Bekleyemez mi translate French
406 parallel translation
Siz gelene dek bekleyemez mi?
Quand vous viendrez en ville...
- Bekleyemez mi? Sinirli.
- Il est très occupé...
- Neden burada? Bekleyemez mi?
Ça ne peut pas attendre?
- Sabaha kadar bekleyemez mi? - Hayır, lütfen, yardımın gerek.
- Ca ne peux pas attendre demain matin?
Yağmur kesilene dek bekleyemez mi?
Peut-il attendre que la pluie cesse?
- Bu bekleyemez mi?
- il vaut mieux attendre...
Siz yeğenimle tanışıp, ameliyatın ona yardımcı olup olamayacağına karar verene kadar bu konu bekleyemez mi?
Attendons que vous ayez vu ma nièce... et ayez décidé si votre opération peut lui faire du bien.
- Bekleyemez mi, Nora?
Je t'attends depuis une heure.
Bu mesele ben çıkana kadar bekleyemez mi?
Attends que je sorte pour en parler.
- Bekleyemez mi? Karım şu anda...
- Ma femme va avoir...
Sabaha kadar bekleyemez mi?
Ça ne peut pas attendre demain?
- Bekleyemez mi?
Elle ne peut pas attendre?
Bekleyemez mi?
Ça ne peut pas attendre?
Hastaneye gidene kadar bekleyemez mi?
Peut-on attendre d'être à un hôpital?
İçkin bekleyemez mi?
Ce verre pourrait attendre?
Bu yarına değin bekleyemez mi? Evet. Özür dilerim, efendim.
- Ça ne peut pas attendre demain?
Eee, sabaha kadar bekleyemez mi?
Ça ne peut pas attendre demain matin?
- Bekleyemez mi?
- Ça ne peut pas attendre?
Kafan yerinde mi? Yarına kadar bekleyemez miydin?
Tu aurais pu attendre jusqu'à demain?
Joe, sözünü ettiğin bu "taze bilgi" biraz bekleyemez mi?
Joe, tu es sur que cette information "bruIante" ne peut pas attendre?
Birkaç dakika bekleyemez mi aşkım?
- Ça peut pas attendre?
- Bekleyemez mi?
- Ne pouvez-vous pas attendre?
Yarına kadar bekleyemez mi?
Ça peut pas attendre demain?
Bekleyemez mi?
Occupons-nous de M. Breckenridge.
- Bekleyemez mi?
- Ça peut attendre?
- Sabaha kadar bekleyemez mi?
- Ça ne peut pas attendre à demain?
- 1 ay bekleyemez mi?
- Attendons un mois.
- Bekleyemez mi? - Hayır, bekleyemez.
- Ça ne peut pas attendre?
Bay Addison, bu bekleyemez mi?
Ça ne peut pas attendre?
- Yarına kadar bekleyemez mi?
Tu n'attends pas demain?
Yarına kadar bekleyemez mi?
Ça peut attendre jusqu ´ à demain?
- Bu bekleyemez mi?
- Ca ne peut pas attendre?
Yarına kadar bekleyemez mi bu iş?
On peut attendre jusqu'à demain?
Jeb, iş bekleyemez mi?
Jeb, les affaires ne peuvent pas attendre?
Ne istiyorsun? Bekleyemez mi?
Ça ne peut pas attendre?
1 gece daha bekleyemez mi?
Faisons ça demain.
Bekleyemez mi? Şu anda bir...
Je suis au milieu...
- Bekleyemez mi?
Ça peut attendre?
Bu Pazartesi'ye kadar bekleyemez mi? Benim ofisime gelirsin.
Ca ne peut pas attendre lundi?
- Bekleyemez mi? Az önce Maclnerney'le konuşuyordu.
Il vient de parler à Mclnerney.
Bu gözlerimi açana kadar bekleyemez mi?
Est-ce que tu peux attendre que mes deux yeux soient ouverts?
Şey, bekleyemez mi?
Ça ne peut pas attendre?
- Ben dönene kadar bekleyemez mi?
Attendez mon retour.
- Sabaha kadar bekleyemez mi?
- Oui.
- Yarına kadar bekleyemez mi?
- Non.
Birkaç gün bekleyemez mi? Elbette efendim.
Ça ne peut pas attendre?
- Bekleyemez mi?
- Ca ne peut pas attendre?
Yarına kadar bekleyemez mi?
Ça ne peut pas attendre?
Hastamız tüm gece bekleyemez, değil mi?
La patiente n'a pas toute la nuit.
Ne yani işiniz bekleyemez mi? Hayır.
- C'est si urgent?
Seita, tuvalete gitmem gerek. Bekleyemez mi? Atla.
Ca peut attendre? Allez, monte! Mon frère est allé sur la montagne pour ramener du bois pour le feu... Setsuko, voilà le dîner.