Bağlantılar translate French
3,807 parallel translation
Senin iyi bağlantıların bu işi sonlandıracak. Ve Ewing'lerin çabalarını da...
alors, vaut mieux vous accrocher et ce que les ewings ne trouve pas clair...
Elbette, Washington'daki bağlantıların şimdi kayda değer bir şeye dönüştü.
surement, tes contacts à washington ont du faire quelque chose.
Ellis'ten annemin yasal olarak ölüm ilanını alması için bağlantılarını kullanmasını istedim.
J'ai demandé à Ellis d'user de ses contacts pour déclarer légalement ma mère décédée.
Bazı bağlantılarını kullanıp, Cliff'i oraya iade eder.
Il tirera quelques ficelles, pouvant faire extrader Cliff..
Sadece babamın bağlantılarını kullanmasına izin vermedim.
Je ne pouvais pas laisser papa continuer a tirer toutes les cordes.
Bağlantılarım sayesinde, bu şirkete çok para kazandıracağım.
A cause de mes relations Je vais apporter tellement d'argent à cette entreprise.
Devlet radyosunda sağlam bağlantılarım var.
J'ai de bonnes relations à la Radio d'Etat.
Yani hepsinin Joubert'in davasıyla ilgisi var. Yaşlılara gösterilen ilgiyle alakalı bağlantılar.
Ils ont tous un lien, ou "avait" dans le cas de Joubert, avec la prise en charge des retraités.
- Olumsuz bağlantılar.
Un lien négatif.
Bu adamın bağlantıları var.
Ce gars est connecté.
Bağlantılarımız? Pek kalmadı efendim.
Il n'en reste pas beaucoup, monsieur.
Hâlâ İngiltere'de bağlantılarım var.
J'ai encore quelques contacts en Angleterre.
Sağ üst köşedeki Ağ Bağlantıları menüsüne girmeni ve bu IP adresini yazmanı istiyorum :
J'ai besoin que tu ailles sur le menu de connexion réseau, dans le coin en haut à droite, et que tu tapes l'adresse IP :
Çağımızın değiştirilemez bağlantıları.
Les liens inexorables de cette époque?
Kurbanlarımızdan iki tanesi J.D. ve Duke, Tony Lash ile bağlantıları aşikar.
On a deux de nos victimes, J.D. et Duke, clairement liées à Tony Lash.
Bu sırları satabileceğimiz bağlantıların isimlerini istiyorum.
Je veux les noms des contacts à qui on peut vendre ces secrets.
Tüm bağlantılar bende.
J'ai tous les contacts.
Mundo'nun gümrükte çalışanlarla iyi bağlantıları var.
Mundo a de bons rapports avec les douaniers.
i? Temmuz 29, 2005 Seul Bölge Mahkemesi Park Sangcheol, Lee Suji ve Song Jeongyeon. Tutuklanmaları sırasında uyuşturucularla olan bağlantılarını reddettiler.
Park Sangcheol, Lee Suji et SongJeongyeon ont tous nié leur implication avec la drogue au moment de leur arrestation.
Komik, ama Joey Fabrizio'nun kuyumcu dükkanı soygununun bağlantıları gibiler
C'est marrant parce que Fabrizio est recherché pour complicité dans le cambriolage d'une bijouterie.
Adı Henri Leseuer. Marseilles'dan gelen bir iş adamı. Tekstil işi yapıyor ve Morocco'da El-Kaide ile bağlantıları var.
Son nom est Henri Leseuer, un homme d'affaire de Marseille... travaillant dans le textile, ayant des liens avec Al-Qaeda au Maroc.
Çinli bağlantılarının isimleri lazım Zamanlama çok önemli.
Il nous faut le noms de ses contacts en Chine. ♪ Ow, she s a brick house ♪ ♪ she s mighty mighty
Ayak parmakların yada bağlantılarının isimleri.
Tes piedsn ou le nom de ton contact.
Birlikte çalıştığı insanların her yerde bağlantıları var.
Les gens avec qui il travaille ont des yeux partout.
Ortaokulla bağlantılarım var. Ve emin olabilirsin ki acımasız öğretmenler,... pis kokan bir dolap ve ekstra spor dersi ayarlayabilirim.
J'ai des relations, au collège, et je peux m'arranger pour que tu aies un casier qui pue et les profs les plus méchants et des cours de gym en supplément.
Aslında var olmayan karmaşık kalıplar ve bağlantılar üretiyor musunuz?
Elaboré-vous parfois des théories et des connections... Qui n'existe pas?
- Çok iyi bağlantılarım vardır.
- J'ai d'excellents contacts.
Yani hepsinin Joubert'in davasıyla ilgisi var. Yaşlılara gösterilen ilgiyle alakalı bağlantılar.
Ils ont donc tous un lien, ou avaient, dans le cas de Joubert, un lien avec les soins aux personnes âgées.
Olumsuz bağlantılar.
Un lien négatif.
Senin ülkeden çıkmak için başka yolların yada başka bağlantıların olmalı.
Vous devez avoir d'autres moyens de sortir du pays ou d'autres contacts.
Muhtemelen, Helms'in D.Ö.C. yani Dünya Özgürlük Cephesi ile bağlantıları var.
Helms a soi-disant des liens avec le FLT, Front de Libération de la Terre.
Türk ve İran bağlantılarıyla.
En communiquant avec les Turcs et les Iraniens.
Bölgede memurlarımız ve dinleme bağlantılarımız mevcut.
Nous réalisons des écoutes et avons des officiers sur place.
Ama aradığım adam bir şekilde Yakuza'yla bağlantıları olan biri.
Mais l'homme que je recherche est connecté d'une façon ou d'une autre aux Yakuza.
Ama anlaşılan hâlâ bağlantıları kopmamış.
Mais il semble qu'ils soient encore en relation.
ıngiliz bağlantılarını araştıracağım. Danny Hillier'le bir bağlantı var mı bakayım.
Via ses contacts anglais, il y a peut-être un lien avec Danny Hillier.
Uyumaya çalışıyorum sonra birden tüm o numaralar şablonlar ve garip bağlantıları beynime doluşuveriyor.
J'essaie de m'endormir, et mon esprit se remplit de... nombres et-et de modèles, de connexions étranges.
Bana söylediğin uydu bağlantıları, Burke'ün çaldıkları mı?
Ces communications satellites que vous m'avez dit que Burke volait?
Bağlantılarım var.
J'ai des contacts.
Soygun için bağlantılarından bir şey çıktı mı?
De la chance avec vos contacts experts en vols? Pas encore.
Söylemiştim baba, artık yatırım fonu işine girmeyeceğim ya da senin bağlantılarının olduğu bir işe.
Je te l'ai dit, les fonds spéculatifs ne m'intéressent plus, tout comme ton réseau.
Bağlantılar etrafımızda duruyor.
Les liens sont tout autour de nous
Evet, Rudy sinirsel bağlantılarının tamamen yandığını söylemişti.
Rudy a dit que son réseau neural était complètement grillé.
Parçalara birleştirip bunu anlamlandıramayacak diğer MX'ler için beş para etmez yani ama sen o bağlantıları kurabilirsin bak.
Inutilisable pour un MX, qui ne serait pas capable d'y mettre de l'ordre, d'y trouver un sens, mais toi, tu pourrais le faire.
Biz hafızayı ya da hafızasından geri kalanları Vogel'in MX'inden sana aktarabilirsek o bağlantıları sen kurabilirsin.
Si on te transfère la mémoire, ou ce qu'il en reste, du MX de Vogel, tu pourrais trouver le lien.
Ve bir eğitimci olarak sana duyduğum güvenden ayrıca üniversite yıllarından kazandığın bağlantılar sayesinde bana birini önerebileceğini düşündüm.
Et je vous respecte en tant qu'universitaire et je sais que vous avez de bonnes relations dans toute l'université. Je me suis dit que vous pourriez peut-être me conseiller quelqu'un.
- Ee hangi bağlantıları gözden kaçırıyoruz?
Quels sont les autres liens qu'on ne voit pas? Je ne sais pas.
- Polis bağlantılarımla.
- Des contacts dans la police.
Kızı, Linda'nın olayıyla mı bağlantıladılar?
Ils ont connecté cette fille à Linda?
Benim de bağlantılarım var. Evan benim arkadaşım.
Moi aussi j'ai des relations.
Karsten'ların yozlaşmışlıkla, rüşvetçilikle ve organize suçlarla hep bir bağlantısı var.
Les Karsten... Ils ont des liens avec la corruption, les crimes organisés. Il y a plus que ce que j'imaginais.
bağlantılarım var 16
bağlantı 18
bağla 107
bağlayın 94
bağlantı yok 16
bağlantı koptu 17
bağlayın onu 24
bağla onu 28
bağlantıyı kaybettik 17
bağlantı 18
bağla 107
bağlayın 94
bağlantı yok 16
bağlantı koptu 17
bağlayın onu 24
bağla onu 28
bağlantıyı kaybettik 17