English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bağırmıyorum

Bağırmıyorum translate French

142 parallel translation
Bağırmıyorum.
Mais je ne crie pas.
Bağırma. Bağırmıyorum ki, bongo seslerini bastırmaya çalışıyorum yalnızca!
Je n'entends rien, avec ces tambours!
Bana bağırma! Ben... bağırmıyorum!
Moi, je crie?
Bağırmıyorum.
Je suis très calme.
- Bağırmıyorum.
- Je ne crie pas.
- Bağırmıyorum. Alaycı konuşuyorum!
- Je n'aboyais pas.
Sana bağırmıyorum. Ona bağırıyorum.
Ce n'est pas à toi que j'en veux, c'est à lui.
Bağırmıyorum bayım.
Je ne hurle pas, monsieur.
Sana bağırmıyorum!
- Je ne crie pas!
Bağırmıyorum ben!
Je ne crie pas!
Sana bağırmıyorum!
Je ne crie pas aprés toi.
Bağırmıyorum, bir soru soruyorum. Ne kadar?
Je fais pas la tête, je te demande!
Bağırmıyorum.
Mais non.
Jean-Pierre, bağırma. Bağırmıyorum.
Jean-Pierre, ne hurle pas!
- Bağırmıyorum.
Je ne crie pas.
Ben sızlanmıyorum. Oturup "kölelik kölelik" diye de bağırmıyorum.
Je pleurniche pas sur la véranda en parlant d'esclavage.
- Ben bağırmıyorum.
- Je gueule pas! Hé! Je ne gueule pas!
- Ona bağırmıyorum.
- Je ne crie pas!
- Sana bağırmıyorum.
- Ne m'engueule pas. - Je ne t'engueule pas.
- Tamam. - Bağırmıyorum.
D'accord, d'accord.
Bağırmıyorum!
En ce qui concerne les coups de feu ( le tournage )?
- Bana bağırma. Bağırmıyorum.
Je ne hurle pas.
Pekala, artık bağırmıyorum.
Je ne crie plus, c'est mieux?
Sarhoş olmuyorum... Ve... Toplum içinde karıma müstehcen ifadelerle bağırmıyorum.
Je ne picole pas... je n'insulte pas ma femme en public.
- Onlara sürekli bağırıyorsunuz! - Onlara sürekli bağırmıyorum!
Vous leur criez tout le temps après!
Bağırmıyorum.
J'élève pas la voix.
Ben bağırmıyorum!
Je veux pas!
Ben bağırmıyorum!
C'est pas ma faute
- Sana bağırmıyorum.
Je ne vous crie pas dessus.
Eğer onun için önemli değilse benim için de önemli değildir. Hala bağırmıyorum.
Si elle s'en fait pas, j'ai pas non plus à m'en faire!
Hayır, sana bağırmıyorum. Sadece senin yanında bağırıyorum.
Non, pas sur toi mais près de toi.
- Ben bağırmıyorum.
- Je ne hurle pas!
Ben bağırmıyorum. Benim ses tonum bu.
Je ne crie pas, c'est le ton de ma voix.
Bağırmıyorum.
Je ne crie pas.
– Ben bağırmıyorum!
Si tu cries, je te giflerai très fort!
- Bağırmıyorum. Sadece öğrenmek istiyorum.
- Je t'engueule pas, je veux juste comprendre, Réjean.
Sana bağırmıyorum.
Je hurle pas sur toi.
Bağırmıyorum!
Je ne crie pas!
- Bağırmıyorum. Bu yüzden... - Kirk.
Oh, Kirk, bien, je te...
- Bana bağırmasana. - Sana bağırmıyorum.
- Arrête de me crier dessus.
- Bağırmıyorum.
- Je ne hurle pas.
Sana bağırmıyorum ve asıl mesele kusmuk değil.
Je ne te crie pas dessus et ce n'est pas du vomi qu'il s'agit.
Bağırmıyorum. Biraz sessizlik, huzur istiyorum burda.
Je gueule pas, je veux avoir la paix.
Lütfen bana bağırmayın. Ben size bağırmıyorum.
Ne me hurlez pas dessus.
Bağırmıyorum, söylüyorum.
Je ne te crie pas dessus Je t'informe.
Sabahtan beri "kırmızı balık" diye bağırıyorum.
Je chante "Poissons rouges" tous les matins.
- Sana bağırmıyorum. Biliyorum, ama bağırma.
Je sais, mais ne le fais pas!
Ve bana bağırma. - Bağırmıyorum.
Non, je ne crie pas.
Bağırıyorum çünkü çıldırmışsın ve kafanda, yüzünü boyamaktan başka bir şey kalmamış.
Je crie parce que tu es devenue folle! Que tu ne penses plus avec ta tête! Tu ne penses qu'à te peinturIurer.
Bağırmıyorum.
- Je ne crie pas!
Gömleğini tutuyor ve etrafa bakınıyorsun, Neden herkese "ben önemli birşey taşıyorum" diye bağırmıyorsun ki?
Autant porter un panneau : "Chargement précieux".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]