Belki mi translate French
1,652 parallel translation
Belki mi? Diğer yol nereye çıkıyor?
"Possible"?
- Belki mi?
Peut-être?
Bunu şan için, belki kız tavlamak için yapıyorsun, değil mi?
Vous êtes ici pour la gloire, les filles. J'ai raison?
Belki de arkadaşını Padme diye çağırmalıyız çünkü o Mannequin Skywalker'ı çok seviyor, öyle değil mi?
Peut-être que nous devrions appeler ton ami : "Padme", parcequ il aime tant "Manne-kin" Skywalker pas vrai?
Belki de yola çıkmadan sana bunu söylemeliydim, değil mi?
J'aurais dû te le dire avant de nous mettre en route, hein?
Gözlerin açılırsa belki çenen kapanır belli mi olur.
Peut-être que si vos yeux sont ouverts vous garderez votre bouche fermée!
Angus, Henry'nin itiraflarının belki de gerçek olamayacak kadar korkunç olduğu hiç aklına geldi mi?
- Angus, vous est-il déjà venu à l'esprit qu'il est possible que les Confessions de Henry soient réellement, honnêtement, trop affreuses pour être vraies?
Belki mi?
Peut-être?
Belki... Birisi onunla kalabilir mi?
Quelqu'un peut peut-être rester ici avec lui?
Belki öylece bırakmışsın, değil mi?
Vous avez dû le laisser levé.
Belki bir başka hayatta, değil mi?
Peut-être lors d'une autre vie.
- O zaman belki de adam kesmek gibi birşey mi?
Alors, c'est peut-être comme un homicide involontaire. Je ne comprends pas.
Hiç ıskalamayı denedin mi, Beagle? Belki işe yarar.
Vise à côté, ça marchera peut-être.
Belki makinenin karşısındayız ama yine de parçası olmaktan çıkmıyoruz, değil mi?
On s'oppose à la machine mais on en fait partie.
Onun köpeğini size veririm. Belki şansınız döner, değil mi?
Je vous ferai promener son chien, ça peut aider.
Geçici bir iş arıyorum. Belki bir barda gitar çalarım, belli mi olur?
Je vais essayer de trouver un petit boulot, peut-être jouer de la guitare dans un bar, je sais pas.
- Belki de dün gece pentagramın oraya gitmek iyi bir fikir değildi. - Öyle mi?
Ce n'était peut-être pas une bonne idée de mettre les pieds dans ce pentagrame.
Hey, provaya devam edelim mi? ya da belki bu gece gittiğimizde şarkıyı uydurmayı mı düşünüyorsunuz
Vous allez répéter, ou vous allez inventer les chansons au fur et à mesure ce soir?
Orada yapabileceği bir şey değil mi? Belki bu kez bir istisna yapmak?
Vous ne pouvez pas intervenir, faire une exception?
Belki bunu tamamlamayı gerekir, değil mi?
C'est bientôt fini?
Bak, Henry, sadece belki onunla konuşmak değil mi?
Henry, si tu allais lui parler?
Onlar sihirli maddeler değildir ise, sağ Yani, belki sihir gibi değil mi?
Ça n'aura pas l'air magique si les ingrédients ne le sont pas.
Benden kırıyorlar, o zaman belki ben mi sürece..
A moins que tu me quittes, dans ce cas, peut-être.
Onun güçleri olduğu zaten belli değil mi? Belki de en başından beri onu bu yüzden istiyorlardır.
Il serait logique qu'elle ait des pouvoirs, ça pourrait expliquer son enlèvement.
Yani artık biraz dinlenip belki biraz da ailene zaman ayırmak isteyeceğin aşamaya gelmedin mi?
Je veux dire, partir quelque part où vous pourriez vous détendre, peut être... passer un peu de temps avec votre famille?
" Şerif farklı bir... yoldan gitmiş olabilir mi? Belki de,
" Notre shérif ne serait-il pas rentré par un autre chemin,
Belki de bu gece bizimle kalmalısın. Bana zarar verecek mi?
Tu sais, tu devrais peut être passer la nuit chez nous?
Belki de, ona bir çeşit amcık sevme virüsü şırıngalarız? Değil mi?
Qu'on lui refile le virus des bouffeuses de chattes?
Aklından başka bir şey geçseydi, belki yatardım. - Sahi mi?
Si on n'avait rien eu d'autre à l'esprit, peut-être que je l'aurais fait.
Ne biliyorsun, belki içerde dosyalar olabilir değil mi?
Donc d'après ce qu'on sait, il pourrait y avoir des fichiers dedans, non?
Düşündüm de belki siz bize bilgi verebilecek birilerini bize önerebilirsiniz. Size yardım etmek mi?
Je pensais que peut-être... vous pourriez nous aider à ce que quelqu'un se manifeste et nous donne plus d'infos.
Tamam, belki pederi bu işin dışında tutabiliriz, değil mi?
Bon, on peut certainement écarter le prêtre, non?
Belki de ağrının kafasının içinde olduğu aklınıza gelmedi mi?
Vous ne pensez pas que votre mari invente tout ça?
Belki de bu yüzden avukat tutmanı söylemedi. Söyledi mi?
Voilà pourquoi il ne vous a pas dit de prendre un avocat.
- Öyle mi? Belki sen de yumuşaksındır.
- T'es peut-être une tante aussi.
Belki de onlarla iş yapan Felix'ti, bu aklına gelmedi mi?
Tu t'es jamais dit que celui qui trafique avec les Fitzpatrick est celui qui est mort?
- Belki birini göndermek istersin. Hangara dışarıdan bakması için mi?
- Vous pourriez poster quelqu'un...
Belki kovboy olmak isterim diye mi?
Parce que je pourrais devenir un cow boy?
Belki zannettiğinden çok gördün. - Bu gerekli mi?
Vous avez peut-être vu plus que vous le croyez.
Belki de, bir part-time iş bulabilirim.
- Je cherche du boulot à mi-temps.
Belki intihara meyilli mi diye onu gözlem altında tutmalıyız.
Tendance suicidaire à surveiller.
Öyle mi? Pekala, belki bu sadece ihtiyacın olan şeydir.
Bien, c'est peut-être ce dont tu avais besoin.
- Bu yüzden mi bu kadar kafaları karışık? - Belki.
- Est-ce pour ça qu'ils sont si troublés?
Clark, hiç aklına geldi mi, eğer Lionel sırrını biliyorsa, belki söylemiş olabilir... Lex'e mi?
Clark, as tu pensé au fait que, si Lionel connait ton secret, il pourrait l'avoir dit... à Lex?
- Belki sen biraz şey istersin... Gevşemek? - Gevşemek mi?
Vous voulez pas vous détendre un peu?
Mouth'u ayarttın ve bunu biliyorsun. Belki de içindeki kaşalotla tekrar bağlantıya geçmenin, ve çevrendeki dostlarının giderek azaldığını görmenin zamanı gelmiştir. Sahiden mi?
T'as trompé Mouth et tu le sais, alors peut-être qu'il est temps que tu entres en contact avec le cachalot qui est en toi, et que tu réalises que t'as encore moins d'amis qu'avant.
Ama buradayken, belki evini ve tüm uygarlığı kurtarabilirim, değil mi?
Mais je peux aussi sauver ta maison et peut-être la civilisation, pendant qu'on y est.
Dahiyane mi bilemem, ama... belki işe...
Je ne sais pas si c'est brillant, mais... ça pourrait juste...
Tansiyonu için bir şey belki. Öyle değil mi?
Peut-être quelque chose pour sa tension.
Belki senle beraber yapabiliriz. Bakalım dediğin gibi mi?
Tu peux peut-être y aller avec moi, pour éviter que les choses dégénèrent.
- Sence o gerçek mi? - Bilmiyorum belki.
C'est toi.