Bates translate French
1,426 parallel translation
Bates?
Bates?
Geri çekil, Bates.
- Arrêtez, Bates.
Çavuş Bates, spor salonu ile tıp laboratuarı arasındaki kapıları açmanı emrediyorum.
Bates, je vous ordonne d'ouvrir les portes entre le gymnase et le labo.
Çavuş Bates'in önünde Doktor Weir'ın otoritesini sarsmamalıydın.
Vous n'auriez pas dû défier l'autorité du Dr Weir devant Bates.
Çavuş Bates çoktan yere indi... ve buluşma noktasında onların gelişini bekliyor.
Le Sergent Bates est déjà au sol et se tient prêt pour leur arrivée au point de rendez-vous.
Çavuş Bates'ten özel bir istekti.
C'est une requête du Sergent Bates.
Bates haklı mı?
Bates a raison?
Çavuş Bates siz yokken yiyecek için küçük bir ticaret anlaşması yaptığını bilmek seni mutlu eder herhâlde.
Vous serez content d'apprendre que le sergent Bates a pu conclure un petit accord commercial pour de la nourriture pendant que vous étiez parti.
Norman Bates Tasarım Okulu'ndan küçük bir şey.
Tout à fait le style Norman Bates.
Güvenlik müdürümüz Bay Bates, South Coast Oteller zincirinin tüm çalışanlarını hayrete düşüren bir bilgiye ulaştı. Alan Conway'in kesin olarak bir dolandırıcı olduğu bilgisine.
M. Bates, notre chef de la sécurité, a appris à son grand désarroi, par la direction des Hôtels du Sud, que ce monsieur est un escroc patenté.
Bates için tekrar kölelik yapamam.
Je ne veux plus être l'esclave de Bates.
Bates'in o enkazı bulmasının an meselesi olduğunun farkında mısın?
Ce n'est qu'une question de temps avant que Bates trouve l'épave.
Bütün bu hızlı yaşa-hayat kısa ayakları şirin ama barda oturan yaşIı adam sen olduğunda ve cebinde kumdan başka birşey olmadığında ve ağzından salyalar akıtarak Bates gelene kadar nasıI Zephyr'i bulanın aslında sen olduğunu ve onu senden çaldığını anlatır durursun.
Le look short et tongs, c'est mignon, maintenant, mais qu'en sera-t-il quand tu seras vieux, assis au bar, avec rien que du sable dans les poches, la bave qui coule, à raconter que tu étais celui qui a découvert le Zephyr? Il s'agissait de toi, avant que Bates n'arrive et te vole le matos sous ton nez.
Bates mi?
Bates?
Bates onları öldürdü.
C'est Bates qui les a tués.
Ne demek Bates onları öldürdü?
Comment ça, c'est Bates qui les a tués?
Reyes ve Bates ortaktılar.
Ils étaient associés.
Kaybolmuş kokainlerini bulduk ve Reyes Bates'e bundan bahsetmedi.
On a trouvé leur coke. Reyes a essayé de trahir Bates.
O zaman Bates pek de hazine aramıyor.
Bates ne cherche pas vraiment les trésors.
Bates.
Bates.
Bates hala burada olduğumu biliyor mu?
Bates sait que je suis toujours là?
Benim gördüğüm, Bates, günleri sayıIı olan sensin.
Tel que je le vois, Bates, c'est tes jours qu'il faut compter.
Charley Bates gibi kolayca mendil yapmak istersin, değil mi?
Tu aimerais le faire aussi bien que Charley Bates, n'est-ce pas?
Burayı imzalayın.
"Motel Bates" Signez là.
Ve sırada, olaylı 3 haberimiz... Bir kaçak hikâyesi, sizlerle... Sunucu Greg Corbin ve Terry Bates ile beraber.
Maintenant voici les Nouvelles du canal 3 et les événements de dernière heure... avec les annonceurs partenaires Greg Corbin et Terry Bates.
Kanal 3 Öğle Haberleri, sunucularımız Greg Corbin ve Terry Bates ile.
Edition de la mi-journée sur Channel 3. Avec nos présentateurs ambigus Greg Corbin et Terry Bates.
Aman Tanrım. Bu nerdeyse Kathy Bates'le girdiğim su kadar kötüydü.
C'est presque pire que mon bain avec Kathy Bates.
Küçük Tim, başımıza Norman Bates kesilirse seni suçlarım.
Quand le joyeux lutin deviendra Norman Bates, ce sera ta faute.
Aramızdaki tek fark, ben senden daha akıllıyım. Sonuçta :
Thelma Bates, tu as agi de façon égoïste, tout comme moi.
Dr. Bates.
Dr. Bates.
Ufak bir Norman Bates.
Ça, c'est un truc de psychopathe.
Çavuş Bates, Alfa alanımız olayında ne durumdayız?
Sergent Bates, où en est le site Alpha?
Yine de Bates kafayı yiyecek.
- Bates va avoir une syncope.
Çavuş Bates'in kimlik kodu geliyor.
C'est le Sergent Bates.
Ben Çavuş Bates. Kırmızı alarm.
Ici le Sergent Bates.
Çavuş Bates.
- Sergent Bates.
- Sorun nedir? - Bates, Efendim. - Ne olmuş ona?
- Quel est le problème?
- Saldırıya uğramış.
- C'est Bates.
Teyla ve Bates dün az daha birbirlerine giriyorlardı, Efendim.
Teyla et Bates se sont accrochés, hier.
Sen ve Bates dün bayağı girişmiştiniz.
- Vous vous êtes accrochés.
Onunla Bates arasında pek sevgi bağı olmadığını biliyorum... Ama herifin canını çıkartana kadar döveceğini sanmıyorum.
Elle et Bates ne s'aiment pas, mais je ne la vois pas faire ça.
- Testleri tamamladım. Çavuş Bates'in üniformasında bir DNA buldum.
On avait de l'ADN sur l'uniforme du sergent Bates.
Çavuş Bates bu kulenin naquadah jeneratörünün yanında saldırıya uğradı.
Bates a été attaqué près du générateur qui alimente cette tour.
- Kathy Bates, Sefalet.
Kathy Bates dans Misery.
Ya sen Bates?
Et toi, Bates?
- Biraz daha in Bates.
- Plus bas, Bates.
Mücadeleye var mısın Bates?
Tu relиves le dйfi, Bates?
Haydi Bates. Neredeyse bitti Bates.
Bates, on y arrive.
Bates kapıyı aç.
Bates, ouvrez la porte.
Thelma Bates, en az benim kadar bencilce davrandın.
Et que croyais-tu que j'allais faire?
Uzaklaş, Bates.
- Barrez-vous.