Ben istedim translate French
3,912 parallel translation
Sanki ben istedim.
{ \ pos ( 192,225 ) } Tu crois que j'ai voulu ça?
Bay Healy, bu... Ondan ben istedim. - Hayır, ben...
M. Healy, je lui ai demandé.
Ben istedim.
Je l'ai voulu.
Ben istedim diye buradasınız böylece...
Vous êtes ici parce que je vous voulais pour...
Senin bu birimde olmanı ben istedim Chandler.
Je vous voulais dans cette unité, Chandler.
Ama bu tanıtımın gerçekleşmesini ben istedim.
Mais je voulais faire cette présentation.
Aslında buraya gelmesini ben istedim.
STEFAN : En fait, je lui ai demandé d'être là.
Aslında, ben istedim.
En fait, je les lui ai demandées.
Ben buralardaydım geçerken gelip iyi geceler demek istedim.
J'étais dans le voisinnage Alors j'ai pensé vous dire bonne nuit
Ben oradayken operasyonları oldukça iyi yönettiğini- - Bunu kalıcı olarak yapmasını istedim.
Vu l'efficacité avec laquelle il a mené les opérations quand j'étais à Washington, je lui ai demandé d'assumer son rôle de façon permanente.
Ben, ben her zaman bir aktör olmak istedim.
J'ai toujours voulu être acteur.
Gelip hayatımın içine sıçmanı ben mi istedim senden?
Je t'ai demandé de venir ici et foutre ma vie en l'air?
Seni böyle görmek beni çok korkutuyor ben de iyi olduğundan programına uyduğundan, toplantılarına gittiğinden emin olmak istedim.
Tu sais, je suppose que te voir comme ça et tout... Ça m'a foutu la trouille, donc... je veux m'assurer que tu vas bien... tu fais ton programme, tu vas aux rencontres, les choses dans le genre.
Ben Daphne'den,... daha fazla istedim, şey...
Um, je voulais juste demander... Daphne, euh, pour plus... euh... ( Expire )
Ben de deneyimlemek istedim.
Je voulais expérimenter la chose.
Ben onun önünde yapmak istedim ama Billy izin vermedi.
Je voulais me masturber moi en face d'elle. Mais Billy ne voulait pas.
Bu yolculuğu yapmayı ben istedim.
Je voulais faire ce trajet.
Onlar beni sorgularken ben de onları sorgulamak istedim.
Je voulais qu'ils m'interrogent Pour que je puisse les contre-interroger
Ben de, karım diyeceğin kadını ne kadar iyi tanıyorsun, öğrenmek istedim.
Alors je veux juste m'assurer que tu aies une idée précise de la femme que tu vas appeler ton épouse.
Ben sadece olabildiğince eğlenmek istedim.
Je voulais en profiter tant que je pouvais.
Görünüşe göre ben her şeyin birden gelişmesini istedim.
Apparemment, j'ai le chic pour tirer des conclusions hâtives.
Başarılı olduğumdan diğerleri kadar sık vermem. Nişanlım, Kate, birkaç gün için buraya geliyor, Ben sadece emin olmak istedim.
Pas aussi souvent que les autres du fait de mon taux de réussite, mais ma fiancée, Kate, va venir pour quelques jours, et je veux être sûr que, tu sais, que tout va bien.
Ben sadece yapmaktan gurur duyduğum, insanların hoşlanacağını bildiğim bir şey yapmak istedim.
Je veux juste faire quelque chose dont je suis fier que je sais que les gens vont aimer.
Müşteri bulmak için o kadar çok çalışıyordun ki ben de çevrenin hipsterlarını dahil ederek katkı yapmak istedim.
Tu as travaillé si dur pour attirer des clients, je voulais contribuer en trouvant un moyen de rentrer en contact avec les mecs branchés du coin.
Biz derken "ben" demek istedim tabii. Çünkü sen bilekliğini çıkaramazsın.
Par "nous", je dis "je", car tu ne peux couper ta laisse.
Ben bunu geri kazanmak istedim.
je nous voulais de retour.
Ben sadece seninle buralardan gitmek istedim.
D'accord. Je voulais juste partir ailleurs avec toi.
Ben de sana bir şey söylemek istedim Penny.
Et je voulais te dire... Penny.
Ben kazaklarımı istedim.
Je voulais mes pulls.
Ben her zaman böyle olmayı istedim.
Que j'ai toujours voulu être.
Seni aramak istedim, gerçekten. Ben sadece...
Je voulais t'appeler, mais...
Hayır, ben sadece söylemek istedim.
Non, non, je me disais juste. Tu sais?
Ben, kızınız hakkında konuşmak istedim efendim.
Je voulais vous parler, de votre fille.
Ben sizinle konuşmak istedim, efendim.
Je... Je voulais vous parler.
Ben gazoz istedim ama barmen bana bu sarı, maltlı içkileri verdi.
J'ai demandé des sodas mais le barman m'a donné ces boissons jaunes, comme du malt.
Evet, birkaç günlüğüne iş amaçlı gelmem gerekiyordu ben de seni görmek istedim.
Je suis en ville pour quelques jours pour le travail, et je voulais te voir.
... sanatsal açıdan güzel demek istedim. Çünkü ben de yaptırmayı düşünüyorum da. Tek boynuzlu bir at mesela.
Je ne veux pas dire, comme, j'aime aime tes tatouages, je veux dire que j'apprécie leur mérite artistique, parce que, je, moi-même, pensais à me faire un tatouage, tu sais comme... comme une licorne,
Dinle, ben sadece, seninle konuşmak istedim.
Mais je... je voulais te parler.
Mesajlarıma cevap vermedin, ben de yüz yüze görüşmek istedim.
Eh bien, puisque tu ne répondais pas à mes messages, j'ai voulu te voir en personne.
Ben 7 kez falan istedim.
Je lui ai demandé 7 fois.
Ben biliyorum... Çünkü bir zamanlar ben de onun gibiydim ve oğlum için onu istedim.
Moi oui... parce que j'étais cet enfant, et je voulais la même chose pour mon fils.
Ben nişanlılık sürecinin daha uzun sürmesini istedim ama Martha'nın başka planları varmış.
J'aurais aimé de plus longues fiançailles. Martha avait d'autres plans.
Pamela'ya bebeklerimizin öldürülmesinin sorumlusunun... ben olmadığını söyleyebilmeyi istedim.
Je veux être capable de dire à Pamela que je ne suis pas responsable pour... Pour avoir tué nos bébés.
Ben de yatak odanı görmek istedim ve kendi kendime geziyorum.
Et je voulais voir ta chambre donc j'ai fait ma propre visite.
- Evet ama onunla ben konuşmak istedim.
- Je voulais lui parler.
Ben yalnızca April'in senin gibi harika bir departman yöneticisi olmasını istedim.
Je veux qu'April devienne un chef de service aussi respectable que toi.
Sana çiçek getirmek istedim, ama neyi sevdiğini bilemedim. Ben de şansımı deneyip şakayık aldım.
Je voulais t'amener des fleurs, mais je savais pas quel genre tu aimais, alors j'ai pris le risque et je suis venu avec des pivoines.
Her neyse... Ben de havaalanına gidiyordum ve sana bir şey vermek istedim.
Enfin, bref, j'étais en chemin pour l'aéroport, et je voulais te donner quelque chose.
Aslında ben kadife pasta istedim ama Bryan bunu çok istedi.
En fat je voulais un Red Velvet mais Bryan a insisté.
Ben sadece uğrayıp CBI'ın ihtiyacı olursa yardım etmeye hazır olduğumu bilmenizi istedim.
Je voulais juste passer et vous mettre au courant que je suis disponible si le CBI a besoin de mon aide.
Ben de gelecekteki millete gerçek bir görüntü göstermek istedim onların salak ticaret odası broşürlerini değil.
Je voulais donner aux gens du futur une vraie image, une qui n'est pas dans leur stupide carnets de chambre de commerce.
istedim 74
istedim ki 16
ben iyiyim 1860
ben istiyorum 105
ben istemiyorum 126
ben işe gidiyorum 20
ben içerim 23
ben ilgilenirim 144
ben isterim 63
ben ise 42
istedim ki 16
ben iyiyim 1860
ben istiyorum 105
ben istemiyorum 126
ben işe gidiyorum 20
ben içerim 23
ben ilgilenirim 144
ben isterim 63
ben ise 42