English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bastır

Bastır translate French

3,679 parallel translation
Yüzyıllar sonra, senin hikayen de bastırılmış olacak.
Depuis de siècles notre propre histoire a aussi été étouffée.
Biz bilgiyi yayıp muhafaza etmeye çalışırız onlar ise değiştirip bastırmaya.
Où nous cherchons à disséminer et préserver la connaissance. Ils cherchent à la modifier et la supprimer.
O yüzden neden hemen Roma'ya dönüp Papa'na ne Floransa'nın ne de Da Vinci'nin bastırılamayacağını söylemiyorsun?
Alors, pourquoi ne vous précipitez-vous pas vers Rome et dire à votre Pape que ni Florence ni De Vinci ne seront contenus?
Alnımı masaya bastırıp, .. beni şöyle bir sorgulamaya ne dersin?
Et si vous abandonniez la mission pour rester ici et m'interroger?
- Bastır Tate.
- C'est toi, l'œil de faucon. - Tu me cherches?
Bastırın!
Allons-y!
Papa'na ne Floransa'nın ne de Da Vinci'nin bastırılamayacağını söyle!
Dis à ton Pape que ni Florence ni De Vinci ne peuvent être contrôlés.
Erkekler, kadının yüzünün konuşamayacak bir şekilde bastırıldığı bir pozisyonu seçer tabii.
Les hommes préfèrent lorsque le visage de la femme est tellement fourré qu'elle ne peut plus parler.
Hafif asimetrik bandaj izi, hafif bir malzeme ile yavaşça bastırılarak yapılmış olabilir.
Sillons peu profonds, asymétriques, typique de la pression d'une surface lisse.
Çöpü bastırıp yer açmakta ne sakınca var anlamıyorum.
que je compresse la poubelle.
Bastır, Twisters.
Ça marche.
Bastır, Twisters.
Il va aux montagnes russes.
Yemek yiyene kadar bu şeker açlığını bastıracaktır.
Le sucre vous aidera en attendant de pouvoir manger.
Belki de aşkın tatlılığı karşındakini mutlu etme arzusunu bastırıyor.
" et que la douceur d'aimer interrompt le soin d'être aimable.
# Bastır, hedef oyuncağı, işe koyul Hayat, hedef oyuncağıyla daha güzel #
Pour la poupée-objectif, bouge-toi, la vie est meilleure... avec la poupée.
Dün geceden beri temsilcisi onun için bastırıyor.
Depuis hier soir, ses agents font tout pour qu'il décroche le boulot.
Sıkıca bastır.
- Serre fort.
İsyanın tam da Kongre tatildeyken bastırılmasının Tanrının müdahalesiyle olduğunu düşünüyorum.
Ce qui me rappelle combien il était providentiel que cette rébellion soit écrasée juste au moment de la suspension du Congrès.
Cinsel birleşinin vahşi doğasının duyguların tarafından bastırılmasına izin verme.
Ne laisse pas tes émotions complètement obscurcir les origines barbares de l'acte sexuel.
Bastır.
Maintenez la pression.
Üstüne bastır. Birkaç dakika sonra kanama durur.
Appuyez dessus, ça arrêtera de saigner sous peu.
Üstüne bastır.
Tiens bon.
Ama evet, uzun zamandır bastırmayı başardığım bu aşağılık his sezdirmeden yaklaşıyordu.
Mais c'était un fait que le sentiment que... j'avais réussi à réprimer si longtemps, me prenait.
Bence bu kuklanın panele dâhil edilmesi, tartışmanın sürecini küçük düşürüyor ve meselelerin anlamlı olan herhangi bir tartışmasını bastırıyor.
Je pense que l'inclusion de cette marionnette dans ce panel avilit le processus du débat, et étouffe toute discussion éloquente sur les questions.
Gel, buraya bastır.
Tiens. Maintiens la pression dessus.
Bastır, 13!
Allez, le 13!
Ama bazı değerli anılar ve hayallerde çoğunlukla bastırılır..
Mais certains de nos plus précieux rêves ou souvenirs sont refoulés.
Eğer karanlık bastırırsa not ortalamasına göre mumlar ve fenerler dağıtılacak.
Si l'obscurité persiste, des bougies et des lampes de poche seront distribués, selon le taux d'élèves présents.
Müzik diğer sesleri bastırıyor, ve...
La musique submerge tout autre son, et...
Sar ve sıkıca bastır.
Enveloppe-ça et continue de maintenir la pression.
Kısmen bastırılmış toplumsal karışıklık de.
Appelons ça un trouble de l'ordre partiellement apaisé.
Buraya bastırırsan inek şöyle ses...
Tu appuies ici, et la vache fait...
"Komutan kendini kadına doğru bastırdı..." "kadın adamın tutkusunu hissetti, sert ve hazır haldeydi."
Le centurion se pressait contre elle, et elle sentait sa passion, dure et impatiente.
Yürü be kızım, bastır!
Allez, mec, vas-y!
Onun... bastırılmaya ihtiyacı var.
Elle doit être enfermée.
Bastır, Court!
C'est parti, Court!
Hadi bastırıyoruz!
Allez!
Bastır, Broncos.
Allez, Broncos.
122 00 : 03 : 56,742 - - 00 : 03 : 58,242... çıkan ses Andy'nin hırıldamalarını ve iniltilerini bastırıyor. Spor salonunda olsaydık, bu garip kaçmazdı.
Ça, ça serait moins bizarre si nous étions à la gym.
Böyle işte, bastır!
C'est ça! Allez!
Bir kurşun alıp, önünü içeri sokun, aşağı doğru bastırın.
Prends une balle, appuie vers l'intérieur et vers l'arrière.
Bir tane daha alın, aşağı doğru bastırın.
Prends une autre, appuie et pousse.
İyice bastır ve sıkıca tut
Fais pression et maintiens-la.
Bastır onu.
maintiens-le à terre
Tam üzerine bastın. Yani bu, herkes hakkında meraklı olmanın doğanda olduğunu mu gösteriyor? - Hayır.
ça paraît évident ça signifie que tu t'intéresses un peu à tout le monde?
# Bastır, hedef oyuncağı # # Bastır, hedef oyuncağı #
Pour la poupée-objectif.
Cin toniği bastırır.
Ça épongera les gin tonics.
- Niteliklerinin ağır bastığı aşikar.
Clairement compensées par tes attributs.
Evet, duygularım çok ağır bastı.
Ouai, je... j'étais submergée par l'émotion.
Ama Linda tüm artıları önüme serince, eksilere ağır bastı.
Mais ensuite Linda m'a présenté les avantages, et ils l'emportent largement sur les inconvénients.
Hayır ben sadece cesurca frene bastım ki seni ezmeyeyim
Non, j'ai juste courageusement appuyé sur la pédale de freins pour ne pas t'écraser.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]