le Conseil de l'Ordre au sujet de l'affaire Maudet.
Baro'da dostlarım var.
après tout, je n'ai pas que des ennemis, au Conseil de l'Ordre.
Baro, bir üyesinin suça iştirak etmesi konusunda... ne düşünür bilmiyorum... ama yasanın bu konuda ne dediğini biliyorum.
Je ne sais pas ce que le Barreau dirait... qu'un de ses membres organise un crime... mais je sais ce que la loi en pense.
Neden New York eyaletinin baro sınavlarına girmiyorsun?
Pourquoi ne pas passer l'examen d'Etat?
Ya da New York eyaletinin baro sınavlarına gireceğim ve bu da sinirlerimi çok yıpratacak.
Ou alors, je passe un examen, ce qui me rend un peu nerveux. - Tu les écraserais.
- Neden baro sınavına girmiyorsun?
- Tu vas passer ton examen? - J'ai la trouille.
Baro sınavını vermeye çalışacağım.
L'obsession de cet examen? Jake?
Baro sınavını vermemi kutlayacaktık.
On est censé fêter ma réussite à l'examen.
Baro üyesi olarak, sen de baroya..... bağlıysan tabii, bir başka baro üyesine...
Si vous êtes membre du barreau?
Baro huzurunda olmasam Başka bir şey olmak isterdim
Si je n'étais pas dans ce box J'aimerais faire autre chose
Bu yaz hukuk işlerime o bakıyor. Baro sınavlarını geçene kadar.
Il travaille pour moi avant de devenir avocat.
Seni Baro Gözlemcileri Kuruluna rapor edeceğim.
Je vais écrire au Conseil de l'Ordre à votre sujet, mon vieux!
Ben bir avukatım, Baro önündeki davada, müvekkilimi temsil ederim.
Je suis avocat, j'assiste et représente ma cliente.
Uzmanlığın nedir, baro sınavlarından kalmak mı?
C'est quoi, ta spécialité? Le ratage d'examen de bar?
İlk davamı tecavüzcü, avukat, baro ve eyalete karşı açacağım.
Je poursuivrai les violeurs... Ies incitateurs, Ie bar, et ce cabinet!
İlişkimizin yanında baro sınavı önemsizmiş gibi görünüyor.
Parfois, mes examens d'admission au barreau passent bien après nous.
Yüzde 78... yüzde 78.6 lık ihtimalle Diane'ye baro sınavında yardım etmek için.
Il dit qu'il y a 78 % - - 78,6 % de chances que tu sois ici pour aider Diane... à réussir l'examen... d'admission au barreau.
- Baro sınavını geçiyor, ve avukat oluyorsun sonra da bir şirkette çalışmaya başlıyosun. - Yuck.
Je peux voir que tu vas être admise au barreau... devenir avocate, faire du droit d'entreprise...
Hatta o gün baro sınavımı geçmiştim.
Je venais de passer mon examen d'avocat.
Ceza muhakemeleri usulüyle ilgili baro toplantısına geciktiniz.
Vous êtes en retard pour la réunion du Comité du Barreau.
Northside'da tahliye işlemlerine bakıyordu ve baro sınavını yeni verdi.
Elle était agent de probation à la Division-Nord... et vient d'être reçue à la magistrature.
- Mösyö Balthazar Baro'nun.
- De Monsieur Balthazar Baro.
Cyrano dışarı!
La pièce de Baro!
Montfleury oynayacak!
Montfleury! Montfleury! La pièce de Baro!
Yaşlı Baro'nun sıfırdan da değersiz mısralarını hiçbir pişmanlık duymadan kesiyorum.
Les vers du vieux Baro valant moins que zéro j'interromps sans remords.
Gazete editörleri, Amerikan Baro Birliği.
Par les journaux, par l'Ordre des avocats.
Baro sınavına çalışıyordum.
J'étudie pour le barreau.
Baro sınavına çalışıyorum.
Je bosse pour l'examen du barreau.
- Fakat baro sınavı...
- Mais l'examen...
Baro sınavına girmek üzeresin.
L'examen du barreau approche.
Baro sınavında en yüksek notu alamadın.
Vous n'avez pas été reçu premier à l'examen du barreau.
Baro sınavında sorulmuştu.
L'examen du barreau.
Ocak 1941'de, Baro sınavını kazandım.
J'ai fini mon Droit en janvier 1941.
Hukuk fakültesine gittin, baro sınavına girmedin.
- Moi non plus. Tu as fait ton droit, et tu as calé.
Baro sınavlarınızı geçmişsiniz.
Avec votre Droit vous n'avez rien trouvé.
Baro başvurusunu hızlandırır mısın?
Tu accéléreras les démarches?
Bilirim ne demek eski bir baro üyesi olarak.
Je le sais d'autant mieux... que je suis moi-même un ex-avocat.
Bak, baro sınavıyla ilgili küçük bir sorunum var.
Je bloque devant l'examen du Barreau.
Biliyorum, Bruiser, fakat bak, adamım baro sınavı gelecek hafta, tamam mı?
- Je sais, mais... L'examen est la semaine prochaine.
Tamam, güzel, ben tam şurada oturuyorum. Baro sınavım için çalışıyorum, yani bir şeye ihtiyacınız olursa, seslenmeniz yeterli.
Je révise mon examen de droit ici, alors... en cas de besoin, appelez.
- Baro sınavı geçmiş olacak.
- L'examen sera terminé!
- Baro sınavı.
- L'examen d'admission au barreau.