Ben vermedim translate French
680 parallel translation
- Bir yerde bulmuştur. Ben vermedim.
Alors il l'a trouvé.
O fiyatı ben vermedim, siz verdiniz.
Vous venez d'en fixer un.
- Ben vermedim!
- Pas moi!
Amos, şişeyi ona ben vermedim, o verdi.
Amos, je ne lui ai pas donné la bouteille. C'est lui.
Roy'a viskiyi ben vermedim.
Ce n'est pas moi qui ai servi Roy.
Emri ben vermedim, Teğmen Loquenzi verdi.
C'est les ordres du Lieutenant Loquenzi
- Hayır, ben vermedim!
- Si, tu l'as! - Non je l'ai pas fait!
Ben vermedim, ama kim haber verdiyse şükürler olsun.
Mais s'ils arrivent, tant mieux. Parce que moi, j'en ai marre.
Bu kararı ben vermedim. Tornavida girişiminden sonra beni atadılar.
C'est bien mon problème.. j'ai essuyé une tentative d'attentat.
Ama yiyeceği ben çalmadım ve barakayı da ateşe vermedim.
Je vois bien. Mais j'ai pas volé la bouffe, et j'ai pas mis le feu à l'abri.
O beklentiyi siz oluşturdunuz. Hepinizin de çok iyi bildiği gibi ben asla öyle bir ümit vermedim.
Vous les avez nourris de cet espoir, alors que vous saviez que je n'en avais pas l'intention.
Ben ona bir şey vermedim.
Je n'ai rien donné.
Hükmü de ben vermedim, mahkeme verdi.
C'est la cour qui l'a jugé.
- Ben öyle tepki vermedim.
- Pas par moi.
Ben randevu vermedim. Siz verdiniz.
C'est vous qui m'aviez donné rendez-vous.
Senin bulduğun yerden, ama ben veda busesi vermedim.
Au même endroit que toi, mais je n'ai pas eu à lui faire la bise en partant.
Beni inciteceğini düşünüp korkma... çünkü ben sana böyle bir ev vermedim.
Tu n'as pas à craindre de me peiner parce que je ne t'ai pas donné de belle demeure.
Sana ben oy vermedim, Rogers.
- Alors, qui?
Çünkü ben izin vermedim.
Parce que je l'en ai empêché.
Kaç gündür geri vermek istiyordum size. Hayır, ben vermedim.
Je ne vous ai jamais rien donné.
Ben size hiçbir şey vermedim. Verdiniz efendimiz, unutmuş olmalısınız.
Si, vous le savez bien, messire.
Ben ona söz verdim, vermedim mi?
J'ai donne ma parole. Oui...
Benden 4.000 Liret borç istemişti, ama ben 1 sent bile vermedim.
Il a voulu m'emprunter 4,000 lire, mais je lui ai pas donné un centime.
- İsim vermedim ki. Ama ben Teğmen'e nişanlılk konusunda acele edip şeyyy söyledim...
Je ne me permettrais jamais, mais ce n'est pas moi.
- Ben sana söz vermedim mi?
Depuis quand on se vouvoie?
Ben emir vermedim.
Pas sur mes ordres.
Görüyor musun Cuddles? Beni dünyanın en mükemmel adamı sanıyor. ve ben o çocuğa hiç şans vermedim.
Cuddles, il me prend pour un type hors du commun, et je ne lui ai pas laissé sa chance.
Ben daha size hediyemi vermedim, ama şimdi vereceğim.
Je ne vous ai pas encore donné mon cadeau, mais le voici :
Buna ben karar vermedim.
C'est pas moi qui ai décidé.
Benden uzak dur. Ben hiçbir şeye zarar vermedim!
- N'approchez pas!
Ben hiçbir söz vermedim kendim bile maça gitmiyorum.
J'ai rien promis. J'y vais même pas!
Ben bunun için geçiş izni vermedim.
Je n'ai pas délivré de laissez passer!
Ben kimseye kamçı cezası vermedim.
Je ne l'ai pas permis.
Ama... ben parayı vermedim.
Je les ai pas données.
Bu sefer... beni çağırdı... ama ben cevap vermedim.
elle m'a appelée, et je n'ai pas répondu.
- Ben hortlaklara oy vermedim.
- J'ai pas voté pour le fantôme.
Ben sana hiçbir şey vermedim mi?
Je ne vous ai rien donné, je suppose?
Ben de, seni bir veya iki şarkı için ikna etmeye çalışacağımı söyledim ama herhangi bir söz vermedim.
Que je pensais que tu allais chanter. Mais je n'ai rien promis.
Lanet olsun. Hayatta ateist vaaz vermedim ben kilisede.
Je n'ai jamais fait un seul sermon athée!
- Resmi kasaba vermedim. Ben kasaptayken dükkâna domuz parmağı almaya bir müşteri geldi.
Je ne l'ai pas laissée chez le boucher.
Ben böyle bir emir vermedim.
Je n'ai jamais donné cet ordre.
Anne ve babası ameliyat parasını ödeyememiş, ben de 27 senti onlara vermedim.
Les parents ne pouvant pas payer l'opération, j'ai gardé les 27 cents.
Bu makam için ben emir vermedim.
Je n'ai pas donné l'ordre de prendre la préfecture.
Fakat ben zarar vermedim, beyefendi.
Je ne l'ai pas abîmée, señor.
Ben hiçbir zaman söz vermedim.
Lesquels? Je n'en ai jamais pris...
Madem artık mühür yok, üstelik sırrı ele veren de veznedar. - Ben ele vermedim!
Surtout s'il y a plus de tampon depuis que le trésorier l'a dénoncé.
Ben yapmam. Hayatımda buna hiç para vermedim.
Je n'ai jamais payé pour ça.
- Ben de vermedim.
- mais je ne lui ai pas donné.
Ben hayatımda kimseye zarar vermedim.
Je n'ai jamais fait de mal à personne.
Yakın bir arkadaşımdan öğrendim. Ben ağzına vermedim ya.
Eh bien, c'est un bon ami à moi.
Şey, Vic, o konuda ben henüz karar vermedim.
Je n'ai pas pris ma décision.