Baştan translate French
11,291 parallel translation
Yoksa o bakıcıyı baştan çıkarması için mi lanetliyordun?
Ou c'était parce qu'il avait séduit la nounou?
Baştan çıkmaya karşı koymasaydın, kendi mutluluğun için arkadaşlarına sırt çevirseydin senin için kolay olurdu ama direndin.
Il aurait été facile pour toi de céder à la tentation, de renier tes amis pour ton propre bonheur, mais tu as résisté.
- Daha az baştan çıkarılmamıştım.
Je peux dire honnêtement que je n'ai jamais été si peu tenté.
Ama dolmadı. Baştan başladık. Daha önümüzde çok tik-taklar var.
Mais ce n'était pas le cas, maintenant nous sommes remontés, et nous avons encore beaucoup de tics et de tacs à faire.
Baştan başlıyoruz. Hissedin.
Je veux de l'allant.
Baştan alıyoruz. İz bırakmayın.
Depuis le début.
Her şeyi en baştan öğrenmek isteseydim, felç geçirirdim.
Si je voulais tout réapprendre, je ferais une attaque.
Boş versene. Baştan hiç girişmeyecektim.
J'aurais jamais dû me lancer là-dedans.
Lucy en baştan beri işin içindeymiş.
Lucy a fait parti de tout ça.
Alan, hayatımda pek çok değişiklik yaptım ve seninle baştan başlama konusunda heyecanlıyım ama aynısını bulamam ki.
Alan... J'ai fais beaucoup de changements dans ma vie et j'étais excité de tout recommencer avec toi, mais je ne pourrais pas suivre ce même schéma encore et encore.
Peki, baştan alalım.
Bon... On reprend depuis le début.
Baştan aşağı bürokrasiden ibaret.
Tout est paperasserie.
İşini baştan savma yapıyor. - Üstlerine saygısı da yok.
Il dirige une compagnie négligée, et il manque de respect envers ses supérieurs.
Baştan sona doğru arayın.
Recherche dans le sens des aiguilles.
Tanrım... Hepsi baştan çıkaran özellikler.
Elle a tout pour plaire.
Böyle şeyler yüzünden seni en baştan burada istememiştim.
Voilà pourquoi je ne voulais pas de vous ici.
En baştan beri seni burada istememiştim.
Je n'ai jamais voulu de vous ici.
O kitabı baştan sona inceleyeceğiz, her büyüsünü. İşe yarayacak bir şey bulana kadar.
Nous allons prendre ce livre, lire chaque sort en long et en large jusqu'à trouver quelque chose qui fonctionne.
Baştan uyarıyorum.
Je vous avertis.
Tamam, baştan alalım.
Depuis le début s'il vous plaît.
Tamam, en baştan alıyoruz!
D'accord, depuis le début, vous deux!
Collette'lerin evini baştan sona incelemeni istiyorum.
Ici, et chez les Collette.
İstersen en baştan anlatabilirim.
Mais si tu veux, je peux la répéter.
Babanın yaptığını yeni baştan yaşıyoruz.
C'est ton père encore une fois.
- Sende... - Marion'da da yok, çevre yolunu baştan sona taradım.
Personne sur Marion, ni le long de la Belt Line.
Tüm bu çaba, baştan beri güvenmediğin bir kadın için.
- Sur le papier c'est logique. - Depuis quand les terroristes
Bedel çok yüksekti. Ama ya plan en baştan beri buyduysa?
Une balle dans la poitrine de Sam, la vie de deux détectives étaient seulement une partie du prix pour la protéger.
Dönem başlamadan bütün ders kitaplarını baştan sona okuyorum. Derslerim iyi.
Oh, je gère les cours.
Evet, en baştan başla.
Ouais, commence par le début.
- Kolibri onu baştan çıkarır mı?
Colibri est prêt pour la séduire?
Jackson tekrar baştan başla.
Jackson, on recommence.
Tekrar baştan alacağız.
Encore une fois. Allez.
Baştan başlayalım.
On recommence.
Baştan evet deseydin olmayacaktı.
Il n'aurait rien eu avoir si tu avais accepté immédiatement.
Bütün para baştan nakit verilmiş muhtemelen 5 yılın parasını vermiştir.
Et tout a été payé d'avance, probablement payé 5 ans à l'avance.
Sanki askerler baştan beri bunu planlıyormuş gibi ama dürüst olmak gerekirse bence vicdan azabı.
Comme si elle s'était fait avoir, comme si les soldats planifiaient ça depuis le début, mais pour être honnête avec toi, c'est juste la culpabilité qui parle.
Bütün malikleri baştan aşağı araştırıyoruz.
On est rentré dans ces propriétaires direct a travers les tableaux.
Baştan çıkarıldığım için gurur duyuyorum.
Bien sûr, je suis flattée d'avoir été choisie.
- Baştan neden söylemedin?
Pourquoi ne pas l'avoir dit plus tôt?
- Sabah baştan başlarız Leo.
Leo, recommençons dans la matinée.
- Baştan başlasam iyi olacak.
- Je vais recommencer... non, c'est...
Baştan başlayın.
Commencez au début.
Leland Spears işini baştan savma yapmaya başlamıştı.
Leland Spears devenait négligé.
Açıkçası önerdiğiniz şeyi baştan anlamış olsaydım sizinle görüşmeyi kabul etmezdim.
Si j'avais su ce que vous alliez me proposer, j'aurais refuser de vous voir.
Neden baştan söylemedin?
Pourquoi ne pas l'avoir dit avant?
Bu bir baştan çıkarmaydı ama amacı saf şehvet değildi.
C'était une séduction, mais la pure sensualité n'était pas son but.
Elçilik baştan aşağı arandı ama bir şey bulunamadı.
L'ambassade a été fouillée, rien n'a été trouvé.
İsimlerimizin olduğu bir liste ve bittiğinde de baştan başlıyor yine, tekrar tekrar.
C'est une liste de nos noms. Quand il finit, il reprend au début, encore et encore. C'est tout.
Şimdi ise her şeye baştan başlayıp ona verdiğin acıyı yok etmek istiyorsun.
Maintenant vous souhaitez refaire les choses et enlever ce mal que vous lui avez fait.
Baştan sona gerçekçilikten uzak denemez üstüne bir de sağlam bir şüphelimiz var.
Elle n'est pas dépourvue de faits et il y a même un solide suspect.
En baştan söylesen daha kolay olmaz mıydı?
Ça n'aurait pas été plus simple de nous le dire?