Bela istemiyorum translate French
228 parallel translation
"Evlat, sana kaç kere söyledim... bu Hickory'lerle daha fazla bela istemiyorum diye?"
Gamin, combien de fois t'ai-je dit : pas d'histoires avec Hickorys?
Sizin yüzünüzden bela istemiyorum.
Je ne veux pas payer la casse.
Bela istemiyorum.
Je ne veux pas de problèmes.
Bela istemiyorum, Starrett.
Je ne cherche pas d'histoires.
Babanla bela istemiyorum. Kimsenin incinmesini istemiyoruz.
Je ne veux pas de mal à ton père, ni à personne.
Ona söyledim, sana da söylüyorum, Ben. Bela istemiyorum. Bela olmayacak.
Je ne veux pas d'histoires, Ben.
Ben bela istemiyorum.
Je ne veux pas d'histoires.
- Yakala! - Bela istemiyorum.
- Je ne veux pas d'histoires.
- Bela istemiyorum.
- On va pas se disputer!
Artık bela istemiyorum.
Je n'en veux plus.
Bela istemiyorum.
Je ne veux pas de bagarre.
Artık bela istemiyorum? Niye bu işe bulaştım?
Moi qui voulais éviter l'agitation, pourquoi subir cette tempête?
Bayan yanımızda olduğu sürece bela istemiyorum.
Je ne veux pas d'ennuis en sa présence.
Başka bela istemiyorum.
Je ne veux pas d'autres problèmes.
Bela istemiyorum. Zaten başımıza yeterince bela açtın.
Vous nous avez causé assez d'ennuis comme ça.
Bela istemiyorum. Özür dilemek için geldim.
Je suis juste venu m'excuser.
- Bak, ben bela istemiyorum.
Je veux pas d'histoires, Lilica.
Her yıl 2-3 bin $ vergi çıktı, ben de ödedim. Bela istemiyorum.
Je paie 3000 dollars d'impôts.
Bela istemiyorum.
Je veux pas d'ennuis.
Bela istemiyorum.
Je veux pas d'embrouille.
- Kahretsin. Bela istemiyorum.
- Bordel, je veux pas d'embrouille.
Dediğim gibi, bela istemiyorum.
Je disais donc que je n'aime pas les ennuis.
Daha fazla bela istemiyorum. Kımılda!
On veut pas d'histoires avec toi!
Ben hep çenemi kapalı tuttum. Bela istemiyorum.
J'ai jamais rien dit, je voulais pas d'ennuis.
Geçen seneki gibi bela istemiyorum.
Je ne veux plus de problème comme l'année dernière.
Bela istemiyorum. Bela mı? Sana bela gibi mi gözüküyorum?
Tu dois aimer les ennuis!
- Bela istemiyorum.
- Non. Pas d'ennuis.
Burada bela istemiyorum Barclay. Bela mı?
Barclay, je ne veux pas d'histoires dans mon établissement.
Gerizekalının tekisin ve bela istemiyorum.
Non, je crois que tu es débile, et je ne veux pas d'ennuis.
Bela istemiyorum.
Je veux pas d'emmerdes.
- Bela istemiyorum Calvin.
- Je ne veux pas d'ennuis.
Burası huzurlu, temiz bir kasaba. Bela istemiyorum.
Lci, c'est peinard et je ne veux pas d'embrouilles.
Bela istemiyorum.
Je veux pas d'histoires. Partez.
Bela istemiyorum.
- Je veux pas d'histoires, partez!
- Bela istemiyorum.
Je veux pas d'histoires!
- Bela istemiyorum.
- Je ne veux pas d'ennuis.
- Başıma bela almak istemiyorum.
- Je ne veux pas d'ennuis!
Çıkar onu buradan. Ve sen burada baska bela çıksın istemiyorum. Anladın mı?
Et toi, je ne veux plus de problèmes ici.
Ben bir şey başlatmak istemiyorum. Ama o bela arıyorsa oyalanacak zamanım yok.
Mais s'il m'en cherche, Je n'ai pas de temps à perdre.
Bilmenizi isterim ki, buralarda bir bela çıkartmak istemiyorum.
Je voulais que vous sachiez que je tiens à vous éviter tout ennui.
Bela çıksın istemiyorum. Sen mi indireceksin, biz mi?
Écoutez, vous le faites ou pas?
Buraya daha gelmeden bir bela çıksın istemiyorum.
Je ne veux pas d'histoires avant qu'il n'arrive ici.
Bela çıksın istemiyorum.
Je ne cherche pas les ennuis.
- Bela istemiyorum.
- Je veux pas d'ennuis.
Bak adamım, başıma bela almak istemiyorum.
J'veux pas d'histoires.
Birlikteliğimiz zaten güç bela yürüyor... ve ben onu kaybetmek istemiyorum.
Je lui rends déjà la vie difficile, et je ne veux pas le perdre.
Yani, herhangi hödük bir bankaya dalıp, başıma bela almak istemiyorum. Aynen.
Je ne ferai pas n'importe quoi avec des banques de campagne.
Bela istemiyorum!
Je ne veux pas d'ennuis.
Başıma bela almak istemiyorum.
Vous allez mieux maintenant.
Başıma bela almak istemiyorum.
Je ne veux pas d'ennuis.
Başıma bela almak istemiyorum.
Je veux pas d'emmerdes.